21 day in the dollhouse

1.2K 133 287
                                    

"Luke? Nereye kayboldun?"

Bir ses duymamızın üzerinden beş dakika geçmişti ama hala gelmemişti. Ellerimi çıplak kollarımda gezindirdim. Bir anlık öpüşmeye dalmıştık ve tişörtümü nereye attığını bu karanlıkta göremiyordum. Boş zamanlarımızda ve kısa tenefüslerde kaçamak yapmak için tiyatro kulübüne inmememiz gerektiğini bir kez daha anlamış oldum.

Sahnenin üzerinde birkaç adım daha attım. Gözlerim çantamı arıyordu. Telefonumu elime alabilirsem fener yardımıyla etrafı biraz da olsa aydınlatabilirdim.

"Luke!"

Fısıldanarak bağırdım. Hocalara veya tiyatro kulübü koçuna yarı çıplak yakalanmak, en son isteyeceğim şey olurdu.

Ayağıma bir şey çarptığında direkt çantamdan telefonu çıkardım. Ayağa kalkıp feneri açmamla çığlık atmam bir oldu. Çığlık filmindeki katil kostümlü biri tam karşımda duruyordu. Korkudan elimdeki telefon yere düştü. Hızla geri geriye doğru kaçarken sert bir şeye çarptım ve sertçe inledim.

O anda sahne ışıkları açıldı.

Sağ kolumda hissettiğim acı ile oraya baktım. Kan akıyordu. Dişlerimi birbirine bastırırken elimi de yarama bastırdım.

"Siktir!" Beni yaralayan maskeli maskesini çıkartınca maskenin ardından Harry'yi gördüm.

Canım çok yanıyordu. "Harry! Geri zekalı mısın?"

"Cadılar bayramı şakası!"

"Şakanı sikeyim!" dedikten sonra yerde duran tişörtümü işaret ettim. Tişörtümü yaraya bastırırken birden flashlar patlamaya başladı.

"Sevgilisi varken başka bir erkekle işi pişiren sarışın güzel tiyatro kulübünde yarı çıplak basıldı!" Okul gazetesi başkanı Neels ve yandaşçıları hala fotoğraflarımı çekiyordu.

"Yok böyle bir şey! Saçmalamayın!"

Harry yanıma kadar geldi ve kıkırdadı. "Sadece fazla şanslıydın. Yoksa bıçak daha derinden saplanabilirdi."

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

kendall: ne dedin sen

kendall: gerçekten harry'yi öldürdün mü

calum: babamı kesip biçip yemek diye önüme atan dünya harry'ye neler yapmaz

shawn: +1

taylor: onun sana ne zararı vardı

barbara: ölmesi beni çok geriyor

cameron: beni de

barbara: hiçbir şey yapmadığı halde onu öldürdüyse

barbara: kefenleri hazırlayın

kylie: ölmek istemiyorum

hailey: ben de ölmek istemiyorum

zayn: ben de seninle sevişmeden ölmek istemiyorum

louis: yok ben bu çocuğun hızına yetişemiyorum

gigi: daha geçen cindy'ye yürüyordu

cara: ve sana :d

jessica: geçti artık onlardan

kendall: konumuz harry!!!!

kendall: daha bebeğime onu sevdiğimi söyleyemedim

barbie: DJSKSJDJXJCNXKSKZKXKDL

barbie: Ne safsınız ya.

taylor: nasıl yani

barbie: Onu öldürmedim tabii ki de.

liam: ama öldürdüm dedin

barbie: Ah, onu korkudan öldürdüm. DKAKLAOWPSXKXKKSAOAOOZOSLXKDLDKXL

luke: komikmiş

kendall: geri zekalı seni

kendall: ona bir şey oldu diye o kadar çok korktum ki

barbie: O kadar emin olma. Sadece fazla şanslıydı, yoksa bıçak ona daha derinden saplanabilirdi.

cara: harry de iyi olduğuna göre

cara: rahatlayın biraz

barbie: Uzun zamandır görev yapmıyordunuz.

barbie: Biraz eğlenelim diyorum.

kimlere ne görevi yapılsın istersiniz?
hemen bölüme ekliyim
istediğiniz kadar cani olabilirsinizz uzun zamandır bir şeyler kesip biçmiyorum

the dollhouse 🍷 group textHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin