Kış geldiğinde iliklerinize kadar üşürsünüz. Bunun için kat kat giyinirsiniz. Ama vücudunuzu kontrol ederseniz hiç bir şey hissetmezsiniz. Ne soğuk,ne sıcak. Ne acı,ne mutluluk.
Ben kontrol altına aldım.
Yıkılsam hatta yerle bir oldam da yüzümün ifadesizliğini korumayı başarmıştım.
Evin dışında hamak,havuz,bahçe takımı vardı. Duvarları ise açık gri rengindeydi. Pencerelerin kenarları ve garaj kapısı ise koyu gri renginde. Tek kişi olmama rağmen ev iki katlı ve oldukça büyüktü.
Hemen Arat'ın verdiği anahtarla içeri girdim. İçeride 5-10 tane hizmetli vardı. Hiç birine bir şey demeden yukarı çıktım. En dipteki siyah kapılı odaya girdim. Burası en büyük odaydı. İçi siyah ve beyaz renklerinden oluşuyordu.
Odanın içinde ayrıyeten bir banyo bir de giysi dolabı vardı.
Giysi dolabını açtığımda içinde renk renk tişörtler,bluzlar,pantolonlar,eşortmanlar,pijamalar,iç çamaşırları,gecelikler,deri ve kot ceketler,etekler ve elbiseler vardı.
Bir de spor ayakkabı,converce ,stiletto ve botlar vardı. Bu dolabı gerçekten çok beğenmiştim. Hemen geceliklerden birini giyip kendimi yatağa attım.
***
Kalktığımda direk banyoya girdim. Soğuk suyu ayarlayıp küveti doldurdum. İçine de kokusu güzel olan bir kaç jel kattım ve baloncuk yapması için bir düğmeye bastım. Üstümdekileri çıkarıp kirliye attıktan sonra küvetin içine girdim. Gerçi buna küvet diyerek haksızlık yapmış oluyorum çünkü bu bildiğin kocaman jakuzi. Ben sadece bunun köpürmesi için ve masaj yapılması için olan düğmeleri biliyorum.
Yaklaşık yarım saat sonra durulanıp duştan çıktım. Dolaptaki bornozlardan birini giyip dışarı çıktım. Çıkmaz olaydım. Arat buradaydı ve şu an da beni sürmekle meşguldü. Ben de hemen umursamazlık maskemi yüzüme indirdim ve Arat'a bakmaya başladım. Yutkunarak yüzüme baktı.
" B-ben şe-şey diyicektim de onun için geldim "
Başka bir zaman hatırlatın da onun bu haline güleyim. Gözlerimi devirip tek kaşımı kaldırdım.
" Evini beğendin mi ve eşyaları değiştirmek istermisin "
Ben de tam olarak bakmamama rağmen " hayır " dedim.
" Peki o zaman ben gidiyim sen de şey et "
Bin beş yüzüncü göz devirmemden sonra konuştum.
" Bekle salonda geliyorum "
Arat'da tamam anlamında kafasını salladıktan sonra çıktı. Ben de giyinme odasına girdim.
Şu an Eylül ayındayız,hava ne soğuk ne sıcak bu yüzden sıfır kollu üstü dar altı ise bol olan bir elbiseyi giyindim. Saçmalamayın tabiki de tüylerimi aldım. Ayakkabı olarak da siyah konverceleri giydim.
Saçımı da tarayıp aşağı indim. Arat salondaki koltukta oturmuş telefonuyla uğraşıyordu. Gidip yemek masasına oturdum. 6 kişilik bir yemek masasıydı ve sadece en başında bir servis tabağı vardı.
Arat'ın gelmeyip bana baktığını görünce ofladım ve " ne bekliyorsun gelsene " dedim.
Arat'da ikiletmeden geldi ve " Ayşe bir tabak getir " diye bağırdı.
Sonra da 18-19 yaşlarında bir kız gelip tabağı koyup gitti.
" Sana planımı anlatmamı ister misin ? " diye sordum. O da " tamam " deyince her şeyi baştan sona kadar anlattım.
" Gerçekten senden korkuyorum şu an. Ama intikamını almanda sana her ne olursa olsun yardım edicem " dedi.
Bunu biliyordum zaten. Çünkü benden hoşlanıyordu ve bunun daha ileriye gitmesini hiç istemiyordum aksi taktirde kalbi çok fena kırılacaktı.
" Bana sakın aşık olma ! "
Arat
" Bana sakın aşık olma ! "
Bana aşık olma demişti ruhumun onun için yanıp tutuştuğunu bilmeden.
Gizem'i uğruna ölecek kadar seviyorum ama o dört kelime yanlış bir seçim yaptığımın bana göstergesiydi.
Erkeklere karşı inancı kalmamıştı ve artık kimseye güvenmiyordu. Sonuna kadar haklıydı da.
Gizem bana hiç ümit vermemişti ama ben onu deli gibi sevmeye başlamıştım.
Güzel bir kızdı ama ben Gizem'i bu yüzden sevmedim ki. Zorluklara karşı hep direndi. Başka biri olsa bunca zaman dayanamaz intihar ederdi. Ama o her şeye rağmen cesur ve dayanıklı oldu hep.
Ben her derdimi anlatmama rağmen o beni dinlememişti. Dinliyormuş gibi de yapmadı ya zaten.
Bunlardı düşünürken uçurumun kenarında 7. biramı da bitirmiştim.
Evet arkadaşlar. Bir bülümü daha geride bıraktık.
Sizce Gizem,Aratı sevebilir mi ?
Bu bölüm kısa oldu ama yazıcak bir şey bulamadım. Görüşürüz intikamcılar.
