3.BÖLÜM

14 3 0
                                    

Alarmın çalmasıyla kalktım. Arda'da uyanmıştı bugün 6 da kalkmak zorunda kaldık.
"Günaydın. Yakışıklı" dedim
"Günaydın güjellik" dedi arda.
"Hadi hazırlanalım sonra ben seni okuluna götüreyim"
"Tamam Şelen abla bekle ben üştümü giyinim" İlk lavboda elini yüzünü yıkadım sonra giyinceği kıyafetleri poşetten çıkardık sonrada benim yardımımla giyindi.
"Yakışıklı sen git Cem'i uyandır deki ben gidiyorum sen bizi götürücekmişsin de o kalkar" dedim. Arda hemen koşarak odadan çıktı galiba Cem'in odasına gidiyor. Bende banyoda rutin işlerimi halledip dün aldığım okul kıyafetini giyip saçımı dağınık örüp çantamı toplayıp Cem'in odasına gittim.
"Cem bak kalk bende Arda'nın hocasını arıyacağım sen bizi götürüceksin. Hadddi" dedim.
"Cem abi kalk hati" dedi arda. Cem gözlerini açınca bende odadan çıktım. Telefonu elime alıp dün Arda'yı arayan hanımefendinin numarasına bastım.
"Merhaba. Ben dün Ardayla gezmek isteyen kız. Biz Arda'yı getiricezde. Siz bize konum atarmısınız." Dedim
"Merhaba tabikide konum atarım. Arda inşallah gelmek ister" dedi
"Biz konuştuk gelicek o zaman ben kapatıyorum" dedim ve kapatım.
1-2 dakika sonra mesaj gelince kadının konum attığını anladım. Gitçeğimiz yer yetimhaneydi yani arda yetimhanede kalıyordu. Telefonun camına bir yaş damlayınca ağladığımı anladım. Hemen gözlerimi sildim.
"Şelen abla hadi gidelim Cem abi hajır" dedi arda.
Cem'e baktım ve "oha ne çabuk hazırlandım sen ya" dedim
"Ohooo sen bizi ne zannettin?" dedi Cem.
Sadece Cem'e gözlerimi devirdim ve Arda'ya dün aldığımız şeyleri Cem'e verdik. Cem bütün poşetleri arabaya koydu. Ve sonra arabaya ardayıda bindirerek yetimhaneye doğru yol aldık.
Yetimhaneye gelince. Cem bütün poşetleri eline aldı ve bende ardanın elinden tuturak yetimhaneye girdik. Bütün çocuklar kahvaltı yaptığı için ardayla vedalaştık ve hemen kahvaltı yapması için yemekhaneye yolladık.
Kapıda çocukların bakıcısı vardı bütün poşetleri bakıcıya verdik ve okula gitmek için arabaya bindik.
"Cem daha okulun başlamasına 01.30 saat var. Başka bi yere gitsek?" Dedim
"Mesela?"
"I don't no (bilmiyorum)" bu kelimeyi İngilizce söylemeyi çok seviyorum.
"Okey o zaman Selen ve berki ara hazırlarsa onlarda gelsin" dedi. Tamamı İngilizce söyleyipte diğerlerini Türkçe söylemekte çok mantıklı.
İlk İrem'i aradım
"İremm kızzzz kalktın mı? Hazırmısın?" Dedim irem telefonu açınca.
"Evet hazırımda hayırdır erkencisin?" Dedi irem
"Evet ya sorma Arda'yı bıraktıkta biz seni almaya geliyoruz" dedim ve yüzüne kapatım. Böyle yapmayı seviyorum.
"Eeee bende Berk'in numarası yok ki" dedim Cem'e dönüp.
"O zaman benim telefonumdan numarasına bak. Ama sakın benim telefonumdan arama çünkü fatura geliyor eşek kadar" dedi Cem. Aslında Cem'in telefonundan aramak vardı ama neyse.
Berk'in numarasını alıp aradım.
"Alo hayırdır kardeşim cesaret mi yedin bu saate neden arıyorsun bu kadar erken ama.." Berk konuşmaya devam etmeden.
"Sakin ol şampiyon ben Selen Cem ara dedide ben aradım bu benim telefonum haberin olsun bu bir! İkinciside biz bi yere gidiyoruz sende geliceksen gel" dedim
"Nereye gidiyorsunuz?" Dedi Berk.
"Bende bilmiyorum ki" dedim
"Selen peki yanında kim var?" Dedi dalga geçer şekilde.
"Yanımda Cem var araba kullanıyor. Niye sordun?" Dedim
"O zaman Cem'e sor nereye gittiğinizi" dedi
"Çok mantıklısın yakışıklı" dedim. Oha yakışıklı? Yakışıklı mı dedim ben Cem kahkaha atamamak için kendini tutuyordu.
