"Ayakkabılar oldu mu?"
Miory raflardan Sara için bir şeyler aramaya devam ediyorken sormuştu sorusunu.
Sara sağ ayağını ayakkabıya yerleştirmek için kendini zorladı. Zorladı. Zorladı. Sokamayınca ise pes etti.
"Maalesef."dedi üfleyerek. "Ayakkabıların neden numaraları yazmıyor, anlamadım."
"Çünkü burada sadece iki numara var zaten. Biri kızlar diğeri erkekler için."
"Nasıl oluyor da hepinizin ayakkabı numarası aynı oluyor?"
"Bilmiyorum. Neyse, bir de şunları dene. Daha geniş gibi duruyorlar."
Miory yeni bir çifti Sara'nın önüne fırlattı. Lütfen, bunlar olsun, diye geçiriyordu Sara içinden. Daha fazla ayakkabı deneyemem.
Spor ayakkabıya benzeyen mor ayakkabılar Sara'nın ayaklarına oldu. O kadar uzun zamandır bu kıyafet odasındalardı ki Miory ile bu 'başarı'ya sevinmekten ve zıplayıp sonra da sarılmaktan kendilerini alamadılar. Sara çoktan Şeker Diyarının bu garip sevinç gösterisine alışmıştı.
"Öyleyse artık sıradaki işimize geçebiliriz."
"Sıradaki işimiz?"
"Toplantı odasında talihliler için kısa bir tanıtım. Şeker Diyarı hakkında bilgiler ve kazanan olabilmeniz için bazı ufak tüyolardan oluşuyor."
Sara neyi kazanması gerektiğinden emin değildi. Bir şey kazanması gerektiğini düşünmüyordu ve neden burada olduğunu anlamıyordu. O, sıradan bir hayata sahip basit bir kızdı. Hayatta talihli olduğu tek şey ise bir çekilişten çıkan küçük bir cüzdan kazanması olmuştu. Evet, sadece bir cüzdan.
Aklındaki soruları düşüncelerinin gerisine itekledi. Ne de olsa burası ile ilgili bir tanıtıma gitmek üzerelerdi. Ayrıca Miory sorularına cevap vermiyor ve programa uymaları için sürekli acele ediyordu.
Tanıtım salonu oldukça kalabalıktı. Sara gibi giyinmiş pembe tulumlu kızlar ve mavi tulumlu erkeklerden oluşan büyük bir kalabalık. Ve Miory gibi rengarenk giyinmiş danışmanlar.
"Alt grubun 5.sırasında oturmamız gerek."dedi Miory. Koltuk numaralarını kontrol ediyordu bir yandan da. "Heh işte burası! Hey, burası bizim yerimiz!"
5 no'lu koltuk yanındaki numarasız danışman koltuğu ile birlikte doluydu. Kahverengi saçları kusursuz görünen ve oldukça ciddi bir şekilde dimdik oturan bir kız 5'te, zayıf ve uzun yüzlü, sivri burunlu bir danışman ise yanında oturuyordu.
"Danışmanım burada oturmanın benim için daha iyi olacağını söyledi."dedi kahverengi saçlı kız tane tane ve olağanüstü bir kibarlıkla. "Böylece haber ekibi beni ve güzelliğimi fark edebilirmiş."
Miory'nin sinirlenmekten yüzü kızarmıştı. Sara bu görüntüyü oldukça şirin bulsa da Miory'nin patlamak üzere olduğu belliydi.
"Ama burası BİZİM yerimiz. Kafanıza göre davranamazsınız."diye bağırdı Miory.
Sivri burunlu danışman küçümseyici tavırlarla "Önce gelen oturur. Aylaklık etmeseydiniz yeriniz kapılmazdı."dedi.
Miory öyle çok sinirlenmişti ki konuşamıyordu."Biz aylaklık. Falan. Etmedik.." Sonra kendini toparladı. "Ayrıca ettiysek ettik, bu size yerimize oturma hakkı vermiyor."
Sara ne yapacağını bilemez bir halde Miory'nin arkasında bekliyordu. Kavga etmekten hiç hoşlanmazdı. Çünkü kavgaların sonunda gözyaşlarını tutamayıp ağlardı. Sinirlendiğinde ağlamak gibi bir huyu vardı.
