Japon doktor Masaru Emoto ilginç bir deney yaptı ve üç kap pirincin üzerini suyla kapladı.
Bir ay boyunca her gün yapılan deneyde :
1. bitkiye her gün ‘’teşekkürler’’ ,
2. bitkiye her gün ‘’sen bir aptalsın’’ dedi ve
3. bitkiyi ilgisiz bıraktı.
1 ayın sonunda sürekli teşekkür edilen pirinç filiz verdi.Güçlü ve güzel kokuyla beraber.
İkinci kapta ‘’ sen bir aptalsın’’ denilen pirinç tamamen karardı.
İlgisiz kalan üçüncü pirinç ise bozulmaya yüz tuttu.
Bitkilere söylenilen söz onların üzerinde bile bu kadar etkiliyken bir de insanlara söylediğimiz sözleri düşünsek
Hayat der ki ;
Sevdiğin insanda arayacağın ilk şey iyi niyet olmalıdır.
O yoksa başka özelliklerinin anlamı kalmayacaktır çünkü.Dost dediğin sadece kötü gününde yanında olan değildir,
Aynı zamanda sevincine de en az senin kadar sevinebilendir.Hayat der ki;
Başarmak için sıradan olandan ayrılmak zorundasın.
Bırak insanların karşı duruşunu,
Doğru bildiğine sarıl ısrarla.Hayat der ki;
Daha önce görmediğin biriyle karşılaştığında
İlk dakikalara dikkat et.
O insanın pozitif yada negatif enerji veren biri olduğunu anlayacaksın.Yaptığın seçimlerden dolayı başın derde girerse eğer,
İlk suçlaman gereken kişi sensin.
Sızlanmak ve başkalarını suçlamak yerine,
Hatanı bulmaya çalış.Bir yıkımla karşılaştığında yas tutma.
O yıkımı, ne yap et öğretmenin haline getir.Hayvan sevmeyen insanlardan uzak dur.
Doğal ve güzel olanı sevemez onlar çünkü.İnsanlara kendini defalarca anlatmak zorunda kalma.
Ya oradan ayrıl yada bildiğini oku.Hedeflerin konusunda kararlı ol.
Engelleri düşünme.
Ya bir yol bul, ya bir yol aç.İçgüdülerinin sesine çok iyi kulak ver.
Unutma ki, onca hayvan türü onlar sayesinde
Varlığını sürdürüyor milyonlarca yıldan beri.Kendini saygın bir birey haline getir.
Aksi taktirde, boşuna beklersin
Başkalarının sana saygı duymasını.Alıntı.
Yeşil bu kadar anlamlıysa eğer; gözlerinizden almıştır bu anlamı.
Başka bir açıklaması olabilir mi sizce bayım?
Var derseniz… Bu anlamı bana bir ömür açıklar mısınız?
Başkasına vaktim yok..
Sonsuzluğunu tattığım gözleriniz dışında.
Gidememek var. Bakakalmak var. Tüm renklerin tek bir anlamı var. Aşkın şehveti var. Dokunulmaz bedenler,söylenemeyen sözler var.Bayım.Yeşili anlamlı kılan gözlerinizle,hayatımı da anlamlandırır mısınız?
Geç kalmadan..Kırılmamak için kırdıklarım var, sonu bilemedigim için yanında olamadığım..
Kafamdaki cevapsız soruların tek cevapları ondayken o susuyor..
Sarılmak istiyorum, sadece sarılmak .Peki ya cevapsız kalan sorular..Kimsenin fikri önemli olmamalı değil mi? ama öyle olmuyor. Ben etkisinde kalıyorum.
Sadece onu isterken mi oluyor bunlar bilmiyorum.
Sadece onu mu istiyorum.. İstiyor muyum.. İstiyorum. Lanet olsun ki herşeyle nasıl baş edecegimi bilmeden onu istiyorum..
Eger bu kadar seviyorssa, sevgisiyle baş edebilirim.. Hergun onu daha çokta sevebilirim..
Lanet olası insanların dediklerini önemsememeye bilirim..
Ben bunları yapabilirim? Hiç yapmamış olsamda bu sefer yapabilirim..
Peki şimdi.. Bu söylediklerime kendim ne kadar inanıyorum. Bunları söyleyen kalbimken, aklım suskun kalıyor. Aklımdan geçenler kalbimle uyuşmuyor
Ve ben bu sefer benden beklenenin aksini yapacağım. Olması gerekeni değil, olmasını istediğim seyi yapacağım..
