Gözlerin içi bana bakarak gerçekleri anlattı...
Bir de bunu yüzüme karşı ıtiraf etse...
Ama susuyor sadece.
"Acı çeke çeke seni toprağa kendi ellerim ile gömeceğim! " bundan daha da acısı olur mu?"Yüzüme söyle" ağlayarak bağırdım.
Durdu bana baktı..."Acı mı çekmek istiyorsun" sinirli ses tonu ile bağırarak söyledi.
Son bir kez nefes alarak "sen zaten yeterince canımı yakıyor'sun, bu yetmiyor mu?"
"Yetmiyor ve yetmiyecek de sana acı vere vere toprağa gömeceğım" gözündeki olan nefreti gördüm.
"Ne duruyorsun öldür o zaman" gülerek cevap verdim.
"Acı vere vere" oda kahkaha atarak cevap verdi.
Sustum cevap vermek dahi istemdim.
Biliyorum bu şekilde yaparak bir yere varamayacağım ama elden daha fazla gelmesi biraz zor.Kapıyı sert vurarak gitti. Neden her defasında aynı şeyleri yaşıyorum? Neden bunu bana yaşatıyor?
Telefonum çaldı... Arayan da kendisi zaten. Utanmada yok!
"Ne var" dedim sitemli ses tonuyla.
"Çabuk hazırlan aşağı in" neferetli sinir ses tonu ile emir verdi.
"Bunu yapmayacağım" dedim ona ama o tek kelime ile hareket eden biri.
Odaya geri döndü."Sana ne dedim" kızgın bir şekilde saçlarımı çekerek tokat attı.
"Sen ne yapmaya çalışıyorsun" dedim kendimi onun elinden kurtararak.
"Seni yola getiriyorum" iğrenç bir şekilde cevap verdi.
"Bak ben senin kölen değilim ve bana da el kaldirmana dahi hakkın yok! Hem seninle gerçek bir ilişki dahim yok bana emir veriyorsun alt tarafı da kağıt üstünde evlilik ona göre yerini ve haddini bil" dedim. Ona karşı bağırarak
"....yeter artık burama kadar geldi, sen yerini ve haddini bileceksin ve ben ne dersem de yapacaksın! " sakın bir ses tonu geldi kulaklarıma. Şaşırdım biraz...
"Hop hop orda duracaksın! Kimsin sen ya kim? Beni küçük gösteremezsin insanlar karşısında, Benim de bir onurum bir gururum var oyuncak değil bu" yavaş ve sakin bir şekilde bende cevap verdim.
"Senin benim yanımda ne bir onurun ne de bir gururun var, kir içinde olan çöpe lâyık bir bez parçası kadar değerin dahi yok!" Dediği an yere çöktüm...
"Işte bu şekilde acı çekmene mutlu oluyorum. Çünkü sen ancak benim nefertimi hak ediyorsun! " gülerek devam ediyordu iğne batırmaya...
"Ya sen? Senin de benim yanımda pire kadar değerin yok ve olamayacak da" her ne kadar cevap versem de aldığım bütün cevaplar daha da çok acı veriyordu.
"Şimdi o kıyafeti giyinip çeki düzen ver ve aşağı in" mutlu ses tonu bu...
"Senin o O* yanına gelip de kendimi ezdirmeyeceğim" dedim bağırarak.
"Sen onun hakkında nasıl böyle konuşursun? Onun attığı tırnak dahi olmuyursun" bir kez daha acı verdi kalbime...
"O kim oluyor? " dedim bağıra bağıra.
"O benim gelecekteki karım" sırıtarak cevap vermesine daha da teamül edemiyorum.
"Şunu unutma Yiğit Taşkın! Öyle bir gün gelecek ki ayaklarıma kapanacaksın. Yaptığın onca şey için af diliyeceksin ama ben seni affetsem de ALLAH affetmeyecek, sende benim nefretimi hak ediyorsun!" Nefesim kesilene kadar bağıra bağıra yüzüne karşı haykırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK AŞK
Любовные романыSen sadece benim nefretimi hak ediyorsun...! Gözlerin içi bana bakarak gerçekleri anlattı... Bir de bunu yüzüme karşı ıtiraf etse... Ama susuyor sadece. "Acı çeke çeke seni toprağa kendi ellerim ile gömeceğim! " bundan daha da acısı olur mu?