•1•"Her şey bir parça tehlikelidir."

70 2 2
                                    




Okul kütüphanesinden çıktığımda deli gibi yağmur yağıyordu. Şansıma bu gün arabamı almamıştım. Babamı arayıp beni almasını isteyebilirdim. Ama bu yağmurda nasıl gelecekti ki? Evde annemle olduklarını ve benim bu yağmurda nasıl geri döneceğimi düşündüklerini biliyordum. Ama burada kalmam imkansızdı. Elimi çantama daldırıp telefonumu yokladım.

Lanet olsun! Neredeydi bu aptal alet?  Sinirle elimi çantadan çıkardım ve geldiğim yoldan geri dönerek hızla kütüphaneye girdim. Çalıştığım masanın orada unutmuş olmalıydım. Işığı açmak için duvara yaklaştım. Düğmeye bastığım anda ışıklar açılıp kapandı ve birkaç cızırtının ardından ortalık sadece yağmur ve gök gürültüsünün sesiyle karanlığı iyice korkutucu yaptı. Hızlı adımlarla kütüphane bekçisinin oturduğu yere doğru ilerledim ama oraya vardığımda kimsenin olmadığını görünce iyice panik yaptım.

İçimde çok kötü bir his vardı. Hemde berbat bir his.

Büyük bir gök gürültüsünün ardından yerimden sıçradım ve nedense bir sonraki düşecek şimşeğe bakma ihtihaycı duydum. Camın kenarına vardığımda okulla arasında en az 10 kilometre mesafe olan ormana bakan tarafta olmam şaşırtmıştı beni. Çünkü sesim o tarafa gitmemi söylemişti.

Aniden çalan telefonum camın kenarındaki masada titreşmeye başladı. Babamın aradığını gördüğümde hemen telefonu elime aldım.

"Becca, iyi misin?" dedi babam telaşlı bir sesle.

"Ah, baba iyiyim. Sadece deli gibi yağmur yağıyor. Gerçi zaten biliyorsun bunu." Panikten ne diyeceğimi şaşırdım.

Kayıp KanatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin