-Final-

650 35 10
                                    

"Congin appa! Kyungsoo appa ukata yememe izin veymiyoo!" Ağlamaklı sesle babasına seslendi küçük Hun min. Ya da babası bildiği adama.

"Kyungsoo appan izin vermiyorsa bizde gizlice alırız bebeğim." Kızının yanağına öpücük kondurdu jongin.

Kafasında ki planı küçük kızının kulağına fısıldayarak anlattı.

"Anlaştık congin appa." Kendince göz kırptı Hun Min.

"Unutma prenses. Yavaş ve sessiz." Kıkırdayarak başını salladı ve appasını onayladı küçük kız.

Yavaş ve sessiz adımlarla mutfağa ilerlediğini düşündü küçük kız. Ama kıkırdayarak yürüdüğü için kyungsoo seslerini duyuyordu.

"Siz ikiniz eller yukarı!" Diye bağırdı kyungsoo mutfağa yetişen ikiliye.

"Oyamaz appa yakayandık." Dedi korkarak.

Jongin kızının önüne geçerek "kızıma zarar vermek için önce beni ezmen gerekir Kim kyungsoo."

"Eyet appa. Önce congin appamı ezmen gerekir." Dediği şeyi sonradan fark ederek ağlamaya başladı.

"Kyungşoo appa noyuuul congin appamı ezme."

"Sütten appaa." (ReynmenJR)

"Bebeğim sadece şaka yapıyordum. Jongin appana bir şey yapmayacağım." Hun Min'i kucağına alarak açıklamasını yaptı.

"Appa noyul beni hiç bıyakmayın."

"İkinişi de tok tok çeviyorum." Dedi küçük kız.

Jongin karısına ve kızına yaklaşarak sarıldı. Önce kızının alnını ardından da karısının dudaklarını öperek "Sizi asla bırakmayacağım miniğim." Dedi.

Kyungsoo'nun aklına Luhan geldi. Onu özlemişti. Hemde fazlasıyla.

Luhan yaşamak yerine ölmeyi tercih etmişti. Kendi nefesini kızının nefesine bağışlamıştı.

Kızları kalbinde büyük bir delikle dünyaya gelmişti ve doktorlar fazla yaşamayacağını söylemişlerdi. Bu durum hem luhan'ı hem de kyungsoo'yu çaresiz bırakmıştı.

Luhan'ın kalbi miniğinin kalbi ile uyuyordu. Ve hiç düşünmeden kalbini miniğine bağışlamıştı.

Flasback

"Luhan yapma. Yalvarıyorum. Başkaa bir çaresi yok mu bunun? Doktor bey bir şey söyleyin. Ben onu kaybetmek istemiyorum."

"Kyungie'm. 2 saat sonra ameliyata gireceğim. Belki ben artık hayatında olmayacağım ama minik Hun min'imiz her zaman seninle."

"Hannie.. lütfen." Dedi ağlarken kyungsoo. Son kez yalvardı. Kendi genetik hastalığı yüzünden onu kaybetmek istemiyordu.

...

Luhan ikisi arasında seçim yapmak zorundaydı. Ve o bebeğinin hayatını seçmişti.

Kyungsoo şuan ona kızıyor olabilirdi ama ileride teşekkür edecekti. Jongin ile konuşmuştu. Onun her zaman yanında olacaktı. Biliyordu kyungsoo hala Jongin'i seviyordu. Kendisi içinse suçluluk hissediyordu. Çünkü her zaman onun yanındaydı ve en sonunda hamile kalmıştı.

Her ne kadar sevmiyorum desede seviyordu. Çünkü jongin'e baktığı gibi kendisine bakmıyordu. Onunla birlikteyken hissettiği gibi hissetmiyordu.

Belki biraz vicdan azabı çekecekti kyungsoo. Çünkü bebekleri kyungsoo'nun geninde olan bir hastalık yüzünden bu durumdaydı.

"Seni her zaman çok sevdim kyungsoo. İlk karşılaştığımız günden beri. Eminim ki sen ilk karşılaştığımız günü hatırlamıyorsun."

"Hatırlıyorum h***a barda karşılaştık ben çok sarhoştum ve ağlıyordum."

"Hayır kyungsoo. Orası seni ilk gördüğüm, ilk karşılaştığımız yer değil."

