2. bölüm: tanışma

234 14 0
                                    

Hatırlatma:

Ben yere kapaklanmayı beklerken kendimi yunan tanrıçası gibi bi adamın kollarında buldum.

Keyifli okumalar..

Hemen adamın kucağından indim. Adam bana şaşkınca bakıyordu. Neye bu kadar şaşırmıştı ki? Hiç beklemeden söze girdim.

"Iıı şey ben çok özür dilerim bi yerinize bi şey olmadi demi... Beyefendi iyimisiniz?"

Adam sonunda kendine gelmeye başladığında konuştu

"Hı? Iıı yok, yok bi şeyim yok. Asıl siz iyi misiniz? Düşen sizsiniz."

"Iyim iyim ya ben cok teşekkür ederim yani hem teşekkür ederim hem özür dilerim. Bu arada ben defne topal. Siz?"

"Ömer bende Ömer Iplikçi passionis'in ortaklarindan biriyim."

"A a siz bu gün sabah toplantımız olan şirket değil misiniz? Ya ben ikinci defa cok cok özür dilerim sabah toplantı olduğunu unutmuşum. Direk şirkete geldim Utku hatırlattı bana da ama malum sabah trafiği yetişemedim."

"Boş vaktiniz varsa bi kahveyle telefi edebilirsiniz aslında."

Hemen saatime baktım. Aslında yarım saat sonra toplantım vardı ama erteleye bilirdim. Çünkü bu kahve molasına ihtiyacım vardı.

"Aslında bi toplantım var ama erteleyebilirim çünkü kahve molasına benimde ihtiyacım var."

Ben bunları söylerken ömerin yüzünde küçük bir tebessüm oluştu. 'Adamın tebessümü bile bu denli baştan çıkarıcıyken allah bilir gülümsemesi nasıldır?' diye içimden geçirmeden edemedim.

"O zaman ben asistanımı arayayım ertelesin."

"Peki bekliyorum."

Ömerin anlatımından:

Defnenin davranışları bende şok etkisi yaratmıştı. Niye beni tanımıyomuş gibi davranıyordu ki? Ben bunları düşünürken defne de telefonunu çıkarmış asistanını arıyordu. Kısa bir konuşmanın ardından çantasını alıp yanıma geldi.

"Çıkabiliriz."

"Önden buyurun."

Deyip önden çıkmasını sağladım. Kısa süre sonra otoparka çıktık. Ben ne kadar elimi beline koymak istesemde yanlış olacağını düşündüm. Sonuçta ikimizde yeni tanışmış rolünü oynuyorduk değilmi.

"Şu taraftan."

Deyip elime arabayı işaret ettim. Oda bana küçük bir tebessümle karşılık verdi. Ne kadarda çok özlemiştim onu, gülümsemesini, saçlarını, tenini, dokunuşunu, sesini kısacası herşeyini. Kapısını açtığımda teşekkür edip yerine geçti. Bende hemen sürücü koltuğuna geçtim. Şükrü birkaç işinin oldugunu soyleyip izin istemişti bu günlük.

"Ömer bey telefonuzu kullanabilir iyim? Şey benimkinin sarjı bitti de"

"Bi sartla."

Bana sorar gozlerle bakinca bende şartımı söyledim.

"Bundan sonra bey kelimesini kaldıralım lütfen."

Defne gülmeye başlayınca bende güldüm.

"Peki ömer. Şimdi kullanabilir miyim?"

"Tabiki."

Deyip telefonumu ona verdim. Kimi arayacaktı ki. Susup konusmayi dinledim.

"Alo betül hayme iyi demi?"

SİL BAŞTAN (deföm) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin