Flashback~
" JAEBUM GERÇEĞİ SÖYLE ARTIK!"
" Gerçek mi? Ben zaten gerçeği söylüyorum, Areum. Geçen gece kapımın önüne gelip seni hâla seviyorum diye bağırdın bende seni red ettim. Ben öyle yapınca çok sinirlendin ve intikam yeminleri etmeye başladın."
" BEN ÖYLE BİR ŞEY YAPMADIM."
Bu şeytanın doğruyu söyleyeceğine inandığım için salak olmalıydım. Hızlıca arkamda duran Jinyoung'a döndüm.
" Jinyoung lütfen inan bana. Ben sadece seni seviyorum, hem de çok..."
O incinmiş gözleriyle bana baktı. Kırık kalbini gözlerinden görebiliyordum. Yavaşça başını iki yana salladı ve arkasını döndü.
" Sonra görüşürüz Jaebum."
" Jinyoung, dur! Bana inanmak zorundasın."
" Zorundayım? Jaebum'dan intikam almak için değil mi?"
" Sevdiğim kişi hep sendin ama ben bunu yeni fark ettim. Lütfen inan bana."
" Üzgünüm Areum ama artık çok geç. Çık hayatımdan."
" Sonra pişman olacağın bir şey için beni, bizi bırakıp gitme Jinyoung... Gitme."
" Yalanlar, yalanlar ve yalanlar..."
Flashback End~