1.BÖLÜM

50 1 0
                                    

Burnumun kaşınmasıyla elimi burnuma götürdüm. Suratımda hissettiğim sıvıyla kaşlarımı çattım. Tam umursamayarak uykuma geri dönecektim ki anırma sesleri duydum. Gözlerimi yavaşça araladım ve karanlığa alışmasını bekledim. Anıran seslere doğru kafamı çevirdiğimde üç tane öglenamsı amip bana bakarak anırıyordu. Ne olduğunu anlamak için ışığı açtım ve onlara dönerek "Neye gülüyorsunuz lan? "diye bağırdım.
Berk bana bakıp "İstersen aynaya bak"diyerek anırmaya devam etti. Aynaya baktığımda suratımdaki mayonezi gördüm ve bende anırmaya başladım.
Anırmamız durduktan sonra onlara dönüp "Neden beni uyandırdınız?" diye sordum.
Ilgın "Sana çok güzel bir haberimiz var." diyerek sevimli bulduğu ama benim lamanın tüküreceği zamanki yüz ifadesine benzettiğim bir şekilde gülümsedi.
"Ne haberi?Yoksa üç saat sonra ölecek misin?Cidden hayatım boyunca aldığım en güzel haber."diyerek güldüm. İkizlerde benim gibi gülerken Ilgın bana öldürecek gibi bakmaya başladı.
Onu boşvererek ikizlere döndüm ve "Melda hazretlerinin uykusunu bölmeye neden cürret ettiniz?" dedim.
Mert ve Berk aynı anda "Artık Ilgınla aynı okuldayız."dedi.
"Hıağ?Bir an Ilgınla aynı okuldayız dediniz sandım. Tekrar söyleyin lan anlamadım."dedim.Hepsi gözlerini devirdi. Mert"Ilgınla aynı okuldayız" dediği an "Huraa" diyerek üstlerine atladım. Kahkaha atıp bana küfretmeye başladılar. Hiç takmadan üstlerinde yuvarlanıyordum ta ki beni üstlerinden atana kadar. Ben yerde engelli gibi sırıtmaya devam ederken onlar odayı terk etti.

Homurdana homurdana ayağa kalkıp tuvalete gittim .Elimi yüzümü sabunla yavaş yavaş yıkadıktan sonras havluyu alıp kuruladım. tuvaletten çıkıp merdivenden aşağı bakınca aşağı indiklerini gördüm. Peşlerinden koşmaya başladım. Tam merdivende onlara yetişmişken ayağım halıya takıldı ve Ilgın'ın üstüne doğru düştüm. Ilgın da kendini kurtarmak için Berk'i kolundan çekti ve hepimiz birlikte merdivenden yuvarlanarak yere düştük.

Mert merdivene çökmüş bir şekilde anırıyordu. Mert'in arkasında duran üvey abimi gördüğümde sırıttım. O da benim sırıtmama karşılık gülümserken Mert'e çaktırmadan yanına indi. Sonra aniden onu itti. Mert yuvarlanarak bizim yanımıza indi. Biz hayvan gibi anırırken Mert annemin terliklerinden birini eline aldı. Üvey abimin arkasından tam attığında üvey abimin yanından geçen üvey babam şehit oldu. ''Babağğğ'' diyerek ağır çekimde babama koşmaya başladım. Babam da beni görüp ağır çekimde kendini yere bıraktı. Diğerleri de amele sümüğü gibi duvara yapışmış gülüyordu. Ben de gülmeye başladım. Yanımıza gelen annem bizi bu halde görünce çığlık attı ve ''Melda kalk ayağa neden yerdesiniz? Ay bu kız sakat galiba peki sen Kadir? Kaç yaşında adamsın en napıyorsun yerde?'' Mert hemen kahkahalarının arasından lafa atlayıp ''Gülçin teyzeciğim lütfen Melda'ya sakat deme.'' deyince aha bu çocuk benim best kankam be diye gururlanırken o üç kelimeyi duydum. ''Sakatlara hakaret oluyor.'' ayağa kalkıp üvey babama da elimi uzattım tam tutacakken elimi saçıma götürdüm. Bana napıyor bu mal bakışı atınca şirin olduğunu bildiğim bir şekilde gülümsedim ve elimi geri uzattım. Elimden destek alıp kalkınca annem ''Kızım siz dışarı çıkmayacak mıydınız? Hadi gidin.'' deyip bizi kibarca kovdu.

Dışarı çıktığımda saate bakma isteği duydum. Saat on bire çeyrek vardı. Marketin on beş dakika sonra kapanacağını görünce ''Koşun lan! Market on beş dakika sonra kapanıyor!'' diye bağırdım ve markete koşmaya başladık.

Markete girdiğimde Ilgınla koşup birer tane araba aldık. Ben Mert'e doğru Ilgın ise Berk'e doğru sürmeye başladı. Mert'in yanına geldiğimde göz kırpıp ''Atla Pamuk Prensim.'' dedim. Bana dik dik bakıp ''Şunu demekten asla vazgeçmeyeceksin değil mi?'' dedi. Sırıtarak ''Asla.'' dedim. Arabaya bindiğinde hızlıca abur cubur bölümüne sürmeye başladım. Abur cubur bölümüne geldiğimizde Ilgınlar hemen arkamızdaydı. Saatime baktıktan sonra ''Beş dakika sonra market kapanıyor. Çabuk olalım.'' dedim. Elimize gelen her şeyi arabaya fırlatmaya başladık. İki dakika sonra Ilgın'ın ''Koşun lan iki dakika kaldı.'' demesiyle arabanın içindeki Mertle birlikte kasaya koşmaya başladım. Mertle birlikte kasaya geldiğimizde kasadaki adam Mert'e dik dik bakaya başladı. Arkadan Berk' in öksürmesiyle kasadaki adam bakışlarını Mert'in üstünden çekip aldıklarımızı kasadan geçirmeye başladı. Bende Mert'i arabada bırakıp aldıklarımızı poşete koymaya başladım. Hepsini poşetledikten sonra Mert'e arabadan inmesine yardım ettim. Berk de arabadan indikten sonra poşetleri alıp eve doğru yavaş yavaş yürümeye başladık.

Arkamdan gelen seslerle arkama baktığımda beş veya altı tane köpek koşarak bize geliyordu. ''Arkamızda bize doğru koşan köpekleri tek fark eden ben miyim?'' diye sordum. Bu sorum üzerine hepsi arkasına döndü. Berk'in ''Koşun!'' diye bağırmasıyla eve doğru koşmaya başladık. Evi gördüğümde daha da hızlanıp kapıya tekme atarak zili çalmaya başladım. Annem kapıyı açtığında hemen eve girdim. Ardımdan Ilgın, Berk ve Mert de girdi. Biraz dinlendikten sonra odama çıktık. Tam kapıyı açacakken poşetleri ve bardakları unuttuğumuzu hatırladım ve ''Poşetleri ve tabakları almayı unuttuk.'' dedim. Tekrar aşağı inip poşetleri aldıktan sonra yukarı çıktık. Odamın kapısının önünde durdum. ''Hazır mısınız deliler?'' diye sordum. Ilgın, Mert ve Berk ''Her zaman.''dedi. Odamın kapısını açtım ve "O zaman parti başlasın"diye bağırdık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 14, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DELİ TAYFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin