0.1

11 2 0
                                    

Not: Kalın yazılmış yerler Ege'nin düşünceleri.

***

Eda'dan

"Eda hadi, hala hazırlanmadın mı?" Aşağıdan Ege'nin bağırmasını umursamadan yavaş yavaş giyinmeye devam ettim. Siyah pantolonumu ve beyaz değişik desenli tişörtümü giyip saçlarımı derste uyurken kafamı örtsün diye salık bıraktım. Bugün okulun ilk günü, son sınıfa başlıyorum ve hala 16 yaşımı doldurmadım. İnşallah aralığın 18'inde 17'ye geçeceğim. Ege neden bizi 17 tanıttı hiç bir fikrim yok. Gerçi ben de 17 dedim ama neyse.

Yine yavaş yavaş aşağı indim. "Benim somurtkan ikizim ne kadar da farklı şeyler giymişsin bugün." Bu dediğine alayla gülüp ona baktım. Siyah kot pantolonla beyaz baskılı bir tişört giymişti. Hah! Sanki kendisi çok farklı giyinmiş de. "Sen çok farklısın sanki. "

Yanaklarımı sıkıp cevap verdi. "Sen kızsın bebeğim senin süslenmen lazım." "Sen benim yanağımı mı sıktın!" Diye cırlayıp onu kovalamaya başladım. Pislik mutfağa gidip babamın arkasına saklandı.

"Günaydın kızım ve oğlum." Annem her zamanki repliğini tekrarlarken biz de ona günaydın dedik.

"Liya Amerika'ya gitmiş geçen hafta. Harvard'da okuyacak amcasının gülü." Babam yine Liya'yı övmeye başlamıştı.
Liya kim mi? Tamamen Ege'ye benzeyen kuzenim, amcamın kızı. Acayip zeki bir kız. Benden çok farklı da olsa yine de sevdiğim ve anlaşabildiğim tek kız arkadaşım.  Ama o da bu sene gitti.

"Valla baba benden Harvard'a gitmemi falan isteme. Belki Eda gider ama benden bekleme hiç uğraşamam oralarda. Ya bana para yatırmazsan ne yaparım ben? O yüzden yanında okumalıyım ki paraya ihtiyacım olunca bankadan para beklememe gerek kalmasın. " Ege'nin dediğiyle babam kafasına bir tane patlattı.
"Eşek herif!" Babamın dediğiyle güldüm.

Sonunda güldü somurtkan ikiz.

"Ne o komik mi geldi küçük hanım?" Kafasına kaşık atıp, kahvaltıda kaşık ne arıyorsa, kahvaltıma devam ettim.

***

"Bak Eda, yeni okulumuzda lütfen daha sıcakkanlı ol olur mu?" Ege'ye kafamı salladım.

"Aferin benim güzel ikizim." deyip yanağımı öptü. Gıcık mıcık iyiki var ha! Ben de onu öptüm. Best ikiz.

Bana hiç benzemese de onu seviyorum.

"Sen de cazibeme kapıldın değil mi itiraf et hadi." Ege'nin dediğiyle güldüm.

Şu an yeni okulumuzun bahçesinde duruyorduk. Sanırım biraz geç kalmıştık çünkü bahçe boştu. "Hadi girelim."

Ege müdürün odasından sınıfımızı öğrenip yanıma geldi. "12/c bebek."
Birlikte sınıfın önüne geldik.

"Anlaştığımız gibi gül biraz." "Tamam tamam hadi aç." İkimiz de gülmeyeceğimi adımız gibi biliyorduk.

Kesin somurtacak yine.

Ege kapıyı çalıp içeri girdi. Ben de arkasından gittim. 40 yaşlarında, hafif kızılımsı saçlı, tombik bi bayan vardı karşımızda. Sınıfta ise her okul gibi meraklı ve gıcık öğrenciler.

"Evet çocuklar nakil olan öğrenciler sizsiniz sanırım kendinizi tanıtıp boş bir yere oturabilirsiniz." He he aynen.

"Eda." Diyerek orta yerdeki en arkanın bi önündeki boş sıraya oturdum.

"Ege ben de." Ege de ismini söyleyip yanıma oturdu.

"Bu nasıl kendini tanıtma. Bahsetsenize kendinizden." Pencere kenarından gıcık bir çocuk konuştu.

"Ne öğrenmek istiyorsun?" Baygın baygın bakıp cevap verdim.

Kesin gıcık bir cevap verecek.

"Biraz daha tanıt kendini?" Çocuk salak mı acaba?

"12. Sınıfa başladım."

Demiştim. Yani dememiştim de düşünmüştüm.

"Ciddi misin?" Çocuk alayla cevap verdi. Lan tam vurmalık ha!

"Şaka yapıyor gibi bir halim mi var?" Gıcık olmak güzeldir. Gıcıkları sevmesem de. Benim gibileri severim ama gıcık olmayacaklar.

"Tamam biraz daha anlat kendini." Lan dayak mı istiyor bu?

"Çok konuşanları sevmem, çok gülenleri sevmem, gıcık tipleri sevmem, yalakaları sevmem, zorla konuşma başlatmaya çalışanları sevmem, yavşakları sevmem, alay edenleri sevmem, beni rahatsız edenleri sevmem, arkadaş olmaya çalışanları sevmem, ben kötü çocuğum tarzında dolaşanları sevmem, sürekli bağıran tipleri sevmem, ciyak ciyak öten tipleri de sevmem, çıkarcı tipleri sevmem, arkamdan konuşanları sevmem, küfür edenleri sevmem, kendini beğenmiş tipleri sevmem, aşırı cesurları sevmem, ha senin gibileri de sevmem." Bir solukta hepsini dedikten sonra ekleme yaptım. "Ege hariç."

Tüm sınıf ağzını açmış bakarken az önceki dayaklık çocuğun yanındaki hafifçe gülümsedi.

"Ne seversin peki?" Güzel soru.

"Kendimi, kendim gibileri ve Ege'yi." Gayet açık bence.

"Tamam derse dönüyoruz artık." Hocanın sesiyle kafamı sıraya koydum. Tam uyuyordum ki birisi Eda dedi.

"Eda bu soruyu çözer misin?" Neymiş? Kolay bir soru. Matematik. Tahtadaki soruyu okuyup cevap verdim.

"7."

"Salladın mı? İşlemsiz nasıl yaptın?" İlla inandırmaya çalışacağız. Tahtaya çıkıp, soruyu çözüp, cevabı 7 bulup yerime oturdum. Az önceki dayaklık cevap verdi.

"Ben hayatta yapamazdım."

"İşte bu yüzden seni sevmedim, benim gibi değilsin." Kapak!

Zil çaldı sınıf dağıldı. Ben de uyumaya devam ettim. Sonra da uyudum işte. Hadi sonra görüşürüz.

Aynı Ama FarklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin