Mart gecesiydi ,onu ilk gördüğümde. Gece interneti açmış facebookta takılırken bi arkadaşlık isteği geldi. Okan Gönç adında biri istek atmıştı. Profiline girip tüm fotoğraflarına tek tek baktım. Hoş görünüyordu, esmer teni ela gözleriyle dikkat çekici bir duruşu vardı. İşte onu ilk o gece gördüm. Bir kaç ay sonra okullar tatil oldu. Bende tatili fırsat bilerek fitnesse başladım. Fitnesstan dönerken hep o çocukla yani Okanla karşılaşıyordum. Ne o bir şey diyodu ne de ben. Bunun üzerinden yaklaşık bir hafta geçti ve mesaj Okan'dan. Selam demiş. Selam dedim bende. Tanışabilir miyiz?
Tabi
Ben Okan 16 yaşındayım . Trabzonluyum. Kitap okumasını çok severim peki sen?
Oha bu çocukta mı kitap okuyo hiçte öyle bi tipi yok diye düşünürken
Bende Trabzonluyum. Yaşım 15 ve kitaplara bayılırım dedim. İşte bu şekilde tanıştık.Bir kaç hafta geçti . Artık her gün konuşmaya başladık. Daha samimi olduk. Daha çok şeyler paylaştık. Git gide ona alışmaya başlamıştım. Sesini duymak iyi geliyordu. Konuşunca içim açılıyodu. Zaten onu ilk gördüğümde beğenmiştim ama şuan hissettiklerim daha farklı. Okan'ı seviyordum. Onunda beni sevdiğini biliyordum ama hiç dile getirmedi. Bende duygularımı o açmadan açmıyacaktım.
Telefonum çalıyodu. Arayan Okandı. Odama geçip telefonu açtım. Alo . Naber Şule ? İyidir Okan senden naber. Benden de iyidir şey için aradım ya bugün buluşalım mı müsaitsen tabi. Olur buluşalım bi planım yoktu zaten. İyi sevindim o zaman bir saat sonra seni evin önünde bekliyorum. Tamam Okan görüşürüz. Görüşürüz Şule. Telefonu kapatır kapatmaz hazırlanmaya başladım. En çok sevdiğim fuşya ispanyol paça pantolonumun üstüne krem renk bluzu seçip giydim. Saçım zaten düzdü. At kuyruğu yapıp krem renk ayakkabımı ayağıma geçirir geçirmez evden çıktım. Aşağı indiğimde beni bekleyen Okanı gördüm. Yanına gittim. Çok güzel olmuşsun Şule. Teşekkür ederim Okan sana da kırmızı çok yakışmış. Teşekkürler fıstık. İç sesim konuşmaya başladı . Fıstık mı demişti o ? Bana yani bana . Yüzümün kızardığına emindim. Neyse diyip yürümeye başladım. Okan da peşimden geldi. Eee Şule ne var ne yok. Öyle , bildiğin gibi herşey sende ne var ne yok. Aynı şekilde bende de öyle Şulecim. Fazla samimi konuşmuyo mu bugün benimle diye düşünürken bir anda durdu. Noldu ? Diye sordum. Şule iyi ki tanıştık . Evet Okan iyi ki tanımışım seni.
Biraz daha yürüdükten sonra mudi adınla hoş görünümlü bir cafeye geldik. İçeri geçtiğimizde sandalyeye oturmama o yardımcı oldu. Hoş olduğu kadar kibardı da. Oturduktan bi kaç dakika sonra garson geldi. Menüyü uzattıp siparişinizi alıyım dedi. Ben çayla tiremusu istedim. Okanda kahveyle waffle istedi. Garson yanımızdan ayrıldıktan sonra sohbet etmeye başladık.
Onun yanında kendimi iyi hissediyorum. Ortam hep neşeli ve bol kahkahalı. Uzun zamandır ilk kez bu kadar iyi vakit geçirmiştim. Dertlerimi unutup anın tadına bırakmıştım kendimi.
Bir ciddiyet sarmıştı Okanı. Ben noldu diye sormadan Okan söze girdi.
Şule senden çok hoşlanıyorum, benimle bir yola çıkar mısın ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadakat Lazım
Literatura FemininaHayatının baharında alabileceği en büyük darbeyi almış bi genç kız. İnsanlara sonsuz güvenmemesi gerektiğini çok acı bir şekilde ögreniyo. Peki yaşadığı bunca acıya rağmen hala birilerine şans verebilir miydi ? Yada şans verse ne kadar sağlıklı olu...