"Lisenin ilk yılıydı. Yani senin ilk yılın. Benim ise ikinci. Kapıdan içeri tedirgin tedirgin girdin. Ve şaşkın bakışlarla etrafı izliyordun. Hareketlerin hoşuma gitmişti. Ve beni kendine çekmiştin. İlk orada karşılaştık ve o günden sonra seni hep takip ettim. Çok acı çektim. Güldün güldüm, ağladın ağladım."

"En sonunda dayanamadım kyungsoo. Uzaktayken elimden geldiğince yardım ediyordum suho yolu ile. Ama jongin'in sonuncu darbesi canıma tak etmişti. O yüzden o barda karşına çıktım."

"B-ben.."

"Bir şey deme minik kyungie'm. Sakın kendini de suçlama. Ben bizim parçamızın yaşaması için hayatımı feda ediyorum. Biliyorum ki elinde olsa sen de yapardın."

"Beni jongin gibi sevmedin hiç bir zaman. Bunun için seni suçlamıyorum. Düğün günümüzde geldiğinde onu red ederken içinin nasıl acıdığını da, onunla barda karşılaştıktan sonra o evde bırakırken de canının nasıl yandığına şait oldum. En azından beni sevmeye çalıştın. Ben varken ona rest çektin. Bunun için teşekkür ederim sevgilim."

"Luhan bak ben seni-"

"Beni seviyorsun biliyorum sevgilim. Ama ona aşıksın! Ve kızımızı da al ona git."

Ağladı kyungsoo. Hıçkıra hıçkıra ağladı. Luhan haklıydı. Jongin'e aşıktı. Ama luhan'ı bırakıp ona gidemedi. Gidemezdi de.

Odanın kapısı çalındı. İkisinin de kafası kapıya döndü. Vakit gelmişti. Doktor ve 2 hemşire onlara doğru yaklaştı.

Kyungsoo, luhan'a dönüp "vazgeçebilirsin. Hala çok geç değil." Dedi yalvarır şekilde.

"Ben bebeğimin yaşamasını istiyorum kyungsoo. Onu yaşatmak için şans varken bu şansı tepemem. Jongin seni hiç yalnız bırakmicak ve kızımıza çok iyi bir appa olucak. Bundan eminim. Seni seviyorum minik penguenim. Seni çok seviyorum."

Kyungsoo eğilip dudaklarını Luhan'ın dudaklarıyla birleştirdi. Ellerini tutup "seni seviyorum." Dedi.

Hemşireler yatağın tekerleklerini açıp ameliyathaneye doğru sürmeye başladılar.

Kyungsoo dizlerinin üstüne çoküp bağırarak ağlamaya başladı.

...

Jongin luhan'ın çıktığını görünce oturduğu yerden hemen kalktı.

"Jongin dediğim gibi. O ve kızımız sana emanet. Ona iyi bak. Ve sakın üzme. O sana hala aşık. Onu bırakma. Senden tek isteyim bu."

"Merak etme luhan. Onları asla bırakmayacağım ve onlara çok iyi bakıcam."

Ağlama sesleri duyulunca luhan'da dayanamadı ve ağlamaya başladı. Jongin hemen odaya girip gözleri dolu bir şekilde dizlerinin üstüne çökmüş sevdiğine yaklaştı.

"K-kyungsoo.?"

"J-jongin." Dedi kyungsoo.

Sarıldı jongin kyungsoo'ya. "Artık yanındayım bebeğim. Seni hiç bırakmayacağım."

*Flasback end*

O günden sonra jongin Kyungsoo'nun her anında yanındaydı. Ve tabiki kızları Hun min'in de. Mutlu bir şekilde hayatlarına devam ettiler. Tabi ki luhan'ın anısıyla birlikte.

Saçmaladım farkındayım 🙇 kabul ediyorum yani. Bir hikayemim daha sonuna geldik. Yolun başından beri bana yardımcı olan ve destek olan herkese teşekkür ederim. İyiki varsınız. Sizleri seviyorum. Bölüm biraz saçma olabilir çünkü ansgt yazabilen biri değilim.

Başka bir hikayede görüşmek üzere. Sağlıkla kalın. Sizleri seviyorum.
-KyungA

Big Mistake|KaiSoo ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin