Her şey, Hogwards ekspresinde başlamıştı. Harry'nin, Draco'nun arkadaşlık isteğini reddetmesiyle...
4 sene olmuştu. Draco Harry ile uğraşmaya başlayalı, Harry o eli geri çevirdiğine pişman olalı 4 sene...
4 senedir, tam 4 senedir birbirlerinden nefret ediyorlardı.
Hayır hayır, bu, nefretten çok daha fazlasıydı. Bu kindi... Çok güçlü bir duygu...En azından Harry öyle düşünüyordu. Bir sabah, derslerden 1 saat erken kalktığında -ki hiç huyu değildi- bunları düşünmekten kendini alamadı. En sonunda yataktan çıkmaya karar verdi. En yakın arkadaşını uyandırmamaya dikkat ederek üstünü değiştirdi. Ormana gitti ve bir ağacın altına oturup koskoca okula baktı seçilmiş kişi...
Ya da Malfoy'un değimiyle sıçılmış kişi...
Aslında bir bakıma haklıydı. Zaten hayatı yeterince kötüydü. Bir de bu seçilmiş kişi işiyle iyice hayatına sıçılmıştı.
"Hey Potter."
"..."
Karşısında ekürileri olmadan Malfoy'u görünce şaşırdı Harry.
"Hey Malfoy..."
"Orası benim yerim..."
"Git başka yere geç..."
Aslında MalfoY için yerin bir özelliği yoktu. Ama Harry'yi sinir edecekse neden olmasın?
"Çekil, sıçılmış kişi"
"Sarı çiyan"
"Tedaşlı"
"Limon saçlı"
"Yaralı kafa"
"Sırık"
"HeRnEySe. Yerimden çekil Pot-ter"
"Hayır Mal-foy"
"Üstüne otururum."
"Öhe hayır... Tamam kalktım."
"Hehe..."
"Mal ya..."
Ama Harry kalkmadı. Malfoy dik dik bakmaya başladı.
"Hani kalkıyordun?"
"Blöf yaptığını anlayınca vaz geçtim."
"Beni zorlama Potter"
Harry Malfoy'un ciddi olduğunu anlayınca hızla kalktı. Ormanın içine doğru ilerlemeye başladı. Bir yandan da kendi kendine söyleniyordu.
"Abaza yah... Hayır niye düşmanının kucağına otursun ki? Git başka yere otur kardeşim... Ne bileyim, sıçan deliğine felan gir banane..."
Taşı tekmeledi.
Otursa da hayır demezdim yani de-
Seslice çığlık attı.
"NE DÜŞÜNDÜM LAN BEN AZ ÖNCE?!"
ben çok pisliğim. Hehhehhehhh