Harry potter
Yılbaşı arefesi (böyle mi yazılıyor?) her yerde saçma salak ökse otları olduğu için az kalsın Hermione'yle öpüşmek zorunda kalıyordum.
"Potter!"
Kızıl saçlı kıza döndüm. Çok mutlu görünüyordu.
"Sen iyi misin? Çok mutlu görünüyorsun. Genelde yılbaşında sinirli olurdun."
"Bilmem, öyle mi görünüyorum?"
Sırıtışı bütün yüzünü kaplamıştı.
"İyi günler Potter, bu günün tadını çıkar."
N-ne?
"Anlamadım."
Giderken bağırdı.
"Şaşırmadım."
Bu saçma salak diyalogdan sonra yürümeye devam ettim. Hermione beni ve Ron'u mahzenlere çağırmıştı.
Yani bana öyle söyledi._.
Mahzene inen merdivenleri geçtim ve koridora bakakaldım. Burası tek ökse otu olmayan yerdi.
Koridorun sonuna doğru bir altın parıltısı görünce oraya koştum.
Ökse otu olduğunu görünce garipsedim. Böyle tuhaf bir ökse otu daha önce görmemiştim.
Uzaklaşmaya çalıştım ama gidemiyordum.
Bu da demek oluyor ki karanlıkta biri daha var."Demek Bella beni bu yüzden buraya çağırdı."
Kafamı hızla sağa çevirdim. Karanlıkta ufak bir hareketlenme oldu ve Draco'nun yüzünü seçebildim.
"Bu da neyin nesi?"
"Bilmem. Ökse otunun altında olduğumuza göre buradan gidebilmenin tek yolu-"
"Hayır hayır hayır. Sevgiline, zorunda olsam bile böyle bir şeyi yapamam Malfoy."
"O benim sevgilim falan değil."
"Ne?"
"Gözlük takıyorsun ama yine de hiç bir şeyi göremiyorsun Potter."
"Ne geveliyorsun sarı sıçan?"
"Geveleyen sensin sıçılmış kişi."
"Sabrımı zorlama."
Bana bir adım yaklaştı.
"Zorlarsam ne olur?"
"Benimle derdin ne ya?! Ben bu kadar nefret ettirecek ne yaptım sana?"
"Körsün işte! Aşkı nefret sanacak kadar, gözünün önünde yanan ateşi su sanacak kadar körsün!"
Yutkundum. Yanaklarım alev almıştı.
"Draco-"
"Harry seni seviyorum. Benden nefret edecek olsan bile seviyorum ki bence sen de beni seviyorsun."
Cevap vermedim. Cevap vermek yerine dudaklarına baktım. Pembe, sevimli dudaklara... Tadını hep merak ettigim o dudaklar şu an bana yaklaşıyordu.
"Draco?"
"Harry, sus."
"Susmak istemiyorsam?"
(yn; illa da üzerine gidicen di mi lan? Sen görürsün şimdi.)
"Sustururum."
Dudaklarını dudaklarıma kapatınca öylece dondum.
İtmek için ellerimi omuzlarına koydum ama vücudum benden habersiz çalışıyordu. Kollarım boynuna doladı.