"Bunları senden duycakmıydık ya. Ama kusura bakma ben yakışıklı olduğumu biliyorum zaten. Bütün kızlar bana yakışıklı olduğumu söylüyor." dedi
"Ya yanlış çıktı. kusura bakma egonu tavan yaptığım için vede iyikide sana yakışıklı olduğunu söyleyen kızlardan değilim" dedim
"E ama söyledin az önce" dedi.
"İstem dışı. Tamam bekle sen ben sana mesaj yazıcam nereye gidiceğimizi" dedim ve yüzüne kapattım. Çok harikayım.
"Cem biz nereye gidiyoruz" dedim Cem'e dönerek.
"İrem'i almaya yakışıklı" dedi Cem. Al işte dalga geçiyor aklınca .
"Yakışıklım İrem'i aldıktan sonra nereye gidiyoruz?" Dedim.
"Çınarcık kafeye güzelim" dedi.
Az önce aradığım numarayı yani berki
EGOBERK diye kaydettim.
Ve sonra mesaj yazmaya başladım
Gönderilen=EGOBERK
Çınarcık Kafeye gidiyormuşuz.
Hemen mesaj geldi
Gönderen=EGOBERK
Birincisi yüzüme kapatmanı unutmadım ve bunun intikamı çok kötü olucak ikinciside tamam geliyorum.
Hehehe intikam alıcakmış en fazla ne olur bilmiyorum.
İrem'i aldıktan sonra Çınar kafeye gittik.
"Cem ya okula geç kalırsak?" Dedim
"Merak etme!"
"Tamam" dedim ve Cem nereye oturuyorsa bizde İrem'le oraya oturduk. Ben kapıyı gören tarafa oturdum Cem benim yanıma. İrem'de Cem'in karşısına oturdu.
Kapı açılınca kapıya baktım berk girdi. Göz göze gelince kafamı başka tarafa çevirdim. Çevirmez olaydım. Yan masadaki benim yaşlarımdaki çocuk bana bakıyordu yani göz göze geldik.
Masada birisinin öksürmesiyle önüme döndüm.
Cem "o çocuk kim?" Dedi bana bakarak.
"Hangi çocuk?"
"Az önce bakıştığınız"
"Ben bilmeden birisiylemi bakışıyordum! Hiç haberim yok"
"Kesin öyledir" dedi Berk araya girerek.
"Ben kardeşime inanıyorum bilmeden bakışıyordur" dedi irem.
"İşte bu kardeşlik" dedim ve ireme çakması için elimi uzattım oda karşılık verdi.
"Hem sanane Cem kısmetimi kapatmasana istediğimle bakışırım" dedim
"Aynen bananeki" dedi
"Cem birisi daha gelicek" dedi Berk.
"Kim kanka" dedi Cem
"Gelince öğrenirsin"
Kapıdan biri gelince Cem ayağa kalktı.
"Ohaaaa. Kıvırcık" dedi. Kıvırcık? Cem kıvırcık mı? Dedi. Merakla kime kıvırcık dedi diye ayağı kalktım. Bize doğru gelen kumral mavi gözlü bi çocuktu. Ama bu çocuk kıvırcık felan değildiki. Neden kıvırcık diyoki bu Cem?. Cem gidip çocuğa sarılınca bende Berk'e döndüm.
"Berk"
"Yakışıklıya ne oldu?" Aklınca dalga geçiyor.
"Bu çocuk birincisi kim? İkinciside neden Cem bu çocuğa kıvırcık diyor? Çünkü çocuk kıvırcık değil tamam anladık yakışıklı hatta baya yakışıklı ama neden kıvırcık yani why?(neden?)"
"Birincisi yakışıklıysa sanane seni ilgilendirmez ikinciside küçükken mert kıvırcıktı ve biz küçükken ona kıvırcık derdik yani ağzımıza takılmış"
"Anladım" dedim. Bi yerden izlendiğimi hissedince etrafıma bakındım. Yine yan masadaki çocuk bana bakıyordu.
"Selam ben mert" dedi Cem'in kıvırcık dediği çocuk.
"Selamm bende Selennn" sonra mert denilen çocukla irem tanıştı ve masaya tekrar oturduk.
"Cem bişey dicem ama kızma" dedim Cem'e dönerek.
"Söyle güzelim. Kızmayacağım"
"Tamam. Şu yandaki çocuk varya yakışıklı olan"
"Yakışıklı olan? Ben öyle biri göremiyorum" dedi Cem. Yani demek istediği bidaha o çocuğa yakışıklı dersen ölürsün.
"Öfff işte o çocuk geldiğimizden beri bana bakıyor"
"Şimdi sizi okula bırakıyoruz biz gelicez" dedi Berk ve hepimiz masadan kalktık.
Okulun önüne geldiğimizde irem ben ve mert arabadan indik ve okulun kantinine gittik.

