Uyandığımda Güneş tam tepemdeydi. Yatağımdan doğrulup aynanın karşısına geçtim. Saçımı düzeltmem 10 dakikamı aldı, saçımı nasıl kabartıp at kuyruğu yaptığımı sormayın çünki bariz bir sebebi yok. Rutin işleri hallettikten sonra mutfağa geçip kahvaltı masamı hazırladım, evde tek başıma yaşama rağmen yemek yememe dikkat ederim sonuçta en önemli şey yemek dimi. Masaya oturmamla birlikte kapının çalması bir oldu, kalkıp kapıya doğru giderken dün gece akşamdan kalma olduktan sonra yere düşürdüğüm gaz lambasına takılıp tökezlememle birlikte lanet savurmam bir oldu, kendimi düşmemek için zor toparladım. Kapıyı açtığımda ise karşıma kim çıksa beğenirsiniz? Köyümüzün en yaramaz, en hırçın çocuğu, her köyde mutlaka olur dimi? Biraz sinir, biraz uyku sersemliği ile çocuğa ters bakmış olmalıyım ki çocuk adeta bana - ben koydum sanki gaz lambasını oraya - dermişcesine bakıyordu. Kendim biraz zorlayıp birazda tebessüm ile cevap verdim. Tebessüm önemli lütfen.
'Ne oldu Yang?'
Yang köyümüzün lideri Hiroto'nun en küçük ve yaramaz çocuğu olduğu için gittiği her yerden ya dövülerek yada kötü sözler ile kovulurdu. Babası ne Yang'ı dövdün diyen birine kızar ne de bağırır dı. Sakın aklınızda Yang'ı tatlı sevecen bir çocukmuş gibi düşünmeyin tam tersi.
'Yasuo seni...'
Burda durabilir miyiz? okumanızı böldüm ama kendimi tanıtmak isterim benim adım Yasuo, köyümüzün en iyi rüzgar savaşçısı ben fırtınada yanayım halen ama neyse. Şuan ki yaşım o kadar önemli değil ama ilerde yapacağım şeyler ile adımı tarihe yazdırcağımdan emin olabilirsiniz. Görünüşüme gelecek olursak siyah saçlı, beyaz tenli, uzun boylu savaş için donatılmış bir askerim, aslında sıradan biri. Neyse bu kadar tanıtım yeter sanırım nerde kalmıştım, Yang gelmişti evet.
Yang'ın yüzündeki hararetten çocuğun buraya nasıl koşarak geldiğini anlaya biliyordum, yüzü aynı kıpkırmızı Sukiyaki* kadar kırmızıydı. Her zamanki gibi Hiroto'nun klasik mesajlarıydı işte. Dediği şeyleri pek dikkate alarak dinlemiyordum ta ki o ismi duyana kadar "Adalet Meydanı" o iki kelimeyi duymamla birlikte kapıyı çocuğun yüzüne kapatmam bir oldu. Muhtemelen kapıyı sert kapamam ile birlikte çocuğun yere kıç üstü düşmesi bir olmuştur. Yang'ın o halini aklımda canlandırmam ile birazda olsa gülümsedim. Hemen yattığım odaya gidip üstüme şalımı atıp babamdan kalma kılıcımı aldığım gibi evden çıktım.
*Sukiyaki : Japonya'nın en eski kırmızı etten yapılan yemeği.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgarın Sesi
FantasyLeague Of Legends oyunun hikayesini kendi dünyamda kurgulayıp sizlere sunmaya çalışıcam.