"Günaydın."
"Günaydın" diye karşılık verdi demiryolu işaretçisi.
"Burada ne yapıyorsunuz?"
"Trenlere yol gösteriyorum. Onlara sağa veya sola geçmelerini söylüyorum."
Onlar konuşurken, parlak ışıklarla donatılmış bir ekspres tren yanlarından uğuldayarak geçti. O
geçerken işaret direği sallanmıştı.
"Sanırım çok aceleleri var" dedi küçük prens, "peki ne arıyorlar?
"Bunu makinist bile bilmiyor."
O anda parlak ışıklı başka bir ekspres tren ters yöne doğru hızla geçti.
"Peki niçin geri dönüyorlar?" diye sordu küçük prens.
"Bunlar aynı yolcular değil" dedi işaretçi.
"Bulundukları yeri beğenmiyorlar mı?"
"Hiç kimse bulunduğu yeri beğenmez."
Şimdi de parlak ışıklı ekspres trenlerin bir üçüncüsü geçti yanlarından.
"Bunlar diğer yolcuları mı takip ediyorlar?"
"Hiçbir şeyi takip etmiyorlar" dedi işaretçi. "Ya uyuyorlardır, ya da esniyorlardır. Sadece çocuklar
burunlarını pencerelere dayar ve etrafa bakarlar."
"O halde sadece çocuklar ne aradıklarını biliyor" dedi küçük prens.
" Bezden bir bebeğe
bağlanıyorlar ve bu onlar için çok önemli hale geliyor. Eğer ellerinden alırsanız, ağlamaya
başlıyorlar."
"Bence şanslılar" dedi işaretçi.