26

841 77 182
                                    

bu bölümü sevgili FridafnE'ye ithaf ediyorum💕

***
Hayatımda hiç bundan daha sıkıcı bir gün geçirmemiştim.  Neredeyse üç saatimi sadece Instagram'da harcamışken yanlış bir yol izlediğimi biliyordum fakat benim adıma açılmış fan hesaplarını ve Niall'ın fan hesaplarını incelemek çok hoşuma gidiyordu. Tabii üç saatin sonunda ondan da bıkmıştım.

Aynı zamanda tam bir hafta boyunca Niall ile doğru düzgün konuşamadığım için üzgündüm. Onu çok özlüyordum. Gerçi o kadar işinin arasında bana çiçek veya çikolata yollayıp duruyordu ama ona sarılamadıktan sonra bunların pek önemi kalmıyordu. Eh,müzik endüstrisine girdiğimden beri yeterince para kazandığımdan dolayı da ciddi bir albüm yapmadan önce dinlenmek istiyordum ve sonuç olarak yalnız geçirdiğim günlerin tadını çıkarmak zorunda kalıyordum. Yine de onsuz olmuyordu.

Önümde duran kutudan minik bir çikolata alıp ağzıma attıktan sonra tekrar Instagram'a girdim. Niall'ın günlük hesaplarında gezmeliydim çünkü fan buluşmalarında çekildiği fotoğrafları toplamayı seviyordum. Hem konuşamadığımız için ne yaptığını bilmeye ihtiyacım vardı. Son fotoğraflarda çok bitkin gözüktüğünü de göz önünde bulundurursak şu an ondan farklı gözükeceğini düşünmüyordum.

Her zaman severek takip ettiğim hesaplardan birine girdiğimde tek umudum yeni fotoğraf görmekti. Sayfayı aşağı doğru çektiğimde umut ettiğim şey olmadı,onun her adımını takip eden hesap hiçbir yükleme yapmamıştı. Ama o an telefonuma bir mesaj bildirimi geldi. Heyecanla bildirimi açarken mutluluktan ölüyordum.

Niall;
tanrım,o kadar yorgunum ki havaalanına gidecek halim bile yok

Crystal;
bebeğim...

Crystal;
Londra'ya döneceksin değil mi?

Niall;
evet ama gözümü açacak gücüm olmadığı için uçağımı erteleme konusunda kararsız kaldım

Crystal;
hey,günlerdir seni bekliyorum çok sıkıldım:'(

Niall;
üzgünüm sevgilim,beni de anla biraz

Crystal;
peki,sen bilirsin elbette

Niall;
şimdi biraz dinleneceğim sonra görüşürüz

Crystal;
görüşürüz..

Telefonu üzüntüyle karşı koltuğa fırlattıktan sonra derin bir nefes aldım. En azından yarım saat kadar telefonda konuşuruz diye düşünmüştüm fakat onun tek yaptığı çenemi kapatmak olmuştu. Uzak mesafe ilişkilerine lanet olsun.

Kucağımdaki çikolata kutusunu sehpanın üzerine bıraktıktan sonra koltuğa boylu boyunca uzandım. Arkadaşlarımla buluşabileceğimi,onlarla eğlenceli vakit geçirebileceğimi bilmeme rağmen kendimi eve kapatmayı tercih etmenin bedelini ödüyordum sanırım. Yine de bunu isteyen bendim,nedense son günlerde her şeye isteksiz yaklaşmaktan kendimi alıkoyamıyordum.

Yaklaşık beş dakika boyunca boş boş tavanı seyretmemin ardından evde yankılanan zil sesi düşüncelerimden sıyrılmama sebep olduğunda,tam anlamıyla yerimden sıçramıştım. Neredeyse uykuya dalmak üzere olduğumu bile şimdi fark ediyordum ve kimsenin gelmesini beklemediğimden dolayı oldukça şaşkın bir hâldeydim.

Ah,yine çiçek veya çikolata olabilir miydi? Daha fazla istemediğimi ona söylemiştim halbuki.

Bıkkınlıkla yerimden kalktığımda taytımın belini yukarı doğru çekmiştim. Dağınık saçlarımı da düzeltmek isterdim ama şu an kendimde o enerjiyi bulamıyordum. Zaten kapı zili bir kez daha çaldığında adımlarımı hızlandırmam gerektiğinin farkına varıp dış kapıya ulaştım.

Call Me BackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin