"Merhaba, içeri girebilir miyim?"
Kapının ardında ki gözlere olabildiğince bakmamaya çalışarak sormuştu bu soruyu. Gelecek cevabı, alacağı tepkiyi görmek için biraz endişeli şekilde bekliyordu.
Kapının arkasından gayet hevesli bir şekilde konuşulmaya başlandı."Tabii ki. Bende birilerini bekliyordum. Buyurun."
Açılan kapıdan girip büyük odaya doğru ilerledi. Ev sahibine bakmadan perdelere doğru ilerleyip perdeleri kapattı. Dolunaydan gelen o ufacık ışık da kayboldu. Karanlığın içinde gaz lambasını bulup yaktı. Usulca ilerleyip yatağın kenarına oturdu. Biraz vakit geçirmek istediğini, bu yüzden burda bulunduğunu açıkladı. Kendisine yardımcı olmak isteyip istemediğini sordu. Sadece ağzının gözüktüğü maskenin altında gülümsüyordu. Zoraki olduğu anlaşılan bir gülümsemeydi bu. Ev sahibi de bunu farketti. Farkettiğini belli etmeden o da gülümsedi. Yatağa doğru yaklaşırken ve gülümsemesi devam ederken kısık sesle konuştu.
"Yardımcı olmaktan büyük zevk duyarım. Umarım başka gelen olmaz"
Yatağın yanına kadar ilerledi. Elini yavaşça maskeye doğru uzattı. Oda, ikisinin de nefes alış verişi rahatça duyulacak kadar sessizdi. Maskeye dokunmaya başladı. Yavaşça ilerledi. Acelesi yoktu.
"Çıkarmaya buradan başlayalım."
Kadın yüzünde ki maskeye dokunan ellerden kurtulmak için ani bir hamle yapıp ayağa kalktı. Tanınmak tabi ki istemiyordu. Bu ani çıkışını hafifletecek kadar içten bir gülümsemeyle birlikte bir adım geri attı. Yavaşça tek parça elbisesini çıkarmaya başlarken fısıltıyla konuştu.
"Çıkarmaya buradan başlayalım."
Elbisesini çıkardıktan sonra yine yavaş hareketlerle adamın üstüne hareket etti. Yavaşça üste çıktı oturdu. Ellerini adamın boynunun arkasında birleştirip eğildi. Göz göze geldikleri an dudaklarını büyük bir şehvetle birleştirdiler. 1, 2, 3, 4, dakikalar geçiyordu. Aldığı zevk artarak sürerken aniden sırtında çok büyük bir acı hissetti. Bütün zevki öldürecek kadar keskin bir acıydı bu. Tepki vermek için doğrulmaya çalıştıkça acı daha derine iniyordu. Sırtına saplanan 10 tırnak, derisini yararak yukarı çıkıyordu. Hissettiği bu büyük acı yüzünden bağırmaya başlayacakken boğazından çıkan kan ona engel oldu. Ağzından çıkan kanlar birikip dudaklarından süzülerek adamın yüzüne akıyordu. Yüzünden de, olması gerekenden çok daha fazla kıllı vücuduna doğru yol alıyordu. Acılar içinde yataktan düşerek yere yığıldı. Kendi kanında yavaş yavaş boğulurken tekrar ona bakabildi. Kıllarla kapanmış vücudundan akan kanlar yatağa doğru süzülüyordu. Gözleri kapanırken işittiği kurt uluması onun son duyduğu sesti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Town of Salem (Ayrı ayrı hikayeler)
Short StoryKarakterlerin hikayelerini kurgulayarak yazıyorum. Oyun mekaniği doğrultusunda ya da mekanik dışında şeyler olabilir. Kısa kısa hikayeler okumak isteyenler için de ideal :)