Miory "Kalkın yerimizdeen!"diye bağırdı. Bu bağırışı, kızları yerinden kaldırmadığı gibi gözetmenin yanlarında bitmesine neden oldu.
Herkesin aksine renkli giyinmemiş gözetmen "Ne oluyor burada?"diye sordu.
"Bunlar bizim yerimize oturmuş ve kalkmıyorlar."dedi Miory şımarık küçük bir kız edasıyla.
"Bu kadar büyütülecek ne var, anlamıyorum."dedi sivri burunlu danışman kız. "Cazgırlık yapmayı bırak Miory."
"Ben cazgırlık falan yapmıyorum."
"Bu kadar yeter. Miory bir kere de olay çıkarmasan diyorum. Başka bir yere oturmak o kadar zor değil."dedi gözetmen.
"Ben olay çıkarmadım. Yerime oturmak istememin nesi bu kadar tuhaf?"
"Sesini kes Miory. Seni danışmanlıktan atmam pek zor değil, biliyorsun ki. Şimdi lütfen talihlimizle beraber başka bir yere otur. Talihli sen de Miory'nin kusuruna bakmıyorsundur umarım. İstersen danışmanını değiştirebiliriz."
Sara talihli olarak bahsedilen kişinin kendisi olduğunu sonradan fark edebildi.
"Hayır."dedi sonra başını iki yana sallayarak. "Ben danışmanımdan memnunum." Miory'yi çok sevmişti ve onu satmaya niyeti yoktu.Miory buna inanamıyordu. Haklıyken haksız duruma düşürülmüştü. Hem de şu gözetmenin kendisine gıcıklığı var diye. Talihlisine iyi bir danışmanlık yapamadığı için kendini kötü hissetti.
Sonunda arkalarda bir yerlerde kendilerine yer bulduklarında-çünkü kavgaları sırasında pek çok iyi yer kapılmıştı- oturabildiler.
Sara oturur oturmaz yan koltukta kıvırcık saçlının oturduğunu gördü. Buna sevindi çünkü bu garip yerde tek tanıdıkları o çocuk ve Miory idi. Onunla konuşmak için ağzını açmıştı ki karşılarındaki simülasyonda çeşitli renkler eşliğinde müzik başladı. Miory Sara'yı önüne bakması için dürtükledi.
Ellerinde şekerler renkli kıyafetlerle dans eden çocukların görüntüsü simülasyonda belirdi. Şeker şeklinde kulaklıklar takmışlardı. Ve çubuklu şekerlerini ağızlarına sokup el ele tutuştular. Hep bir ağızdan "Şeker diyarına hoş geldiniz!"diye bağırıştılar.
Sara onları çok sevimli bulmuştu ve gülmekten kendini alamadı.
Sonra üçer dörder saniyelik görüntüler eşliğinde bir kadın sesi duyuldu.
"Şeker diyarı, Birleşmiş Milletler hayal gücü departmanı görevlileri Miller Sparks ve Ai Yumiko tarafından 1982'de kuruldu. Şeker diyarı insan ruhlarını mutlu etmek gibi ulvi bir amaç taşır. Bu yüzden Miller Sparks ve Ai Yumiko burayı insanları en çok mutlu eden şeyler üzerine yani Şeker ve çikolata üzerine kurmuştur.
Şeker diyarı halkı başlangıçta dünya üzerinde acı çeken halklardan oluşturuldu. Savaş mağdurları, açlıkla boğuşanlar, yetimler ve kimsesiz yaşlılar gibi... Zaman geçtikçe halkımıza şeker diyarında doğanlar da katıldı. Şu anda nüfusumuzun yaklaşık %70'ini burada doğanlar oluşturuyor."
"Ben de onlardan biriyim."dedi fısıldayarak Miory.
Sonra önüne döndü ve simülasyonu izlemeye devam etti.
"...ve siz talihliler, buraya geçecek kadar talihliydiniz. Eğer aşamaları başarıyla geçebilirseniz burada kalmaya hak kazanırsınız. Ve burayı bir kere gördüğünüzde burada sonsuza kadar kalmak isteyeceğinize dair garanti veriyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEKER DİYARI
Science-FictionDişçi koltukları başka bir dünyaya geçiş için çok önemli araçlar olabilirler. Her zamanki dişçisinde koltuğa uzanan Sara henüz bunu bilmiyordu.