[3] Yani bu...

278 51 19
                                    

(ChaeLisa ficim Roses were Black'e de göz atabilirsiniz^^)

Jisoo uyandığında yine kendi bedeninde olmadığını fark etti. Aynı rüyaya devam yani? Garipçe gülümsedi ve elleri olmamaları gereken bir yere gitti. Jennie'nin göğüsleri. Şey, hayali arkadaşının güzel bir fiziği vardı ve bu sadece bir rüyaydı. Dokunması bir sorun olmamalıydı.

Duvardaki takvime baktı önce, ardından komodinin üzerindeki telefonu alıp tarih ve saati kontrol etti. Bugün tatildi. Yani istediği her şeyi yapabilirdi. Ve şu an tek yapmak istediği, sapık ergenler gibi Jennie'nin göğüsleriyle oynamaktı.

Âniden kapı açıldı, "Kuzeeeen!"  Jisoo korkup hemen ellerini çekti.

Kapıda tanımadığı bir kız vardı ve şaşkınca ona bakıyordu. Ardından yüzündeki ifade değişti ve gülmeye başladı. Ve tuhaf olan, gülüşü Jisoo'yu daha çok korkutmuştu, uygunsuz bir pozisyonda yakalanmaktan. Kızın sakinleşmesini ne kadar beklemişti, bir fikri yoktu. Ama sonunda kız sustu ve Jisoo'nun yatağına koşup yanına oturdu.

"Sabah sabah ne bu azgınlık Jennie?" Kıkırdadı. Jisoo ise dudaklarını dişledi. Yanakları kıpkırmızı olmuştu.

"B-ben özür diliyoru."  Farkında olmadan şiveyle konuşmuştu.

Kız şaşkınca ona baktı ve yine güldü. "Diliyoru? Şiveyle mi konuşuyorsun JenJen?"  Âniden kollarını Jisoo'nun-yani Jennie'nin- bedenine sardı.  "Seni cidden özlemişim. Görmeyeli çok komik olmuşsun, o buz prensesi havalarından çıkman güzel."

#

Adının Junghwa olduğunu öğrendiği kuzeniyle beraber tüm gün gezip alışveriş yaptı Jisoo. Ardından birlikte bir restorana girdiler. Bir masa bulduktan sonra, poşetleri bir kenara dizip oturdular. Jisoo menüyü aldı eline ve bir süre ağzı açık bir şekilde baktı. Neyseki menü yüzünü kapatıyordu, böylece  Junghwa yüzünü görmemişti.

Alt tarafı bir tabak yemek yiyecekti. Neden her şey bu kadar pahalıydı? Burada yarım porsiyonluk bir yemeğin fiyatıyla, Jisoo köyde bir ay rahatça yaşardı.

Bir de şöyle bir sorun vardı, çılgınlık yapıp alışverişe bir ton para harcamıştı. Bir de burada yemeğe harcarsa...Bu Jennie için kötü olmaz mıydı?

"Bakar mısınız, menüdeki her yemekten yarım porsiyon istiyorum."   Ama sonuçta bu bir rüyaydı. Jennie'nin parasını harcaması sorun olmamalıydı.

Öte yandan garson şaşırmış, Junghwa ise şok olmuş görünüyordu. Çok fazla değil mi senin için? Dudaklarını oynattı.

"Ah, ayrıca şu tatlılardan da lütfen. Bir de çikolatalı dondurma." Ekledi.

Junghwa artık şokun son evresindeydi. En son boşversene der gibi bir hareket yaptı.

#

Yatma vakti gelmişti bir kez daha. Bu da aslında Jisoo için uyanma vakti demekti. Yatmadan önce bir şey anımsar gibi oldu. Defterinden bir yazı... sen kimsin be

Hemen masanın üzerindeki kalemlerden birini aldı ve Jennie'nin koluna şunu yazdı,

"Benim adım Kim Jisoo"

***

Jennie uyandığında yine Jisoo'nun bedenindeydi. Yine mi bu rüya?  Yanaklarını şişirdi ve aynanın önüne gitti. Yeni uyanmıştı ama bedeninde olduğu kız bu hâliyle bile çok güzeldi. Pembe dudaklarına dokundu baş parmağıyla.  Acaba öpmek nasıl hissettirirdi?  Saçma sapan bir şey yapıp dudaklarını birbirine bastırdı.

