Kolay kolay neşesini kaybetmeyen Selvi,
Tam hayatının aşkına kavuşmuşken, avucunu yalamak zorunda kalır.
Gene de pes etmez,
Ona göre imkansız diye bir şey henüz dünya üzerinde icat edilmemiştir...
Gamsızlığıyla nam salmış Uğur,
Uzun birliktelikle...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Medya: Uğur böceği Caner Güveli , Selvi :)
Yeni bölüm ellerinizden öper Canlar :)))) Yorum ve beğeni de bulunmayı unutmayın, öpüyorum çok çok çokkk <3
Bir çok şey olabilirim, patavatsız, deli, sakar yada ukala ama asla sabırlı biri değilimdir. Fıtratımda böyle bir erdem kodu yok, övünülecek matrak bir tarafı var diye de iddia etmiyorum, huyum kurusun. Babam sağ olsun, biraz amiyane bir tabir olacak lakin eskilerinde tasdikleri gibi 'Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsini sevdiğim cinsine çeker' demişler. Argo kısmını düzeltmek durumundayım, ben dahi kimse babama laf atamaz.
Neyse geçelim bunları ne diyordum ben, ha evet çaylak stajyer mevzusuna isyan ediyordum en son. Aklımda uçarı olduğundan sabit bir düşünce üzerinden ilerleyemiyorum haliyle, sağdan soldan geliyorlar sürekli mavzer altındayım.
Yeni astımın adı Uğur, bir seksen beş boylarında esmer -Allah sahibine bağışlasın çokta hoş çocuk hani- taş gibi bir fiziğe sahip, bir de gülünce gözleri kısılan yakışıklı bir erkek. Yan gözle baktığımdan söylemiyorum ama tam benlik diyebileceğim biri. Tolgahan için delicesine Leyla olmasam peşine takılacak azılı kervanın başını çekerdim. Gerisini siz düşünün artık!
İleriye attığım adımı geri çekip durdum, sahi aklıma gelmişken verilen görev gereğince koskoca şirketi aylakçı gibi gezdirmem lazımdı. Arkama çarpan cüsse, yarım bıraktığım adımı frensiz vaziyette öne atılmamı sağladı. Yalpalayarak dengemi sağlamaya çalışırken, yeni çaylak çevik bir refleksle kolumdan tutup geriye, kendisine doğru çekti. Açık ağzım bir tarafa yanağım sert, sımsıcak gergin göğsüne yapışıp kaldı. Deyim yerindeyse cama yapışan sinek gibi yeni çaylağın geniş, alabildiğine kaslı bedenine iman ettim.
Nimet mi, musibet mi belli değil tövbe Yarabbi !
Telaşla geriye sıçrayıp, ayran budalası gibi açıkta kalan ağzımı kapattım. Ortada konusu edilecek davranış bozukluğu yokmuşcasına gayet normal bir sesle "Ani duruşlarım ile meşhurum, şirkette kime sorsan parmakla gösterirler beni" sıvadım sıvayacağım kadar.
