İnsanların etrafındakilerin değerini bilmeleri ve birbirlerine sarılmalarına olanak sağlamamız için hikayemizi duymaları gerekiyordu. Şimdi her nerdeyseniz ve sen her nerdeysen elinize bir kutu peçete alın, yanlız kalacağınız bir yere gidin ve bölüm...
- hadi kızlar hadi hadi hadi! Batunun kızgın sesi kulaklarımızı doldurduğunda Ahu birbirimize bakarak sırıttık. Düzleştiricinin fişini çektim ve parfümümü sıkarken Aleve döndüm.
Bugün hepimiz dikkatlerini çekmek için siyah giyinmiştik. Ahu uzun kollu dar bir sweatshirt, altına da mini etek ve topuklu bot giyerek esmer ve biçimli vücudunu ortaya çıkarmış, sarı saçlarını maşa rujuna kadar siyah kullanmıştı. Son olarak pahalı kabarık dizlerine inen kürkünü üstüne geçirdi.
- aman tanrım! Muhteşemsin diye mırıldandım.
- sende öyle bebeğim dedi ve çantasını alarak kapıya yöneldi. Aynada kendime baktım. Gri saçlarımı düzleştirerek koyu bir göz makyajı yapıp hafif kırmızı mat bir ruj sürmüştüm. Üstüme siyah uzun kollu mini bir tulum giyip tulumun içine göbeğimi açıkta bırakan yerleri file çorabımla doldurduğum bir badi gitmiştim. Bacaklarımdaki dövmelerin üstünü süsleyen file çorabım ve boyum uzun olduğundan postallı botlarımı ayaklarıma geçirmiştim.
Son olarak da çantamı aldım ve aşağıya indim. Ahu telefonuyla uğraşıyor, Batuhan ve Ilgar sahte kimlikleri inceliyorlardı. Herkes çoktan giyinmişti ve itiraf edeyim, çok iyiydiler. Özellikle Ilgar. Her zamanki gibi kafasındaki siyah bandana, siyah deri ceketi ve güneş gözlükleri. Son basamağı indikten sonra herkes kafasını kaldırıp bana baktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Güneş gözlüklerini ağır ağır çıkardı ve çatık kaşlarla giydiklerimi süzdü. Bakışları bacaklarımda oyalandığında kalbim çırpındı. Tam ağzını açıp bişey söyleyecekti ki Batuhanla göz göze geldik ve sırıttı.
- Algos, sen muhteşem bir detaysın, ağzındaki sakızı gevşekçe çiğneyerek gülümsedi. Bende rahatlayıp ona bakarak gülümsediğimde Ilgar arkasına dönüp ona kaşlarını kaldırdı. Bu onun klasik kendine gel bakışıydı.
Batuhan hemen ciddi bir ifadeye büründü ve gözlerini kaçırırken burnunu çekti. Ilgarın rahatsız edici bakışları tekrar bana döndüğünde bende batuhana baktım. Tekrar sırıtarak göz kırptı. Kahkahamı gizlemeye çalışırken öksürdüm.
Bizi bu durumdan Caner abi kurtardı.
- hadi çocuklar az zamanımız kaldı, yola koyulun. Caner abinin öğütlerini dinledikten sonra Batuhan hızla Ahunun omzuna kolunu atarak garaja yöneldiğinde bizde Ilgarla arkalarından yürüdük. Gözleri sürekli çatık kaşlarıyla bacaklarımdaydı. Ah, kıskanıyordu. Içimdeki cadı kahkahalar atarak yatağın üzerinde zıpladı. Gülümsememek için dudağımı dişledim.
- herkes beni takip edicek dedi Ahu.
- tamamdır.
Yol kısa sürdü. İnsanlar bu kadar lüks arabaları bir arada görünce dönüp dönüp bakıyorlardı. Sonunda insanların beyninin saçma şeylerle doldurulduğu toplu intihar merkezine geldiğimizde yavaşladık ve teker teker park yerine girdik. Bahçedeki gözler bize dönerken Maseratimden inerek kapılarını kilitleyip çantamı sırtıma taktım.
