Diğer bölümün devamı

22 3 0
                                    

Kaderimize boyun eğip güneş gören banka oturduk. 

İçeri zili çaldığında dersin Türkçe olduğunu hatırlayarak sevinçle sınıfa doğru ilerlerken kızlar koridorunda Kaan'ı gördüm. Önüne çıkıp ona doğru eğilerek ayağımı yere pat diye vurup "Senin kızlar koridorunda ne işin var " diye bağırdım. Benim bağırmamla sıçraması bir oldu. Bu kadar korkacağını beklemezdim. Ters ters bana bakıp sınıfına doğru yönelirken Aslı ve Helin ile gülmekten karnımız ağrıyana kadar güldük. Helin "Yüz ifadesini gördünüz mü? Allah'ım çıldırıyorum" dedi. Aslı "O neydi gı der gibi baktı" dedi ve iki kat daha fazla güldük. Sınıfa geçip Helin ile oturduk. Aslı tuvalete gideceğini söyledi. Normalde tuvalete bile hep beraber giderdik ama beden dersindeki okulu tavaf etmemiz çok yormuştu beni. O yüzden Aslıyı tek gönderdik. Tam Ebrar ile koyu bir muhabbete girmiştik ki Aslı koşa koşa "Beste koş!!" diye bağırdı. Merakla yanına gidip "Ne oldu?" dedim. "Kaan biraz önce yanıma geldi ve 'Besteyi fena fake'licem' dedi." Kaşlarımı çatarak ellerimi yumruk yaparak tam "Kaan nerede?" diyecektim ki Dönüp "Kanka fakelemek ne demek?" dedim. Hepsi birden kahkaha attı, ben tam onlar anlamını biliyor benim cahilliğime gülüyor diye düşünürken hepsi birden "Bilmiyoruz ki" dedi. 

İşte Benim Cahil Arkadaşlarım.... Helin "Gidip kendisine sorsana Beste" dedi bende "Nereden bulacağım ben şimdi onu ya" dedim ve hepsi birden bahçede ki voleybol sahasını gösterdiler. Gözlerimi voleybol sahasına dikip Kaan'ı izledikten sonra bir hışımla "Ben Kaan'ı öldürmeye gidiyorum. Hakkınızı Helal edin" diye saçma bir konuşma yaparken Ebrar ve Sevda kolumdan tutarak sınıftan dışarı ittiler. "Eğer kötü bir anlamdaysa öldürürsün. Hadii" dediler. Bahçeye indim ve "Kaan!!" diye bağırdım. Tüm erkekler bir anda dönüp bana baktı. Bir ara "Geri dönsem mi acaba" diye düşünsem de Kaan'ın dibine kadar girdim."Dediğin laf? Sen hayırdır? Ne kastettin? Çabuk söyle" Diye ard arda soruları sıralarken bir anda topu yüzüme kadar getirip sanki atacakmış gibi yaptı. Tam yine konuşacaktım yine aynı hareketi yaptı. Bi an afalladıktan sonra dediği cümle ile kaşlarım çatıldı. "Bunu kastetmek istemiştim" dedi ve aynı hareketi yaptı. "Ha, olsun, bak bana bulaşma yoksa çok kötü olur" dedim ve arkama dönüp gidecekken bizim sınıfın penceresine gözüm çarptı. Tüm pencereler tıklım tıklım dolmuş, bazılarının elinde çekirdek beni izliyorlardı. Gülmemek için kendimi zor tutarak içeri girdim. Sınıfa girer girmez Aslı "Hepimiz salağız çocuk trol anlamında demiş, Ama sen rezil oldun Beste" dedi. Olayları idrak ettiğimde yerin dibine girmeyi diledim. Tam o arada Türkçe öğretmenimiz Hülya hoca içeriye girdi. Elinde testler vardı. Tüm hocalar artık yoğun bir biçimde test çözdürüyorlardı. birinci teog'a 28 gün kalmıştı. Hiç yoktan iyidir diye düşünüp biraz çalışıyordum. Hülya hocayı bu okula geldiğinden beri çok seviyordum. Anlattığı her konuyu çok güzel anlattığı için hemen anlıyordum, çok disiplinli, iyi ve hoş olması hoşuma gidiyordu. 

Bu derste ve diğer derslerde yoğun bir şekilde test çözüp, her derste yaptığım espriler ile sınıfı bayılttım. Çıkış zili çaldığın da hemen toparlanıp eve gittim. 

Kaan'ı tanımıyordum. Ve ona güvenip yine hata yapmaktan çok korkuyordum. Kaan'ın beni sevdiğini biliyordum ama bu beni üzüp pişmanlığa itmeyeceğinin garantisini veremezdi. Kalbimin ve aklımın sesini susturup her şeyi akışına bırakmak istedim. Ediz beni her şeyimle çok seviyordu ve beni aylarca bir kere bile üzmemişti. Ona ihanet etmek istemiyordum. Tüm düşüncelerimi aklımdan silip dün aldığım kararı hatırlayıp kendime yeni bir sayfa açtığımı anımsadım.


Fısıltılı Karanlıklar-DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin