"Yoongi bana bunun büyük bir sorumluluk olduğunu söyledi."
"Jimin bana bunun çok güzel hissettirdiğini söyledi."
Yatakta oturmuş, kucağıma kocaman yastığı koymuştum. Hoseok hyung ise deli gibi odada dönüyordu. On metrekarelik bir odaydı burası, ne kadar delirmeniz mümkün olabilir ki?
"Jimin kıçıyla düşünüyor sadece."
"Yoongi hyungun da düşündüğü yer kıçından pek farklı değil."
Hoseok bir anda yatağa zıpladı ve kendini toparlaması bir kaç saniyeyi buldu. Karşımda durmuş gözleri dudaklarıma kayarken kendi dudaklarını sıkıntıyla dişliyordu. Uzanıp dudaklarıma kaçamak bir buse kondurduğunda gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Oturduğu yerden ileri kaydı ve dizlerimiz birbirine değerken yastığın üzerine koyduğum ellerimi kavradı.
"Ben seni çok seviyorum." Dedi birden. "Ama bu çok önemli bir şey. Mesela önce benim ailem kalp krizi geçirecek, babam sen daha çok gençsin diyecek sonra annem bak Hoseok abuk sabuk konuşma ağzına iki tane yapıştırırım diyecek ardından kız kardeşim beni koruyacak, gerçi buna koruma denmez o sadece benim büyük odamı istiyor ama önemli değil koruyacak yani. Ardından topu senin ailene atacağız ve sende seni koruyacak bir kız kardeş yok ne yapacağız o zaman?!"
"Ben varım ya hyung, ben kendi kendimi koruyabilirim."
"Elbette biliyorum, benim Taehyung'm yapamayacağı hiçbir şey yok, sadece..."
Yoongi hyung ona ne anlattığı bilmiyorum ama gördüğüm yerde ilk işim üzerine kusmak olacaktı. Onun parasını aldım diye yapıyordu! Ben bilirim. Hyung kafasını eğmiş ve kaşlarını çatmışken ağzının içinde bir şeyler geveliyordu. Sanırım kendiyle kavga ediyordu.
Kafamı eğdim ve Hoseok hyungun dikkatini bana vermesini sağlamak için kocaman gülümsedim. "Hyung bak sana ne söyleyeceğim," gözlerini dikti bana, of biz yataktayız ve şu yaptığımız şeylere bak, yapacağımız başka şeyler varken! Ciddi ol Taehyung. "Ne sen Yoongi hyungsun ne de ben Jimin'im. O yüzden onlardan aldığımız tavsiyeleri: medeni hal yasası kendi gelenek göreneklerine uymayan ülkeler gibi zorla İsviçre'deki uydurmaya çalışan ve başarız olanlar yerine sabahtandır cebinde duran ve 'ben en çok Taehyung'un parmağına yakışırım' diyen yüzüğü dinlesen diyorum, nasıl olur?"
"Yuh nasıl gördün?" Elini sanki gizlemesi mümkünmüş gibi bol pijamasının cebine attı.
"Ben görürüm, her yerde gözüm var. Hadi bak bekliyorum," Sağ ele mi sol ele mi takılır bilmiyorum ama bir tanesini verdim, parmak parmaktır işte.
"Ben bunu araştırdım sağa takılıyor önce," Sağ elimi tuttu be derin bir nefes aldı. Benim burada çektiğim zorlukları bir bilseydi! "Önceden ne söylenmesi gerektiğini de araştırdım ben,"
"Yıldızlı pek iyi sana hyung! Ama ondan önce benim bir şey söylememe izin ver." Terli olan sol elimi pantolonuma sürdükten sonra yanağına yerleştirdim. "Hyung şimdi bizim iki evimiz var ya, evlendikten sonra birinde yaşayacağız. En çok benim evimde seviştiğimiz için bu evin benim ev olmasına karar verdim, seninkini de kiraya veririz paraya para demeyiz!"
Önce kıkırdadı ardından yanağındaki elimi öptü. Ortamı yumuşatmaya çalışıyordum ve o hala ağzından kıkırtıları kaçırırken cebindeki yüzük kutusunu çıkardı. Derin bir nefes aldı, "Başıma gelen en iyi şey olduğunu düşünüyorum." Dedi önce. Sonra sanırım beyninde yazdığı konuşmaya silmek adına kafasını iki hana salladı. Yüzük hangi parmağa takılıyordu bende bilmiyorum ama bunun başparmak olmadığına eminim, umursamadım hyungum isterse çüküme taksın. "Benimle paraya para dememeye ne dersin ballı çöreğim?"
"Ya hyung," Bu duygusal bir şey tamam mı?! Kollarımı sıska boynuna kocaman kocaman sardım. "Şekerden zafiyet geçirene kadar evet, EVET!"
taetaeland
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
373 kişi gördü. jamjam_jm ve sugarfree mutluluktan ss aldı!
silvestria çiçek vermeyi unuttum ama kabul etcen artık ㅠㅠ
