- Şarkının sesini biraz açar mısın? dedi Büşra ön koltukta oturan Kerem'e seslenerek. Kerem önce sesin kimden geldiğini anlamak için arkasına dönüp baktı sonra müzik çaların düğmesine basıp sesi yükseltti biraz.
- Oldu mu?
- Evet!
Otobüsün en arkadaki dörtlü koltuğunda oturan Simge, Defne ve Büşra yüksek sesle şarkıya eşlik ediyorlardı. Ece başını Enver'in omzuna yaslamış ön camdan yolu seyrediyordu. Yağmur ve Semih kavga etmişlerdi. Yağmur kafasını cama çevirmiş çatık kaşlarla dışarıya bakıyordu. Semih ona doğru dönmüş hararetle bir şeyler anlatmaya çalışıyor fakat Yağmur onu dinlemiyormuş gibi yapıyordu. Emir ve Ege her zamanki Fenerbahçe-Galatasaray tartışmalarından birine girmişlerdi yine. Bir önceki günkü maçın tartışmasını yapıyorlardı. Buse yanından hiç ayırmadığı kitaplarından birini almış okuyordu. Özdemir Asaf'ın Bir Kapı Önünde adlı şiir kitabıydı bu seferki. Yolda uygun bir yerde mola verdiler. Yağmur evden getirdiği termostaki çayı çantasından çıkarıp herkesin bardaklarına doldurdu. Buse de kendi yaptığı damla çikolatalı kurabiyelerden getirmişti. Herkes öyle acıkmıştı ki, kurabiye de birkaç dakika sonra bitivermişti. Otobüse binip devam ettiler yollarına. Hava iyice kararmıştı. Tenha, köyü andıran bir yerden geçiyorlardı. Herkes uyuyordu, Kerem hariç. Şoförü uyumaması için lafa tutuyordu.
- Benim de o yaşta bir kız kardeşim var. Trabzon'da benim ailem. Kız kardeşim de fen lisesinde okuyor Trabzon'da.
- Biliyorum.
- Nasıl? Nerden biliyorsun?
- Şey... Nerden bileceğim? Öylesine söyledim ben, lafın gelişi yani.
- Neyse, daha ne kadar kaldı?
- Sabaha anca varırız.
Konuşma biter bitmez araba bir anda durdu.
- Ne oldu şimdi, niye durduk?
- Araba kendi kendine durdu ben durdurmadım. Tekerlek patladı herhalde.
Şoför inip arabanın tekerleklerine baktı. Ardından Kerem indi arabadan.
- Bir şey gözükmüyor Allah Allah.
- Suyu mu bitti acaba?
- Dur bir bakalım.
Şoför arabanın önünü kaldırdı.
- Haklıymışsın, suyu bitmiş.
- Arabada su şişesi olacaktı getireyim ben.
- İyi getir bakalım
Kerem arabadan su şişesini alıp hemen geri döndü. Fakat ortalıkta kimse yoktu. Bir süre şaşkın bir şekilde etrafına baktı. Kimseyi göremeyince ilerilere doğru bağırmaya başladı.
- Erdem Abi, Erdem Abi nerdesin?
Ses gelmiyordu. Etrafta gezindi bir süre. Fakat gelen giden yoktu. Biraz daha düşündükten sonra Semih'i uyandırmaya karar verdi. Arabaya tekrar geri dönüp Semih'i uyandırdı.
- Abi ne oldu niye uyandırdın ki bu saatte?
- Şşşt. Sessiz ol herkesi uyandıracaksın şimdi.
- Tamam, oldu mu şimdi?
Dedi fısıldayarak.
- Oldu oldu