•3. Bölüm•

456 45 23
                                    

Vote ve yorum yapmayı unutmayınn
Yine kısa bir bölüm ama gece gece bu kadar oldu *~*

Hogwarts başlamadan bir hafta önce;

"Lucius, çocuk nerede?" dedi babasının yerinde oturan genç kadın.

"Narcissa ile geliyorlar efendim," diyen Lucius artık eskisi kadar asil değildi. Karanlık Lord yenilince her şeyin biteceğini umup ne kadar da sevinmişti oysa. Ama Narcissa'nın o deli kardeşi ile Karanlık Lord'un çocukları vardı. Ve tam karşılarında, onlara emir verense oydu. Karanlık Lord'un ilk yükseliş yıllarında, Bellatrix'le ilk tanıştıklarında doğmuştu. Oğlu Draco'dan sadece birkaç yaş büyüktü. Kız, yani Amara, babasının gücünü aratmıyordu. Ve annesiyle birlikte, babasını geri getirmeye çalışıyorlardı. Bu yüzden Ölüm Yiyenler geri dönmüştü. Azkaban tamamen yıkılmıştı.

O sırada odaya annesi ile birlikte Draco girdiğinde Lucius, Amara ve Bellatrix onlara döndü.

"Draco," dedi aynı babası gibi çatallı bir sesle. "Eminim neden özellikle seni çağırrdığımı merak ediyorsundur." Draco hiçbir şey demeden ona bakmaya devam etti. O sadece kızgındı. Karanlık Taraf'a tekrar geçtikleri için ailesine kızgındı. Hepsi o, çatlak teyzesinin suçuydu. Karanlık Lord ise bir türlü ölmüyordu. Bir de Harry'ye sağ kalan çocuk derlerdi.

"Bu sene Hogwarts'a gitmeyecektin normalde. O kanı bozukların yanında durmanı istemem. Biliyorsun benim varlığımdan da habersizler. Ama sana vereceğim görevden dolayı gitmen gerekiyor."

İşte yine başlıyoruz, diye düşündü Draco. Ailesinin aptallığı yüzünden tüm ağır görevleri o üstleniyordu. Dumbledore onun yüzünden ölmüştü zaten. Eğer onun ölümüne neden olmasaydı daha az kişi ölmüş olabilirdi. Ama babasının hatasını temizlemek zorundaydı. Şimdi de aynısı oluyordu. Savaşı bırakıp kaçtıkları için cezalandırılıyorlardı yine ve acısını Draco çekiyordu. Kolundaki Ölüm Yiyen sembolü bir zamanlar ne kadar çekici geliyordu ona. Şimdi ise kolunu kesip çıkartmak istiyordu.

"Bunu aslında yalnızca annem, Lucius ve Narcissa biliyordu fakat senin bilmen de artık önemli," diye başladı Amara. "Karanlık Lord'un düşüşünden sonra Harry Potter, Hermione Granger ve Ronald Weasley'nin ne yaptıklarını duymuşsundur. Babamın hortkuluklarını yok ediyorlardı. Hata yaptıkları tek yer yedi hortkuluk olduğunu sanmalarıydı."

Draco yine sinirleniyordu. Karanlık Lord hayatını mahvetmişti. Yaşadığı ev, Ölüm Yiyenler'in sığınağı olmuştu hep. Onlarla büyümüştü. Karanlık Lord'a hizmet etmeye, Dumbledore'u öldürmeye zorlanmıştı. Şimdi ise Amara'nın demeye çalıştığı şey, aslında bir başka hortkuluk daha olduğuydu şüphesiz. Ona verilen görev ise onu bulmak olacaktı.

"Bir başka hortkuluk daha var," dedi Draco'yu hiç şaşırtmayarak. "Babam yedi tane yapmıştı zaten ama ruhunun bir parçası o çocuğa geçince sekiz tane olmuş oldular. Şu ana kadar hiçbir şey bulamadık. Hiçbir şey. Ama eminim Harry Potter da bunu en kısa zamanda öğrenecek. O yüzden onlara yakın kalmanı istiyorum. Potter'a yaklaşman zor. Seni arkadaş olarak görmesi zor. Sana güvenmesi daha da zor. Kanı bozuk Weasley'yi ise boşver. Onunla hiç şansın yok. Ama Bulanık için aynısını söyleyemem. O, çok şey atlatmış bir kız. Sen ise yakışıklı bir çocuksun. Doğrusu beni bile etkileyebilirsin." (Kuzensiniz kardeşim siz ensest ilişki istemiyorum aa)

Hermione Granger'a Bulanık denmesi biraz sinirini bozmuştu ama bu onun Bulanık olduğu gerçeğini değiştirmezdi. Kendini, bu düşünce yapısından uzak tutmaya çalışmıştı savaştan sonra. Granger gibiler, Muggle doğumlu olduğu için dışlanmamalıydı. Saçmaydı. Draco ise daha iyi biri olmaya çalışıyordu o yüzden böyle düşünmeye çalışmıştı. Ta ki Amara ortaya çıkana kadar. Karanlık Taraf'a geçmeye zorlandığında düşüncelerini yeniden değiştirmeye çalışmıştı. Eğer Ölüm Yiyenler gibi düşünebilirse vicdanı daha da rahat ederdi belki de.

"Ne diyeceğimi az çok anlamışsındır sanırım Draco. Hermione Granger'a yakın olmanı istiyorum. Kendine aşık et ya da en yakın arkadaşı oluver ama sana güvenmesini sağla. Bildiği her şeyi sana anlatabilmesini sağla."

Oğlunu üzecek bir başka görev çıktığı için gerilen Narcissa, "Veritaserum kullansak olmaz mı?" diye sordu.

"Ya yanlış zamanda kullanırsak?"

"Hafızasını değiştiririz."

"Hogwarts ve Hogsmeade'e girmek ne kadar zor biliyor musun Narcissa? Yaza kadar da bekleyemeyiz. Oğlun ise hafızayı silebilir -ki bu hiç işimize gelmez- ama hafızayı değiştirecek kadar yetenekli değil," dedi tıslarcasına. Narcissa ağzını açacaktı ki Bellatrix onu susturdu.

Amara, Draco'ya döndü ve "Anladın mı Draco? Bana sekizinci hortkuluğu bul," dedi. "Yoksa babacığın ya da anneciğini bir daha göremezsin."

Draco, ailesi için ne çok fedakarlık yapmıştı. Onların yapamadığını yapıyordu.

Eveet biliyorum çok klasik bir bölüm. Draco'ya görev verilip Hermione'ye yaklaşması gerek falan ama ben bu tür kitapları okurken daha çok keyif alıyorum. O yüzden böyle olsun istedim. Yorum şey etmeyi unutmayın eheh

Crazy in Love | DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin