Yalnızlık hiç bu kadar ağır olmamıştı.
Hem çok masumlar,hem de karanlıkla yarışacak kadar kirli.
Birisinin içi dışı kadar beyazken, diğerinin içi ise gece kadar karanlıktı.
Bu hikayenin başlangıcı çarşafa yayılan kan lekesiyle başlamıştı.
Onların sa...
Siyah demirlerin hakim olduğu kirli cam,göz pınarlarından akan bir damla yaş gibi süzülen küçük kar tanelerine ev sahipliği yapıyordu.Bir insanın doğumundan ölümüne kadar yaşadığı her şey ,bir kar tanesi gibiydi.Her biri eşsiz ,her biri farklı yolda.Ama hepsinin vardığı nokta sondu.Ne daha ilerisi.Nede varabileceği farklı bir yer vardı.O da rüzgarın etkisiyle bir o yana bir bu yana savrulup, sonunda var olma amacını tamamlayıp ,kendi sonuna ulaşıyordu.Her çırpınış aldığın darbeleri daha etkili kılıyordu.Ruhun, bir buzun eriyişi gibi usul hareketler ile çatallanıyor ve yavaşça kas katı hale gelene kadar bedenini sarıyordu.Her çırpınış sonuna attığın birer adım idi.Bu demirlerin arkası küçük bedenlerin büyük hapishanesiydi.Koskoca geçen 5 sene .Kimilerine yeni umutlar aşıladı. Kimilerinden ise umutlarını çaldı.Yeni doğanı büyüttü.Sona yaklaşanı öldürdü.
"IGHHHHH IHHHHHHGGHHH"
"IHGGGGGGHHHHH IGHHHHHHHH"
Bu inleyişler bir annenin yakarışlarıydı.Kımıldayamayan bir vücut.Bir kelamı söyleyemeyen bir dil.Ağızdan dökülen her kelime, birer inleyiş olarak kulaklarına geri çarpıyordu.Her harf birer yakarıştı .Çekilen acının bıraktığı izlerdi.Bu sesler çekenden çok yanındakine zarar veriyordu.Yardım edebilecek ellerinin ayaklarının olmasına rağmen ,karşındakinin yarasına iyi gelememek ,en büyük acıydı.Hele bu kişi evladın ise ölmeden kabir azabı gibiydi.Her çığlığında sesiz kalmak .Ellerini onun için oynatamamak.İçindeki acıya derman olamamak.Her haykırışına karşın kulaklarına pamuk tıkamak kadar acı bir şey yoktu.Bu durum yavrunun gözlerinin önünde gün gün eriyerek ölümünü izlemekti.Daha fazla buna dayanamayan ikbal hanım gül baharın bulunduğu odayı terk etti.Kendini ona dar gelen evden atmak için balkona doğru hızlı adımlar attı.Geçen 5 yıl ondan çok fazla şey götürmüştü.Siyah gür saçlarına düşen beyazlar.Yüzüne yuva olan kırışıklıklar.Ve zor nefes almasına neden olan astım hastalığı ayrıca sürekli kullanılan antidepresan hapları .5 yılın ondan aldıklarının yerine verilen şeyler bunlardı.Bu beş yıl ondan güzelliğinin yanı sıra çok önemli iki şey daha almıştı.Birisi daha kucaklamadan kaybettiği torunu diğeri ise ona destek ve güç, kuvvet olan kocasıydı.Bu ağır yorgunluk onun o yaşlı kalbine ağır gelmiş ve kalbi daha fazla bu yükü kaldıramadan o ağırlığın altında can vermişti .Zor dayanıyordu ,bazen kendini tutamayıp Allah'a isyan ediyor sonra yaptığından ötürü tövbe ediyordu.Ama kaldıramıyordu .O da artık bu yükü kaldıramıyordu.Bir yanda her gün yavaşça can veren kızı bir yanda ise yokluğu belli olan kocasının eksikliği .Onu kanadı kırık bırakmıştı.Bunlar onun iki kanadı birden kırık bir kuşun uçma çabasıyla aynı şeyler idi.Ama dayanmaya çalışıyor, bu ağır kayayı sırtlamaya devam ediyordu.O da biliyordu bir gün bacakları titremeye başlayacak ve sonunda bu kayayı sırtlayamayacak hale gelecek ve o kayanın altında ezilecekti.Ama dayanmalıydı gül kokulusu için ve bir yerlerde hala nefes aldığına inandığı torunu için dayanmalıydı. Sonuna kadar bu kayayı sırtlamaya devam edecekti.O daha küçük torununu bulacak kızını iyileşmesi için elinden geleni yapacaktı.Ve ayrılığın esirinde olan bu yuvasını tekrardan toplayacaktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.