Half m benceeee
Edit:muhtemelen seneler sonra gelen düzeltme -tahmini bunu 2017'in başında yazmıştım şimdi 2019'un sonundayız. Smuta hiç gerek yoktu bu fikte bunu söyleyecektim. 2017'deki Porn uygun gördüğünden bırakıyorum ama bence gereksiz sjdjdjdnd
Hoseok kapının önündeyken deliği bulmaya çalışıyordu. Gözünü sıkıcı yumup açtı görüşü düzelsin diye. Hoş bir işe yaramamıştı.
"Hyung istersen ben açayım kapıyı."
Yoongi ve Jimin ile beraber içmeye gitmiş, ve açıkcası bir güzel gaza gelmiştik.
Aileleri atlatmak çok zordu, sanki aşiret gibi kapının önünde bekleyip kanlı çarşafı Hosoek'un havaya kaldırmasını umar gibi bir halleri vardı Hoseok'un ailesinin tarafında; bizimkilerde ise çarşafın benim tutmam gerekiyordu.
Yoongi ile Jimin bizi iyicene sarhoş ettikten sonra beklemeden uçağı binip buraya yollamışlardı. Şu balayı yerine, öyle ki ismini bile bilmiyorum.
Şimdi de hyungun otel odasının kilidini elindeki kartla açmasını bekliyordumㅡ şu ana kadar başarılı olmamıştı. Elindeki bir karttı lütfen ama nasıl başarısız olabilirsin ki?
"Babam dedi ki," diye başladı elime kartı verip benim açmamı beklerken. "Sen kucağımdayken içeriye girmeliymişim."
"Ben daha iyi bir yöntem biliyorum." Kapıyı ayağımla ittirdikten sonra ipek gömleğinin yakalarını tuttuğum gibi ince dudaklarının üzerine kapattım dudaklarımı ve aralık kapıdan içeriye çekiştirdim. Alkol tadını almamak mümkün değildi, üzerine sinen sigara kokusunun yoğunluğu burnumu sızlatıyordu ve muhtemelen aynı koku bende uzun zamandır vardı.
Hoseok ellerini göğsümün üstüne yerleştirdi. Kıkırdadığını duydum. Dudağını ayırdığında, "Hoşuma gitti." Diyiverdi. Sonra yine güldü, "Utandım." Derken kapıyı kapatmıştı.
"Bu ilk defa yaptığımız bir şey değil hyung." Sanırım her konuda sabırsız olan insan bendim. Hoseok'tan daha çok içmiş olmama rağmen.
"Evli olarak ilk defa. Çok sevimli geliyor kulağa," Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutuyordum, çünkü buna daha alışamadım, ve hyung nefes almaya vakit bulamadığım bir sürede omuzlarımdan tutup yatağa yatırdı.
Oh, sanırım utanmaktan kastı buydu.
Bedeni bedenimin üstündeyken sessizce eğildi üzerime. Önce saçlarımı öptü ve ben daha ilkinden yelkenleri suya indirmiştim. Daha sonra gözlerimi öptü, burnumu öpüp diline değdirdiğinde vücudumdan geçen titremeyle boynuna sarıldım.
Elini gömleğimin içine yolladığında derin bir nefes aldım ve bu onu güldürdü. Nasıl da keyifliydi.
Gömleğimin alt düğmelerini açıp dudaklarını karnıma bastırdığında tekrar derin bir nefes aldım ve bu bir süreliğine yüzünü görmeme neden oldu. Dudakları sıcak ve pürüzsüzdü, dokunuşları yumuşacık ilerliyordu. Bu diğerleri gibi değildi, Hoseok haklıydı bu çok farklıydı.
Birkaç düğme daha açtıktan sonra belimden tutup kaldırdı kollarımı boynuna doladığımda gömleğim omuzlarımdan kaymıştı.
"Çok uykum geliyor." Diye mırıldandı ama bunu söylerken bile dudakları omzumun üzerindeydi. "Gerçekten delirtiyorsun."
Gömleğini çözmeye çalışırken, "Ben de yapabilirim." diye konuştum ama omzuma dişlerini geçirdiğinde inledim. "Tamam, tamam sen yap."
Tekrar ittirdi. Artık bundan ne keyif alıyorsa... İki elini başımın yanına sabitlediğinde gülümseyip keyifle öpücükler kondurup durdu, yüzümün her bir tarafına.
Eli sağa uzandığında kulağına doğru keyifle mırıldanma sırası bana geçmişti. "Vay vay, planda mı yaptın?"
Cevap vermedi. Onun yerine boynumu öpmeyi tercih etmişti. Eh, bana yeterdi.
Pantolonuma uzandı. Belimi oynatıp buna engel olmak filan istemedim değil ama içimdeki hyungun sabrını sınamaya seven tarafı durdurdum. Altındayım yani, her türlü zararlı ben çıkardım.
Hyung ciddiyetle işini yaparken, bir yandan yüzünü buruşturuyordu. Ne yaptığını bilmiyor olabilirdi, oysa ki ben ondan çok içmiştim ama kendimi süper enerjik hissediyorum.
Uzanıp alnıma öptü, beni yatağa sadece öpmek için bile yatırmış olabilirdi ve bu gerçekten şirin olurdu ama hyungu içimde hissettiğimde nefesim tekledi, sırtım yay gibi gerildi. Buna alışmak hala zordu.
"Hyung," diye seslendim dudaklarımız buluşurken, sarhoş olsa bile vazgeçmediği alışkanlığından birisi güzel olduğumdan bahsetmesi. Ne kadar güzel olduğumdan. Onun için ne kadar iyi olduğumdan.
Kendisinin bir hediye olduğundan haberi yoktu, en güzel şeyler güzelliklerini bilmeyenler.
Dudaklarımız uzun bir süre buluşunca kendini içeriye ittirdi. Bir eli yüzümde diğer eli bacaklarımı okşuyordu. Benimde ellerim omzuna tutunuyordu.
Daha hızlı ittirdiğinde, "Hoseok!" Diye bağırdım can havliyle.
Hoseok ise... Sanırım hyungum kendinden geçiyordu.
Bacaklarımdaki eli bana dokundu. Kendini biraz daha bastırırken beni rahatlatıyordu. Ve bir eli sürekli kaba etlerimde geziniyorken, odaklanmam çok zordu.
Hyungun alnındaki boncuk boncuk terleri görünce bende kendimi ona bastırdım. "Seni seviyorum." Diye mırıldandım, duyması mümkün değil gibiydi ama duymuştu.
Kendini tekrar bastırdığında, "En çok ben." Diye karşılık verip dudaklarımızı birleştirdi.
Ay bu bile beni yoruyor sanki ben sevişiyorum dhsndnskdjsndbskdn
Sonraki şey şey olabilir, öpüyorum hepinizi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rainbow effect | vhope
DiversosSnapchat temalı bi' şeyler. rainbow efekt yapmaya çalışan Taehyung.