BERK'TEN
Selen, Ceme 'o çocuk geldiğimizden beri bana bakıyor' demesiyle kan beynime sıçramıştı. Kıskanmışmıydım? Bilmiyorum. Ama tabiki selene aşık filan değilim. Zaten benim sevgilim var zannediyor. Hatta Cem hariç herkes öyle zannediyor. Habire yanımda olan kızla yani Handeyle. Zorunlu olarak gezmekteyim çünkü babamın bi ortağının kızı. Şimdi bazıları diyor ki neden babanın ortağının kızı diye onla gezmek zorundasın. Çünkü kız bana pilotonik aşık ve ben onu üzersem babasıda normal olarak kızar filan aslında hiç umrumda değil ama babamın işinede yansır diye kızla geziyorum.
Ama artık Hande ile konuşucam çünkü artık sıkıldım.
Ben Ve Cem Çınar kafeye geldik. Yan masadaki Selen'in demesiyle yakışıklı ama benim yanımda taşın 't' sini alamayan kişinin yanına gittik.
"Sen hayırdır" dedi Cem. Cem'in böyle demesiyle Resmen kendimi hani vardır ya sokak serserileri 3-5 kişi toplanır filan birisini dövmeye gider onun gibi hissetim.
"Sizede selam" dedi çocuk
"Başlatma selamına sen bizim yanımızdaki kızlara nasıl bakarsın." Dedim
"Niye sevgilin mi?"
"Evet lan sevgilim" dedim. Cem bana şok olmuş şekilde bakarken ben hiç bozuntuya vermeden çocuğun iki yakasından tutum ve Ayağa kaldırıp kafa attım.
"Bidaha seni görmeyeyim" dedi Cem ve ikimizde kafeden çıktık.
"Evet sevgilim derken" dedi Cem bana bakmadan ve arabaya yürüyerek.
"Çocuğun tepkisini merak ettim" dedim
"He he öyledir"
"Nasıl olmasını beklerdin yada ne zannettin"
"Hiç kusura bakma kardeşim çok içten söyledin" dedi Cem arabaya binerken.
Hiç cevap vermeden bende arabaya bindim. Acaba cidden içten mi söylemiştim yoksa sadece öylesine ağızımdan çıkan 2 kelimemiydi?
SELEN'DEN
Mertle çok iyi anlaşmıştık. Zaten kim mertle iyi anlaşamazdı ki? İrem'e baktığımda gülmekten gözünden yaş geliyordu ama birden ağlamaya başlayınca ne olduğunu anlamadan İrem'e
"Kanka ağlıyorsun" dedim
"Ayyy hiç bilmiyorum noluyor?"
"Kesin ergenlik şeyiydir" dedi mert.
"Ergenlik şeyi?" Dedim soru sorar şekilde.
"Hiç bilmiyorum öyle ağızımdan çıktı"
"Kanka ya ben neden ağlıyorum?" Dedi irem.
"Ben nerden biliyim?" Dedim. Ve arkamdan ses gelmesiyle arkamı döndüm
"Niye irem ağlıyor yoksa birisi bişey mi dedi?" Dedi Cem.
"Yok ya güldü güldü güldüüü ve birden ağlamaya başladı yani bizde ne olduğunu anlayamadık" dedim Mert'e bakarak
"Aynen ya bu kız neden ağlıyor. Acaba aşk acısımı?" Dedi mert bana dönerek.
"Yok ya ne aşk acısı. Belki çok gülmekten karnı ağrıyordur ve karın ağrısından ağlıyordur" dedim
"Çok mantıklıı. Çak pampi" dedi mert bana elini uzatarak.
Zilin çalmasıyla ve İrem'in zilden 3 dakika önce susmasıyla sınıfa gidiyoruz.
Aslında ben bizden sonra Berk ve Cem'in ne yaptığını çok merak ediyorum ama soramıyorum.
"Ya ben Arda'yı özledim" dedim yürüyerek.
"Aynen ya" dedi irem
"Yanlız arda kim? Yakışıklımı? Tabi benim kadar yakışıklı olmazda. Eeeee bu çocuk kim? Kaç yaşında?" Dedi mert
"Şimdi Arda bi kere çok tatlı çok yakışıklı çok hayran kanılası bişey."dedim
"Oo diyorsun" dedi mert
"Ya küçük tatlı 6-7 yaşlarında benim kadar yakışıklı bi yetim çocuk" dedi Berk araya girerek.
"Senin kadar yakışıklımı?" Dedim soru sorar şekilde.
"Eee tamam şimdi kim daha yakışıklı onu boşverinde nasıl tanıştınız?" Dedi mert
Mert'e herşeyi anlattıktan sonra Furkan'ın yanına oturdum.

Evet bi bölümün sonuna geldik biliyorum buraları okumuyorsunuzdur çoğu.
Ama lütfen vote ve yorum atmayı unutmayın ❤️

Umutsuz vaka Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin