Part 4

31 2 3
                                    

(Multimedya Flora:Sofia Carson )
Gözlerimi açtığımda kendimi elbisem ve botlarımla yatağımda yatarken buldum. Hemen yataktan fırladım. Giyinme odasına koştum. Yerde Floranın elbisesi duruyordu. Dün neler olmuştu. Çok sinirliydim.Kararlarıma saygı duyulmuyordu.Bu beni sinir ediyordu. Üstüm perişan haldeydi. O kişi her kimse ona güçlü görünmeliydim. Siyah deri bir mini etek, üzerine beyaz göbek üstü sıfır kollu bir t-shirt ve siyah deri ceketimi
giydim. Siyah bir deri sırt çantası aldım. Bana hediye edilen ok kutusunu ve yayı çantama attım. Çantam minik Olduğundan sığmamıştı. İkisiniside sırtıma taktım. Çantamı geri bıraktım. Telefonum masamın üstünde duruyordu.Müziğe ihtiyacım vardı. Annemin teknolojik hediyelerinin yanında kulaklık da vardı ama şu an kullaklığa ihtiyaç yoktu. Çıkarken  lazım olabilir diyerek Deri ceketimin cebine koydum. Telefonumu  elime alıp müziklere bakıcakken mesaj geldi. "Tatlım kahvaltı hazır seni bekliyoruz."
Hayır bunlar ne bekliyordu anlamıyorum ki arkadaşım kaçırıldı diye göbek atmamı falan mı ?
Ama sinirlenmeyecektim. O kişi her kimse ondan intikamımı alacaktım. Adi bir şekilde...
Telefonumu elime alıp müziği son ses açtım.Taylor Swift -Look what you made me do.
Şarkının ritminde ben benlikten çıkmıştım. Gerçi son 36 saatte ben ben değildim zaten . Müzik tam beni yansıtıyordu. İlk kez adada kızlarla zorla bulduğumuz MP3 de dinlemiştim. Kadın müzikten anlıyordu. Makyaj masama geçtim ve butona bastım. Onlar gelene kadar saçımı sıkı bir at kuyruğu yaptım. Hizmetliler gelince sert bir makyaj istedim. Ayrıca bana nasıl yapılacağını da öğretmelerini söyledim. Kendimi emir veren kraliçe gibi hissediyordum. Yarım saate eyeliner ,ruj ,pudra ,bb krem ve bir çok şey sürmeyi öğrenmiştim. Gerçi bu kadarına gerek yoktu. Yüzümde leke dahi yoktu. Makyajım siyah eyeliner , kırmızı mat ruj , maskara ,pudra ve siyah fardan oluşuyordu. Bir de tabi siyah perden. İsimlerini doğru sayabildiğime şükr ediyorum. Hizmetçilere çıkmalarını söyledim . Aynaya şöyle bir baktım. Evet bu istediğim güçlü Isabel'di. Bu imkansız kızdı. Ateş ve suyu bir arada tutan kız. Hazırdım artık müziği kapatmadan önce sözleri dilime döküldü. Bu sözler Florayı kaçıranaydı.
Look what you made me do ?
(Bana yaptırdığına bak ?)
Müziği kapatıp telefonumu cebime attım. Asansöre doğru yürüdüm. Ve yemek salonuna yani 32.kata bastım.
İndiğimde kapıya doğru yürümeye başladım. Kapıdan içeri girdiğimde
bütün gözler bana kaydı. Kimse gözlerini alamıyordu. Yerime oturdum ve double espresso istedim. Adada kahve çok içerdim. Şu an ihtiyacım olan şeylerden biriydi. Tabağıma sadece çikolatalı kruvasan aldım. Babam söze girdi:
-Kızım arkadaşın yok mu ?
-Yok.
-Hasta falan mı ?
-Hayır, dün gece benim kraliyetin tek prensesinin odasından kaçırıldı.
-Ne!
-Evet doğru duydunuz. Hatta bende bayıltırdım diyerek espressomdan bir yudum aldım.
Bu sefer anneme babam da katıldı.
-Ne!
-Çok istiyordunuz ya gitmesini şu an Yok. Yıl olmuş Yen'i zamanda 2027
ama odamdan arkadaşım kaçırılıyor. Sizinde haberiniz olmuyor. Artık rahatlayabilirsiniz.
James ' in gözlerinde beni arıyordum ama sanki bir film izliyormuş gibi nötr bir şekilde bana bakıyordu. Noulmuştu bu çocuğa sanki dün beni öpen o değildi, sözlerime devam ettim.
-Ve şimdi de ben gidiyorum. diyerek ayağa kalktım. Babam:-Otur Isabel desede aldırmadım ve yürümeye başladım. James'in yerinden kalktığını duyabiliyordum. Bu sefer annem bağırdı:
-Isabel gitme ne olursun seni bir daha kaybedemem.
İşte o an durdum, ayaklarım hareketi kesti. Arkamı dönmeden :
-Akşam olmadan dönerim . Burda hiçbir şey yapmadan duramıyorum.
Sesler kesildi ne annemin ne babamın ne de çatal kaşığın sesi vardı. Aşağı indiğimde arkamdan bir adam :
-Majesteleri, majesteleri...
Durdum ve arkamı döndüm:
-Ne var?
-Efendim yürüyerek gitmek istemezsiniz herhalde,beni takip edin!.
Adam 30-35 yaşlarında biriydi. Beni garaja benzer bir yere getirdi. Kapıyı açınca karşındakini görünce şok olmuştum. Bu bir Ferrari Berlinettaydı.

