Ona bunu nasıl söyleyebileceğimi düşündüm. Ne yapacağımı bilemiyordum.. Belki de ona bunu sonra konuşuruz diyebilirdim. YA BENİM SORUNUM NEEE??? Sana dünyada sihir diye bir şey var diyorlar sen ne düşünüyorsun. Bu düşünceleri bir kenara itip Konuştum:
-Bunu sonra konuşsak da şimdi yemeğimizi yesek?!
-Peki tamam, olur.
dediğinde birlikte kahvaltıyı hazırlamaya başladık.
<<<<<<<<OKULA GELİNCE>>>>>>
Sınıftaydık. İçeride bizim çocuklar vardı ve herkesin sırasının önünde uzayın bir görüntüsü olan harita, asalarımız ve kürelerimiz vardı. O sırada herkes konuşurken bir anda öğretmen masasında bir suilet belirdi. Ve sonra daha belirginleşti. Çok. Daha çok. Ve en sonunda görüntü belirginleşti. Saçları kızılımsı gözleri kahverengi asası kızıl ve kahverengi arasında bir kadındı. Görüntü belirgin olunca asadan yaklaşık 100-200 civarında pırıltı çıktı. Bunlar birleşip bir dudak oluşturdu ve inanamazsınız o dudak:
-SSSUUUUSSSSSUUUUUUNNNNNNN!!!!!!!!
Diye bağırdı. Sınıfa fırtına önceki sessizlik düştü.
Öğretmen ayağa kalktı ve sınıfın tam ortasında durdu. İŞTE FIRTINA BAŞLAMIŞTI. Öğretmen tam bir şey söyleyecekti ki ağzı açık kaldı. Sanki bir şey görmüş gibi pencereye doğru koşturdu. Ufka dikkatlice baktı ve şunları mırıldandı: Tehlike geliyor.. Gezegenlerden yardım isteme zamanı geldi....
O sırada öğretmene bir şey sormak için gelen Sıla bunu duydu - oysa diğerleri bir şey duymamıştı.
