Her şey Alya'nın o gün Can'la buluşmasıyla başlamıştı... Başına geleceklerinden habersiz olan Alya senelerdir tanıdığı, ya da tanıdığını sandığı belki de şöyle demeliyim sadece konuştuğu evet evet onlar birbirlerini hiç ama hiç görmemişlerdi. Tam 5 yıl olmuştu. Ve beklenen gün, yani o büyük gün sonunda gelip çatmıştı. Alya hiç olmadığı kadar heyecanlıydı. Bir o kadar da korkuyordu, ilk kez internetten tanıştığı biriyle buluşacaktı sonuçta.
Saat bire beş vardı. Gelen mesaj Candandı. Beş dakika erken gelmişti. Aceleyle ayna karşısındaki son haline baktı. Alya için ilk buluşma çok önemliydi. Saatlerce uğraştığı dalgalı saçları ve makyajı gayet hoş görünüyordu. En sevdiği topuklu botlarını ayağına geçirdi ve hızla aşağıya indi.
Aslında Can'a karşı hiçbir şey hissetmiyordu. O zaman bu içindeki kıpırtı da neyin nesiydi böyle? Normal değil miydi onun yerinde kim olsa onun gibi olurdu sonuçta ilk kez fotoğrafta değil gerçekte görecekti Can'ı. Aynı şekilde Can da onu. Dört kat merdiven inişi boyunca kalbi yerinden çıkmadan inebilmişti sonunda.
Etrafına bakındı ama göremedi onu. Gerçi görse de tanıyacağından emin değildi çünkü sadece fotoğraflardan gördüğü biriydi Can. Belki de fotoğraflardakinden daha farklı biriydi kim bilir. Tam Can'ı arayacakken Can önce davranıp onu aramıştı. Karşıda arabadan el salladığını belirten Can'ı başını hafif sağa çevirdiğinde görmüştü. "Gıcık ya bir de artist artist arabanın camından el sallıyor öküz ne olucak" dedi içinden ve arabalara aldırış etmeden karşıya geçti.
Acaba şuan onu izliyor muydu? Tabiki de izliyordu. Yolu izleyecek hali yok ya. Alya arabaya biner binmez içinden "ne öküz adam ya kapıyı bile açmadı" diye aklından geçirdi ve yandan bi bakış attı Can'a.
Ama bu yinede kalp çarpıntısının ritmini düzeltmiyordu. Adeta ilkokulda sahneye çıkıp şiir okuyacak küçük bir kız çocuğu kadar heyecanlıydı. Belki de karnında uçuşan kelebeklerin sesiydi kimbilir...
Terden elleri yapış yapış olmuştu. Espressoları da nerede kalmıştı böyle. Alya içinden ilk buluşma için gayet şirin küçük bir kafe seçtiği için kendini tebrik etti. Beş saniyede bir Can ile gözleri gözlerine değmese daha da çok tebrik edebilirdi. Can şimdiye kadar tanıdığı hiçbir erkeğe benzemiyordu...
-"Neyseki sonunda espressolar geldi." dedi Alya.
Kahvelerin tepsideki sunumu ve yanında gelen küçük notlar çok tatlıydı.
Alya kendi notunu çantasına atmak istedi. Ama çok abes kaçar mıydı acaba? Ya da yanlış anlar mıydı? Sonuçta ilk buluştukları günden bir hatıra olucaktı. Bu da nesi?!? bu devamı da gelicek demek mi oluyordu? Yok artık!Eskilerden konuşurlar daha doğrusu çoğunlukla bakışırlar. Garson biten kahve fincanlarını almaya geldiğinde notları isterlerse alabileceklerini söylediğinde Alya vitrinde beğendiği barbie bebeği alıyormuşcasına mutlu olduğunu fark edip hemen silkelenir.
Hesabı ödemek için kasaya giderken Alya arkadan gözlemlediği Can'ın koyu kumral teniyle oldukça uzun boylu, yapılı bir vücûda sahip ve oldukça da hoş giyiminden gözlerini ayırıp sonunda Can'ın da kendisine baktığını fark ederek gözlerini kaçırır.
Beşiktaş sahilinden Ortaköy sahile geçerler. Boş buldukları ilk banka oturduklarında Alya ne konuşacağını, elini nereye koyacağını bilemez. Cansa aksine Alya'yı konuşturma çabasındadır. Tanıştıkları günden konu açılır.
Tanışma sitesi olan Connected ' ta bulur Can Alya'yı beş sene evvel. Tabi Alya o zamanlar hiç pas vermez Can'a. Her yerden engelliyor uzun bir süre sonra engeli kaldırdığı anda ertesi günü tekrar istek gönderdiği için Can'ın bu tutumu ona çok itici gelmiştir. Zaten aralarında kilometreler olduğundan birlikte olmaları da imkansızdır. Alya İzmir 'de Can ise İstanbul dadır. Güya neymiş üniversiteyi Alya için İzmir de okuyacakmış. Ama kader ya onun yerine Alya İstanbul'u kazanmıştır. Ve Alya için o günden sonra kader ağları örülmeye başlar.
-"Vay be çok garip seneler sonra ilk defa yanyanayız neredeyse beraber büyüdük."Der Can gözlerini denizden ayırıp Alya'ya dönerek.
-"Gerçekten de çok tuhaf rüya gibi, o zamanlar imkansız gibiydi şimdiyse yanımdasın." diye karşılık verir Alya da.
Saat beşe gelmek üzeredir. Zaman ne de çabuk geçmişti. Trafiğe kalmamak için erken kalkarlar ve Can otogardan adamın arabayı getirmesini beklerken Alya'yı hafifçe omuzlarından kavrayarak kendine çektiğinde zavallı Alya için zaman kısa bi süreliğine durmuştur. İşte tam o an, içinde bir şeylerin kıpırdandığını çoktan fark eden Alya için her şey çok geçtir....Sevgili okuyucular hikayemdeki karakterler gerçektir. Sadece isimleri değiştirilerek yazılmıştır. Umarım oluşturduğum bu hikayeyi beğenirsiniz yorumlarınızı bekliyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıllar Sonra 🥀
RomanceAlya ile Can farklı şehirlerde beş yıl önce internette tanışmışlardır. Can'ın Alya için hiç şansı yoktur. Ta ki kader onları seneler sonra aynı şehirde buluşturana kadar.