Bölüm 6

1.3K 90 50
                                    

Yazar

Derek, motel odasında Stiles'ın giyinmesini beklerken ortamın gerginliğinden kaçmak için biraz önce adamın kaçtığı, ardına kadar açık sürgülü pencereyi kapatmaya gitti. 

Dışarıdan gelen serin esinti zihnine iyi gelse de, arkasındaki yarı çıplak olan insan bedeni için iyi sayılmazdı. Son kez derin bir nefes alıp dışarı baktıktan sonra pencereye ellerini dayayıp aşağı doğru indirdi. Yatağın yanındaysa, Stiles paçası içeri kıvrılmış pantolonunu ayakta sekerek giymeye çalışıyordu. 

Derek, pencerenin yanında duran tekli koltuğa baktı. Üstünde nelerin yapıldığını bilmese belki otururdu.  

En sonunda Stiles kapüşonunu da sırtına geçirirken Derek bu kadar beklemenin yeteceğini düşünüp Stiles'ın bileğine atıldı. Stiles ne olduğunu anlamayarak bileğine bakıyordu. Derek ise hiçbir açıklama yapmayı düşünmeden, bir an önce buradan çıkıp gitmeye can atar vaziyette motelin dar holünde Stiles'ı bileğinden sürükledi. 

Aşağıda resepsiyonda oturan adam yukarından gelen paldır küldür ayak sesleriyle, ilgisiz gözlerini merdivenlere dikmiş bakıyordu. Motelde sıklıkla yaşanan bu olaylar yüzünden araya girmeyi bile denemedi.

Derek önde; Stiles arkasında, çekiştirme ve direnişle dolu bir mücadeleyle merdivenlerin başında gözüktüler. Derek'in emin ve ağır sesli adımlarına; Stiles'ın kararsız ve daha hafif adımları eşlik ediyordu. Derek, gece geç saatlerde böyle şeylerle uğraştığından dolayı sinirlendiğini sansa da aslında biliyordu ki kendisinden hiçbir beklentisi olmayan bu çocuk ondan kendisini kurtarmasını istememişti. O yüzden siniri tamamen başka bir şeye bu çocuğun sokaklarda olmasınaydı... Düşüncelerinden sıyrılıp tekrardan duran bileği tutup çekince, Stiles buna karşı durmaya çalışıp serbestte kalan eliyle bileğini sıkan yumruğu gevşetmeye çabaladı. Arabanın önüne kadar süren bu mücadele Derek'in cebinden araba anahtarını almasıyla son bulmuştu. O, kapıyı açarken Stiles da yanda, zaten incinmiş olan bileğini ovalıyordu.

Derek sinirlerine hakim çıkmaya çalışarak: "Arabaya bin," dedi.

Stiles karşı koyup: "Neden?" Diye sordu.

"Sana bin dedim, Stiles!" 

Gencin isteksiz halde arabaya binmesini izledikten sonra yolculukları boyunca çıkan tek ses Stiles'ın arada patlak veren karın gurultusu olmuştu. Derek duymamazlığa verse de eve vardıklarında yemesi için sandviç hazırlamıştı. Kendisinin hala sinirleri tepesinde olduğundan iştahı yoktu. Masada karşılıklı bir şekilde otururken, Stiles'ın yemeğini yemesini kolları göğsünde izledi. Stiles tabakta kalan kırıntıları ıslak parmağı ile tekrardan ağzına götürürken: 

"Biliyorsun beni getirmen gerekmezdi," demişti.

"Daha yeni reşit olan bir çocuğun o tür motellerde kalmasına sen izin verir miydin?"

"Ne diyebilirim işim bu."

Stiles yemekten sonra Derek'in verdiği üstüne baya bol gelen kıyafetleri geçirip yattı. Sabah kalktığında ne zaman gideceği konusunda hiçbir bilgisi olmadığından aşağıya indi. Merdivenlerde sürekli kalçasından düşen eşofman altını kaldırmak zorunda kalmıştı ama kesinlikle hayatında ilk kez bu kadar yumuşak ve sıcak tutan bir kıyafet giyiyordu. Aşağı indiğinde, Derek dışarı çıkacağını söylemişti. Stiles da onunla çıkmanın mantıklı olacağını düşünüp: "Bende giyinip geleyim o zaman," dedi.

"Hayır sen evde dur."

"Niye? Ahh önemli değil bırakmasan da olur." Yüzünde kocaman bir sırıtmayla konuşmuştu.

"Eve dönünce konuşacağız." 

"Peki, bay konuşkan."

Boş evde yapayalnız kalan Stiles kendini salondaki kanepeye atmıştı. Sessizlikte karnının acıktığı fark edince buzdolabına doğru yöneldi fakat içinde halihazırda yiyecek yoktu. Bu yüzden lavabodan bir bardak su içip, tekrardan kendini kanepeye attı. Beklemek zor gelmeye başlayınca da giyinip çıkıyorken kapının orada bir miktar bozukluk olduğunu görünce ev için alışveriş yapmayı düşündü.

Bu sırada Derek, dışarıda işini bitirmiş arabaya doğru giderken bacağında bir titreşim hissetti. Elimi cebine attığında Laura'nın aradığını gördü. Aramasının sebebi ise geçenlerde geldiğinde annesinin hatırası olan kolyenin çantasından çıkmamasıydı. Bu yüzden kardeşinden evde olup olmamasına bakmasını istiyordu. Derek de kolyenin anlamını bildiği için eve vardığında tam 2 saat köşe bucak aramış ama bulamamıştı. Kafasını toplamak için kendisini kanepeye atıyordu ki Stiles'ın evde olmadığını fark etti. Hal böyle olunca elini alnına vurup "kahretsin," demişti. Düşündüğü olamazdı!

Stiles ise yeni yeni eve varmak üzereydi. Cebinde beş kuruş olmadığından ulaşıma para harcamamış, ormanın içindeki eve yürüyerek dönmüştü. kapıdan içeri girdiğinde beklemediği bir tepkiyle bileğinde poşetleriyle yeri boylamıştı.

"Bu ne içindi şimdi!"

"Sen ne için olduğunu biliyorsun..."

Poor Stiles -SterekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin