Her şey bitmişti. Taehyung her şeyi sonlandırmıştı. Kendi hayatını da.
O gün olanlar
Taehyung duyduğu sözler karşısında şok olmuştu. Hemen yanlarına gidip Jennie'ye bunu sormak istiyordu.
Hayalet Jennie'yi bıraktı ve Jennie korkuyla Taehyung'a baktı.
"Taetae ben açık-"
"BANA TAETAE DEME!"
Taehyung bağırınca Jennie daha çok korkmuştu. Olduğu yere iyice sindi.
"Taehyung. Açıklayabilirim."
"Bende senden onu bekliyorum."
Taehyung sinirden köpürmek üzereydi. Bunu ona nasıl yapabilmişti? Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Ağlayamazdı. Bu durumda olmazdı.
"'Sen sadece benimsin. Ben de senin.' dediğin zamanı hatırlıyor musun Taehyung? Ölmeden iki gün önce söylemiş ve sözünü mühürlemiştik."
Taehyung Jennie'ye baktı. Bu konuda ciddi olamayacağını düşünüyordu ama Jennie çok ciddi gözüküyordu.
"O zamanlar çocuktuk. Ne olacağını bilmeyen iki çocuktuk."
Jennie inanmıyormuş gibi Taehyung'a baktı. Taehyung hiçbir duygu belirtisi olmadan ona bakıyordu.
"Çocuk? Çocuk muyduk? Biz on-"
"Çocuk olmasak bile sen öldün!"
Taehyung daha fazla dayanamamıştı. Sinirden ölecek gibi hissediyordu.
"Neden hayatıma devam etmeme izin vermiyorsun? Bırak bende hayatımı yaşayayım."
Daha fazla kendini tutamayacağını anlayınca gözyaşlarını serbest bıraktı. Yere düşüşlerini izlemeye başlamıştı.
"Sen hayatını asla yaşayamayacaksın Taehyung. O zamanlar hayaletleri görmene rağmen yanından ayrılmamıştım. Korkmamıştım. Şimdi de seni bırakmayacağım. Önüme çıkan tüm engelleri yok edeceğim."
"Ama ben o kızı seviyorum. Bu durumda ne yapacaksın? Ne yapacaksın!"
"Artık o kız yok. Ölmüş."
Arkadan erkek hayalet bunu söyleyince Taehyung'un elleri titremeye başlamıştı. Nasıl ölmüştü? Nasıl ölebilirdi? Bir hayaletin bir insanı öldürmesi yasaktı.
'Kızın fazla zamanı yok Taehyung.'
Yine adamın sesi kulaklarında yankılanıyordu. Taehyung Jennie'ye baktı. Yüzünde korkuya dair tek bir ifade bile yoktu.
"Beni ona götür."
Taehyung kızın cansız bedenine sarıldı ve kokusunu içine çekti. Kız ondan hoşlanıyordu. Ne olursa olsun onun yanındaydı.
Taehyung daha birkaç gün önce kızdan hoşlandığını fark etmişti. İkisi de mutluyken onun ölmesi Taehyung'u derinden sarsmıştı.
"Bizi yalnız bırakın."
Bunun üzerine ikisi de evden çıktı ve onları yalnız bıraktı. Jennie korkuyordu. Taehyung onu yok edebilirdi. Tırnaklarını kemirmeye başlamıştı.
"Şimdi ne yapacağız?"
Jennie adamın gözlerine baktı. Ama adamda tek bir korku belirtisi bile yoktu.
"Ben o işi çoktan hallettim."
Jennie adamdan gözlerini tek bir saniye bile ayırmadı. Ne yapmıştı? O sırada bir anda patlama sesiyle içlerinden tahta parçaları geçmeye başladı. Jennie arkasını döndü ve bağırmaya başladı.
"TAEHYUNG!"
O gün ölmüştü Taehyung. Ama burada daha rahattı. Burada onu hayaletleri gördüğü için yargılayan kimse yoktu. Ayrıca Jisoo'yla beraberdi. Bir evleri vardı ve beraber yaşıyorlardı. Taehyung şimdi mutlu olduğunu hissediyordu. Sevdiği kadın yanındaydı. O mutluydu.
SON
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Helpless| taehyung
Fanfiction"Bana da yardım et, benim ölmemem gerekirdi." © 2017 | readerlittlewitch / rlwitch