Sonunu bilmediğim bir denize balıklama dalacağım..Hava şartları da uygun değil mi, böyle benim senin sıcaklığına ihtiyacım varken..
Sarmak istediğim beden seninkiyken. Elin dolu yada boş bir önemi yok gelsen..
Sarsan beni.. Öpsen.. Elinde tuttuğun ve uçup gitmesinden korktugun bir kuş gibi baksan bana.. Alsan içinde çok içinde, derinlerde bir yerlerde saklasan sevgimizi.Herşey uygun, tüm sartlar müsait.. Bense zaten seni bekliyorum. Hadi gel..
Sar beni..CAN DÜNDAR
Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi?
Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?
Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?
Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?
Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?
Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?
Ve siz onu hiç kokladınız mı?
Yaz gecelerinde ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı?
Kendinize bu yıl kaç oyuncak aldınız?
Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldünüz?
Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl?
Çimlere uzandığınız oldu mu?
Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç?
Hiç suda taş kaydırdınız mı bu yıl?
Kaç kez kuşlara yem attınız?
Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?
Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?
Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı?
Kaç kez mektup aldınız bu yıl?
Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç?
Kimseyle barıştınız mı bu yıl?
Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez farkettiniz bu yıl?
İyi bir yılın, bunlar gibi bir çok küçük şeye bağlı olduğunu
hiç düşündünüz mü bu yıl?
Yeni yılda düşünün!
Baharda hemen yayılın çimenlerin üzerine…Acele edin, er veya geç; çimenler yayılacak üzerinize…
Benim sağım solum aşık olan ya da oduğunu söyleyen insanlarla dolu. Pardon? Daha yaşınız kaç sizin, size aşkı kim anlattı kitaplar mı ? Neye göre yaşıyorsunuz bu aşkı banada söyler misiniz ?
Herkesin kullandığı şu “ midede uçuşan kelebekler mi ” sizinde aşkı tanımladığınız söz yoksa.
O zaman benim midem kelebek üretmiyor yada kelebeklerim ölmüş. Ne yani yok. Böylede mutlu olunuyor, sizin derdiniz ne onuda anlamıyorum ki zaten. Dillerde olan bir söz ne kadar gönle düşer ki. Aşkmış peh!
Biraz daha büyümeliyim.. Biraz daha.. Hala bu sözü söyleyecek yaşta değilim. Daha yaşanası o Duygu'yu yaşayacak değilim.
Ismarlama sipariş gibi hayata girip çıkan ve bu süre zaafında birbirine aşık olduğunu söyleyecek o “ yapmacık insan ” grubunda değilim.
Sadece ilk gördüğüm anda seveceğim biri olmalı. İlk bakışta aşık değil tanıdıkça aşık olacağım biri olmalı..Aklıma gelmişken.
Niye basit insanlar hep kazanıyor. Yada benim çevremde ki basit insanlara özgü birşey bu.
Artık, çaba sarf etmek gibi bir terim yok onların sözcükleri arasında. Onlar kısa yolu bulmuşlar. Kendini ortaya sürüyorlar. Önce arkadaş gibi dost gibi.. Ortak özellikler, ah canımlar cicimler. Basitsiniz. Ve iyi ticaretçi olur sizden.En çokta size inanan o karşı taraf.. Neden hep siz saf tarafı oynuyorsunuz. Sizin kaderiniz bu mu. Saf ve masum oluşunuz. Acaba sizde gerçekten masum musunuz.
Farklı insanlar, farklı şehirler, farklı bir hava, farklı okullar.
Her şey bambaşka.Alışmak uzun süren bir eylem.Çok da zorlu.
Ama ne olursa olsun aramızdaki yarım saatin bile önemi yok.
Her şey farklı olsa da, birbirimiz için atan iki yüreğimiz aynı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya Yaprağındaki Hayaller
Short StorySilgi kullanmadan resim çizme sanatına hayat denilmektedir. Hayatın değeri, uzun yaşanmasında degil, iyi yaşanmasındadır. Öyle uzun yaşamışlar vardır ki, pek az yaşamışlardır. Doyasıya yaşamak, yılların çokluguna degil, sizin coşkunuza bağlıdır. Pa...