Uzun bir soluk aldı boş bardağı zindanın ortasında duran hafif yıpranmış ama hala estetiğini kaybetmemiş masaya bırakırken. Sanki her şeyden habersizmiş gibi kısa ve sessiz bir cümle kurdu. "Kimsin sen? Anlat." Yanıtı hemen verdirtmeye çalışmadı. Bekledi, düşünmesine izin verdi yalanlar söylemesini duymak istedi.
"Lookoutum."
Beklediği cevap bu değildi. Çırpınışlarını, yalvarmasını beklerken aldığı bu cevap yeterli değildi. Tek seferde çıkan soğuk bir kelime değildi istediği. İstediğinin olmaması sinirlerini bozmuştu. Sesini yükselterek tekrar sordu "Seni öldürmeme tek engel burda sarfettiğin cümlelerin ve sen bana bunu mu diyorsun?"
Yanıt gelmedi.
Jailor bekledi.
1 dakika.. 2 dakika.. 3 dakika..."Söyleyeceğimi köy meydanında söyledim lookoutum. Edindiğim Tüm bilgileri paylaştığım halde burda tutuluyorum. Daha ne diyeyim?" Meydan okur gibi sarfetmişti bu cümleleri. Sanki inandırmaktan daha çok inanmadığın için aptalsın diyordu.
Jailor daha fazla dayanamadı. Elindeki silahla hızlı ve istabetli bir atışla yere yığdı adamı.
"Lookoutmuş. Tabii."Kasabaya yayılan silah sesi herkesin işitebileceği kadar kuvvetliydi. Ardından bir silah sesi daha duyuldu. Ve sonra üçüncüsü patladı. Kasaba korkunç bir geceye tanıklık etmişti. Zindanından çıkan jailor diğer silah sesine bakmak için koşmaya başladı. İki yanında ki evin kapısı açık ve dışarıya doğru ağır ağır kan akıyordu. Herhangi bir tehlikeye karşı tetikte bir şekilde içeri yaklaştı. Yerde İki ceset ve yatağında yaşadığı olayı anlamayı çalışan bir adam vardı.
Sabaha doğru cesetler araştırıldı. Bodyguard ve mafioso. Evin sahibi o sabah mecburen belediye başkanı olduğunu ilan etmek zorunda kaldı. İlgi odağı olmamak kaçınılmazdı artık onun için.
Uzun tartışmalar sonucu asılcak kişi bulamadı kasabalılar. Akşam olmak üzere iken zindandaki ceset sürpriz bir şekilde çıkarıldı. Lookout olduğu ortaya çıktı. Jailor beyninde şimşek çarpmışa döndü. "Ne nasıl olur bana bilgiyi veren... Ne.. Yoksa.."
Kurt uluması eşliğinde evlere dağılırken bilgi aldığı kişiyle göz göze geldi. Adamın yüzünde ki sinsi gülüş şaşırmış olan jailora korku yükledi. Telaştan kimseyi zindana alamayan jailor gecenin başında hemen zindana inip saklanmaya çalıştı. Suçluları aldığı sorgulama yerine sırtını vererek, gözlerini kapıdan, gelebilecek her türlü tehlikeye karşı ayırmıyordu. Aniden Soğuk bıçak boğazına dayandı. Tepki veremeden kanlar içinde yere yığıldı. Tehlike beklediği yerde değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Town of Salem (Ayrı ayrı hikayeler)
Short StoryKarakterlerin hikayelerini kurgulayarak yazıyorum. Oyun mekaniği doğrultusunda ya da mekanik dışında şeyler olabilir. Kısa kısa hikayeler okumak isteyenler için de ideal :)