Kızlarla okulda boş zamanlarda arabaları , ünlüleri araştırırdık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kızlarla okulda boş zamanlarda arabaları , ünlüleri araştırırdık . Daha doğrusu hayran hayran bakardık. Ağzım açık kalmıştı. Bu arabadan sadece 3 tane üretilmişti. Üzerinde altın harflerle Güllerin en kırmızısı Isabel'e yazıyordu. Adamın sesiyle irkildim. -Babanızın size hediyesi . Sürmesi çok kolay komutlara cevap veriyor. Gelin size sürmesini öğretimiyim. Şöför koltuğunun kapısını bana açtı. Koltuğa oturdum. 20 dakika kadar bana arabayı sürmeyi anlattı. Adam:
-Efendim isterseniz gideceğiniz yere ben bırakırıyım.
-Hayır, sağol kendim süreceğim.
Adam inince ok kutusunu ve yayı yan koltuğa attım. Telefonumdan Lana Del Ray-Summer time Sadness
açtım ve arabaya bağladım. Sesi son ses açtım ve gaza sonuna kadar bastım. Araba konuşabiliyordu. Şarkıyı duyunca seslendi.
-Isabella , bir şey mi oldu?
-Sen anlamazsın, berlinetta.
-Anlatırsan anlarım belki , gaza çok yükleniyorsun . Canın bir şeye mi sıkkıldı?
-Evet,sevdiğim insanlar arkamdan iş çeviriyor.
-Bence emin olmalısın , tatlım.
Nereye gitmek istiyorsun? Ormana doğru ilerliyoruz.
-15-20 dakika daha sür biraz uzaklaşmak istiyorum. Atış denemesi yapacağım .
-Peki.
Şarkı kendiliğinden değişti. Ekranda Avicii -You be Love çalmaya başladı.
-Teşekkürler diye seslendim.
-Her zaman tatlım.
Bu araba bir harikaydı. Tabi şarkıda. Ama hâla sinirimi atamıyordum. Saray'dan 20 dakika kadar uzaklaştığımızda dur dedim. Ben tam inecekken telefonum çalmaya başladı arayan Jamesti. Açmayacaktım,şu an bunu haketmiyordu. En ihtiyaç olduğunda yanımda değildi.Şu an araması sadece meraktandı. Beni önemsediğinden değil.
Telefonu toptan kapattım ve arabada bıraktım. Yan koltuktan oklarımı ve yayımı aldım. Arabayı kitleyip anahtarı cebime koydum. Biraz yürüdüm. Büyük bir ağaca gelince durdum. İsabet alıp,atmaya başladım. Hiç durmadan . Ancak ne kadar atsamda bir gıram sinirim azalmıyordu. Oklardan biri ağacı sıyırıp boşluktan ileriye gitti. İlerden bir ah sesi geldi. Öff galiba birini vurmuştum. İleri doğru ilerledim. Sesin kaynağına ulaştığımda 19-20 yaşlarında ela gözlü kahve tenli saçlı bir çocuğun kızgın gözleriyle buluşmuştum.Kimdi bu çocuk? Ve ben şimdi ne yapacaktım?
Evet,arkadaşlar umarım bölümü beğenmissinizdir. Biraz kısa oldu kusura bakmaıyın. Yen'i bölümde çok şaşırtıcı gerçekler ortaya çıkacak. Okuma sayısı durunca çok üzüldüm. Umarım artar . Bu arada bana sürekli destek olan thecakesalie ' ye sonsuz teşekkürler. Sizleri seviyorum . Feyza

Kraliçenin DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin