•2•"Beklenmedik olaylar beklenmedik tedbirler gerektirir."

45 3 2
                                    

"Orada gördüğüm tek şey, bütün kasabayı su altında bırakmaya hazır simsiyah bulutların olduğu, Becca."

Eğer Chris göremiyorsa başkası görebilirdi belki.

"Hey," deyip diğer tarafımdaki kızı dürttüm.
"Sen görebiliyor musun şu kırmızı çizgileri?"

Kafasını bulutların olduğu tarafa çevirip biraz inceledi. Sonra hayır anlamında başını salladı ve sırasına oturmaya gitti.

Zilin çalmasıyla herkes dağılırken mecburen ben de sırama geçtim.
Böyle bir şeyi sadece benim görebiliyor olmam çok ilginçti. Ya da herkes sadece benimle dalga geçiyordu.

"Şu bulutlardaki kırmızı çizgileri görebilen yok mu?" diye sınıfa seslendim.

Herkes başını bana çevirdi. Kimseden ses çıkmayınca iç çektim.

"Ah, iyi bir yağmur yağacak gibi görünüyor." diyen Profesör Russel sınıfa girdiğinde herkes tekrar önüne döndü.

Dudaklarım aralanmış bir şekilde yanımda oturan Chris'e baktım.

'Ne?' der gibi dudaklarını oynattı.

Başımı iki yana sallayıp dersi dinlemeye başladım. Daha doğrusu dinlemeye zorladım kendimi. Çünkü bu gördüklerim normal şeyler değildi ve anlaşılan sadece ben görebiliyordum. 

Dersi dinlemeyi bırakıp tekrar cama baktım. Bulutlar normal haline dönmüştü. Artık yağmur yağacak gibi değildi ve o kırmızı dalgalar da yoktu.

"İnanılmaz." diye fısıldadım. Güneş açmıştı! Bu nasıl olabiliyordu aklım almıyordu. Bir anda -tıpkı Chris'in dediği gibi- tüm kasabayı su altında bırakabilecek bulutlar yok olmuş ve hava sabahki haline dönmüştü.

"Hey, Becca. Zil çaldı. Alexis'le ortak dersiniz var. Gitmiyor musun?" Chris başımda dikilmişti.

"Iıı... Şey, haklısın Chris. Gitmem gerek." dedim. " Bu arada Charley nerede? Sabahtan beri görmedim."

Elindeki telefonu sallayıp, "Sabah aradı, yarınki maç için birkaç eşya alacakmış. O yüzden bir sonraki derse okulda olur." dedi.

Başımı sallayıp çantama kitaplarımı koydum ve çıkış kapısına ilerledim.

Profesör Russel'a baktığımda hala sınıfta olduğunu gördüm. Kapıdan çıkarken arkamdan seslendi.

"Rebekah, bir dakikanı alabilir miyim? Özel bir şey sormak istiyorum da."

Başımı salladım ve masasının yanına gittim.

"Ders boyunca dikkatin dağınık gibiydi. Eğer odaklanamıyorsan ya da başka bir şey varsa rehberlikten yardım alabilirsin, biliyorsun." dediğinde ona kırmızı dalgalardan bahsedip bahsetmemekte kararsız kaldım. Ama tüm sınıfın içinde de söylemiştim.

"Şey, aslında dikkatimi dağıtan şey bulutların içindeki kırmızı neon dalgalardı. Ama sınıftaki çocuklara sorduğumda öyle bir şey olmadığını söylediler ve bu biraz aklımı karıştırdı." 

Profesör'ün yüzü bir anda beyazlaştı. Ve ifadesi ciddileşti.

"Rebekah, orada öyle çizgiler olduğunu sanmıyorum. Böyle basit şeylerin dikkatini dağıtmasına izin vermemelisin," saatine baktı, ",ve benim bir sonraki derse yetişmem gerekiyor." dedi.

Hızla eşyalarını toplayıp sınıftan ayrıldı. İlk defa Profesör'ü bu kadar telaşlı görmüştüm. Bu normal değildi, tıpkı bulutlar gibi. Ve babamın öldüğü geceki yıldırım gibi...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 05, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kayıp KanatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin