Promise (약속)

미안해,

Oh, nasıl başlayacağımı bilemedim. 'Sevgili Baekhyun' mu demeliyim, yoksa eski günlerimiz hatrına 'Hey Baekhyun!' gibi samimi bir ifade mi kullanmalıyım?

Her neyse, bunun o kadar önemli bir şey olduğunu sanmıyorum. Ne de olsa bunu okumayacaksın. Sadece içimi döktüğüm bir kağıt parçası olarak kalacak.

Yazdığın son notu okudum. Suçunu bilmen güzel Baekhyun. Ama, keşke bilmen gereken bir suçun olmasaydı. Keşke bu hale gelmeseydik.

Keşke... Keşke seni affedebilecek kadar güçlü biri olabilseydim.

Ama değilim. Ne yazık ki değilim. Sen gözümün önünde beni aldatırken köşede oturup seni izledim. Elimden hiçbir şey gelmedi. Sana tepki bile gösteremedim, çünkü o kadar şaşkındım ki...

Her hatayı beklerdim senden Baekhyun. Kendimden de beklerdim her hatayı. Aldatmak dışında.

İhanetin zayıf noktam olduğunu biliyordun, kaldıramayacağımı biliyordun, lâkin yine de yaptın. Kendine hakim olamayarak bizi bitirdin.

Söz vermiştik oysaki biz birbirimize. Senin için benden başkası olmayacaktı. Aramıza kimsenin girmesine izin vermeyecektik. Özlesek bile sabredecektik.

Söylesene Baekhyun, verdiğin söz nerede şimdi? Tutabildin mi onu?

Cevap vereyim, tutamadın. Benden başkası oldu senin için. Onunla olabildin, beni aklından çıkarabildin.

Diyebileceğim çok fazla şey yok aslında. Kendi yolunu seçtin. Ne kadar ağlasam da, mahvolsam da, bir gün bu da geçecek eminim.

Ama umarım senin pişmanlığın geçmez. Çünkü canımı gerçekten yaktın Baekhyun.

Yine de senin ölene dek pişman olmanı isteyecek kadar bencil biri olduğum için üzgünüm.

- Eski kocan, Park Chanyeol