Yaptığı şeyi fark ettiğinde, hayatının en utanç verici anlarından birini yaşamıştı. Yanakları kızardı. Az önce sırf hayali bir kızı öpmenin nasıl olduğunu hissedebilmek için kendi kendisini öpmeye çalışmıştı!

Gözlerini devirdi.

Sandara'nın onlar için hazırladığı kahvaltıyı bir güzel silip süpürdü. Bu köy hayatının en iyi tarafı yumurtalar olmalıydı. Ardından kapı çaldı. Koşarak açmaya gitti. Kapıdaki kızları hemen tanımıştı. Geçenki rüyada da varlardı.

Bunlar Jisoo'nun arkadaşları, Chaeyoung ve Lisa'ydı. "Bugün beraber takılacağız geliyor musun?"  Lisa sordu.

Jennie duygulanmıştı. En son çocukken bir arkadaşı onu evine kadar gelip bir yere çağırmıştı. Masumca güldü. "Aah...çocuklar...niye buraya kadar zahmet ettiniz ki? Mesaj atsaydınız ya?"

Chaeyoung ona dik dik baktı. "Yine garip davranıyorsun, Jisoo. Senin telefonun yok ki..."

Jennie'nin gülümsemesi soldu.

#

"Eee ne yapalım?" Lisa boş boş yürürlerken sordu.

"Kafeye gidelim!"  Jennie heyecanla söyledi. Daha önce hiç bir köydeki bu tip mekânları görmemişti. Büyüklüklerini, içindeki insan tiplerini merak ediyordu. Ayrıca kafede arkadaşlarıyla sohbet etmek onun en sevdiği şeylerden biriydi.

Fakat diğer iki kız ona yine garipçe baktı. "Jisoo...Lisa geçen bu şakayı yaptı zaten. İlkinde bile komik değildi, neden tekrar yapıyorsun bu soğuk şakayı?"  Chaeyoung  hafifçe onun omzuna vurdu.

"Ne şakası?"

Lisa kolunu onun omzuna attı ve önlerindeki birkaç ev ve ağaç dışında bir şey olmayan manzarayı gösterdi. "Bazen hafızanı kaybetmişsin gibi geliyor. Hani hatırlamak istersen bizim köyde kafe falan yok."

#

Jennie ertesi sabah uyandığında tekrardan kendi bedenindeydi. Kolundaki yazıyı fark etti, "Benim adım Kim Jisoo?"

#

Jisoo başka bir sabah kendi bedeninde uyandı. Kolunda bir yazı vardı. "Jisoo olduğunu fark ettim ama gerçek anlamda sen kimsin?! Bunu soruyorum?!"

#

Jennie kendi bedeninde uyanabildiği sabahlardan birindeydi. Koluna baktı. Herhangi bir yazı yoktu. Ardından ayağa kalkıp yüzünü yıkamak üzere tuvalete gitti. "KİM JİSOO?!"  Elinde olmadan bağırmıştı, alnındaki yazıyı gördüğünde.

Çevredekilerin tepkisini düşününce aklıma korkunç bir fikir geliyor. Ya yaşadıklarımız gerçekse?

#

Jisoo kendi bedeninde olduğunu fark ederek rahatladı. Ayağa kalkıp sakince aynaya baktı. "İNTİKAM MI ALDIN ŞİMDİ, HA?!"  Alnında bir yazı vardı.

Ben de aynı fikirdeyim :(

###

"Yani bu..."

"Yani bu..."

"BİR ŞEKİLDE BEDENLERİMİZİN DEĞİŞTİĞİ ANLAMINA MI GELİYOR?!"

Bölüm Sonu

Kimi no na Wa || JenSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin