Hastane

12 3 0
                                    

Sabah alarm sesiyle uyanmak yerine canım ulaşımın yüzüme su fırlatmasıyla uyandım.
– Napıyon ya
– Seni uyandırıyom
– İnsan böyle mi uyandırılır.
– Fena mı fındık. Yüzünü yıkamana gerek kalmadı hadi kal hazırlan.
– iyi be tamam. Hadi çıkta giyineyim .
– Tamam. Diyip odadan çıkar çıkmaz hazırlanmaya başladım . Bugün kendimi pek iyi hissetmiyordum. O yüzden üstüme beyaz tişört ve altına siyah bir pantolan giydim . Saçım salık tı  , gözüme de rimel çekerek odadan çıktım. Deniz de;
– Hadi güzelim sofraya .
– yemek yiyecek halim yok
– Ne oldu
– Bilmiyorum , ama canım hiç istemiyor.
– Olmaz
– Deniz lütfen yemesem
– Olmaz güneş, hadi.
– Gerçekten yiyecek halim yok bak.
– İyi öyle olsun bakalım. Der demez evden çıktık okula doğru giderken telefonum çaldı. Ulaşta oradan;
– Kim o?
–Annem
–Açıcakmısın
–Hayır
–Bence aç önemli bişi olabilir demesiyle merak etmiştim. Ve merakıma yenik düşerek açtım.
Annem;

– Alo. Güneş
–Efendim
– Sana söylemem gereken şey var.
– Bence hiç bir şey yok.
– Hayır. Var
– Ne peki
– Bi kardeşin olucak demesiyle olduğum yerde kaldım. Bugün mü söylenir bu haber yani. Neden bugün. Canımın yandığını hissettim. Bugün benim doğum günümken ,annenin benim doğum günümü kutlayacağı yerine , Bir üvey kardeşim olacağına haber veriyor. Çok kötüydüm. Zaten halsizdim şimdi daha çok kendimi güçsüz hissediyordum. Çünkü annem artık beni unutmuştu. Umrunda bile değildim.
–Alo güneş ordamısın.
–Burdayım.
– Sencede güzel bi haber değilmi.
– Kapatmak gerek diyip telofunu kapattım. Ulaşlar önden önden gidiyordu. Alper arkasını dönerek gelmiyormusun tatlım demişti. Bende:  Alper hiç iyi değilim ben . O yüzden siz gidin ben biraz kafamı dinliycem demiştim. Alper tabiki de yanlız kalmama izin vermiycekti ama onun bişi demesine fırsat vermeden uzaklaştım. Bi parkta oturmuş gözümden yaşların akmasına izin veriyordum. Sanki gücüm çekilmiş gibiydi. Saat 3:00 tu okula zaten geç gitmiştik. Deniz, Rüzgar, Semih kaçkere aradı ama açmamıştım. Ve açamyı düşünmüyordum da bu yaşadıklarım fazla ağır gelmeye başladığını hissediyorum . En iyisi buradan gitmek. Eve doğru yol almıştım. Çok dalgındım yoldan karşıya geçecektim ki. Birden bi korna sesi duydum. Ve sonrası karanlık.
   Ulaş Karakaş:
Saat 3 oldu. Eve gelmiştik ve eve gelene kadar hepimiz güneşi aradık. Ama aramaların hiç birini cevaplamadı. En sonunda ben bizimkilere dönerek beyler ben bir daha arıycam diyerek aradım ve telefon açıldı.
– Alo güneş
–Beyfendi merhaba
–Merhabada siz kimsiniz.
–Ben hemşireyim. Şuan yakınınızı hastaneye kaldırıyoruz.
–Ne hastanesi ne diyorsunuz.
– Korkulcak bir durum yok. Sadece arkadaşınızın  tansiyon değerleri düşük olduğu için yolda baygın bir şekilde bulunmuş şimdi ise hastaneye gidiyoruz.
– Tamam hemen adresi verin. Tamam sağolun diyip kapattım. Deniz;  ne olmuş lan, ne hastanesi .  Güneşi hastaneye kaldırıyorlar yolda baygın bi şekilde bulunmuş der demez hastaneye koştuk . Respsiyondan hangi odada olduğunu öğrendikten sonra odaya daldık.

Semih;
– İyimisin canımın içi.
– iyiyim. Gözleri kızarık gibiydi. Sanki ağlamış gibiydi.
– ağladın mı lan sen. Bunu diyen deniz di.
– Hayır.
– Eminmisin
–Evet dedi . Tabi buna hiç birimiz inanmadık ama neyse içimden bunlar geçerken doktor içeri girdi.
– Durum nedir doktor bey.
– Durumu gayet iyi sadece dengeli ve birazda dinlenmesi gerekiyor. Çıkış işlemlerini başlatabilirsiniz .
–Peki. Teşekkürler
– Rica ederim . Geçmiş olsun diyip odadan çıktı. Bizde güneşin işlemlerini yapıp hastaneden çıktık. Güneş eve gelir gelmez banyoya girip ellerini yıkıyıp mutfağa girip yemekler hazırladı. Her ne kadar yat desekte anlamadı. Sonrada odasına doğru yol alırken ben yatıcam diyip mutfaktan çıktı. Halbuki bugün doğum günüydü onu kutlıycaktık. Ama hiç bir şey onun umrunda değildi.
Güneş Yılmaz;
Korna sesi duydum sanmıştım ama meğersem ambulanstı herhalde. Çünkü gözümü açtığımda hastanedeydim. Ama doktora ne olup ne bittiğini sorunca . Doktor korna sesini duyduğumu onayladı ve ben yola doğru bayılınca araba aniden koranya basıp yavaşlamış . Ve tansiyonum düştüğü için bayıldığımı söyledi. Sonra hastaneye bizimkiler geldi. Eve geldik onlar aç kalmasın diye yemek hazırlıyıp yatıcam ben diyerek odaya girdim. Yarın son gün okula gitmek yerine bu şehirden gidicem . Biletini ise şimdi alıcam. Bana çok kızcaklar vedalaşmadım veya haber vermedim diye ama beni anlıyacaklarını ümid ediyorum. Bu sefer karabüke gitmeyi planlıyorum. Bavulumu hazırlayıp bi kenara koyduktan sonra yatağıma girip kafamı yasta gömüp uykuya daldım.

Rüzgar;
Hepimiz yorgunduk. Güneş halsizdi sabahtan sonra okula doğru giderken  annesi ile  konuştu. Sonra daha kötü oldu ve okula gelmemişti. Hepimiz aradık ama açmadı. Daha sonra ulaş son kez arıyınca telefon açıldı. Ulsş ne hastane mi diyince hepimiz bi tedirgin olduk. Neyseki ufak bi baygınlık yaşamış yani ciddi bi durum yoktu. Buna da şükür. Eve gelince bize yemek yapıp ben yatıcam diyerek odaya çekildi. Bizde yemek yedik , sofrayı toparladık sonra hepimiz kendimizi uykunun kollarına bıraktık. 

Sadece sen mutsuz değilsin bu hayattaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin