|1|

482 28 17
                                    

Marina & The Diamonds - The Outsider

" ...İmkanı yok, Flint faul yapmadan asla Wood'u yenemez. Aslına bakarsan Flint, Ravenclaw'a karşı bile oynasa faulsüz maçı alamaz..."
Hufflepuff'un yüz karası Ernie McMillan'ın sesi Hogwarts koridorlarında rahatlıkla duyuluyordu. Ortaya attığı lafların birçoğu saçmalık olmasına rağmen yine de Hufflepuff'tan birkaç kız onu dinliyordu.

"Evet, çocuklar.. Bunak Trelawney ile derse girmeye kimler hazır?" diyen sarışın çocuğun yüzünde alaycı bir ifade belirdi. Slytherin'in prensesiyse beş yıllık arkadaşlarını dinlemeyi bırakalı epey bir zaman geçmişti ve kafasından geçen trilyon kadar düşünce koptuğunu farketmesine izin vermiyordu. Öyle ki Astronomi Kulesi'ne giderken karşılaştıkları Altın Üçlüye bile sinir olmamıştı.

"Prenses? İyi uyuyamadın sanırım." dedi Theodore Nott meraklı çıkarmaya özen gösterdiği sesiyle. Pansy, boş bir yüz ifadesiyle ona döndü.

"Hm? Ah-şey, evet. Uyuyamadım." dedi ve bıkkınca nefesini dışarı verdi.

Dolap diye geçirdi içinden. Evet, oldukça zekiceydi bu fikir. Öyle ki kızın içinin kıpır kıpır olmasını sağladı. Haykırarak dolaşmak, hatta karşısına çıkan kişi Weasley bile olsa sarılmak istedi. Ama sakinliğini korudu. Peki, neydi bu dahi fikir?

Nihayet Astronomi Kulesi'ne çıkan basamakları tırmandıklarında Trelawney, Lavender Brown ve Patil ikizlerinden Parvati ile konuşuyordu. Slytherin tayfası onları görmezden gelerek arka arkaya sıralandılar. Pansy, Draco ile oturuyordu ve sanılanın aksine artık ondan hoşlanmıyordu.

"Kendine gelsen iyi olur. Ders Gryffindor'la olacak." diye mırıldandı Draco. Pansy alayla sırıttı.

"Ne o? Yoksa Granger'a küçük düşmekten mi korkuyorsun, Malfoy?"
Malfoy'un rengi atmıştı.

"Bu konu hakkında konuşmanı istemiyorum. Ayrıca en az sen ve Weasley kadar saçma bir çift oluruz." dedi Malfoy bozulmuş bir şekilde. Pansy yüzünü ekşitti.

"Weasley mi? Bazen tam bir aptal gibi davranıyorsun, Draco. Öyle ki nasıl okul ikincisi olduğunu anlayamıyorum."
Draco omuz silkmekle yetindi. Tam bu sırada Altın Üçlü içeri girdi. Slytherin tayfasının kafaları seri bir şekilde onlara döndü. Herkes Draco'dan atak bekliyordu.

"Potter ve köpekleri sınıfa havalı giriş yapıyor. Ne o, Weasley? Pek bir mutlusun. Yoksa bakanlık sefilliğinizi görüp size yardım mı etmeye karar verdi? Hoş.. Haketmiyorsunuz ya.."

Diğer Slytherinliler çok komikmiş gibi gülüyorlardı. Pansy hariç. Bunu yapmadığı için suçluluk duydu ve biçimli dudaklarına küçük de olsa bir tebessüm yerleştirdi.
Harry ve Hermione, yüzyıllardır Draco'ya saldırmak için fırsat kollayan Ron'u kollarından tuttular. Ron'un gözleri hepsinin üzerinde teker teker gezindi. Bundan rahatsızlık duyan Pansy, gözlerini kaçırdı.
"Söylesenize, kendinizi ne sanıyorsunuz?" dedi Hermione bir adım öne çıkarak. Slytherin tayfası birbirine bakıp alayla sırıttılar. Bu sefer Pansy de sırıtanlara arasındaydı.

"Söylesene, Granger? Sen kendini ne sanıyorsun?" dedi Pansy alayla gözlerini ona dikerek. Hermione bunu beklemiyordu. O sırada olayları film izliyormuşçasına seyreden Trelawney ve kızlar birbirlerine bakakaldılar. Trelawney topallıyormuşçasına birkaç adım öne yürüdü.
"Ortamın enerjisini düşüyorsunuz, yavrularım... Lütfen.. Bunu daha sonra halledin.. Negatif enerjiyi kovmak çok zordur..." dedi tuhaf ses tonuyla.

"Enerji değil de.. Ortamın kalitesini düşüren bulanıklar var.." diye mırıldandı Blaise. O sırada Ron kollarını Hermione ve Harry'den kurtardı. Pansy onun bunu yaparken bile küfür savurduğunu gördüğüne yemin edebilirdi.

"Zavallısınız. Hepiniz. İnanın her birinizden iğreniyorum." dedi dişlerini sıkarak.

"Evladım.." diye uyardı Sybill Trelawney.

Derin bir nefes alıp yerine geçti. Harry ve Hermione'de onu izledi. Son söyledikleri Pansy'nin keyfini kaçırmıştı. Onu umursadığından değil, cevap veremediği içindi bu. Yalnızca göz devirmekle yetinebilmişlerdi ve altta kalmak bir Slytherinliye yakışacak türden bir davranış değildi. Slytherin, kendini ezdirmezdi.

"Profesör? Bu derste ayrıntılı el falı bakımıyla ilgileneceğimizi söylemiştiniz, bu nedenle şu an kitaba ihtiyacımız yok sanıyorum?" dedi Lavender.

"Hayır, yavrucuğum. Kitaba el çizgilerinin anlamlarını öğrenmek için ihtiyacınız olacak." dedikten sonra kendine kurban seçmek için kavanoz kapağı gibi gözlüklerinin arkasında sınıfa göz gezdirdi Trelawney.

"Hah, işte! Miss?"
"Parkinson." diye yanıtladı Pansy. Draco ve Blaise birbirlerine kaş-göz işaretleri yapıp sırıttılar.

"Uzat evladım..." diye mırıldandı Telawney. Pansy, kafasına meteor düşmüş gibi hissediyordu. İstemeye istemeye elini uzattı. Elini uzatmasıyla Sybill'in kaşlarını çatması bir oldu.

"Kedi gözlü yılan bu yıl sahneye çıkacak, alkışlayanlar arasında iyiler olmayacak. Onu durduran Aslan hem iyilerin hem de kedinin kurtarıcısı olacak."

_________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

_________________________

Neden Ransy bilmiyorum ama Slytherin ve Grffindor shipleme gibi saçma bir takıntım var. Umarım seversiniz, görüşmek üzere.

xx.

Görev|RansyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin