BAALBERİTH (DURDURULDU)

VARLIĞIN ARAYICISI - 5

Ve size bir arkadaşımın yazdığı bir kitabı şiddetle öneriyorum. Belki bu yaptığıma kızacak ama olsun okunmayı hak eden bir kitap. Ve size şöyle söyleyeyim bölümlerin sık gelmeme sebebi ise kitabıdır günde iki bölüm atıyor arkadaşım ise MertAlp21 şaheserinin ismi ise ETERNİTY WARRİORS OKUYUN OKUTUN

Ben ise olur hadi gidelim dedim. Evine doğru gitmeye başladık o önden yürüyor ben ise arkasından. Gittikçe gittik. En sonunda şehirden de çıktık.

Ve şehirin hemen yanındaki düz alana geldik. Bu alanda küçük bir kulube vardı. Çatısının bir bölümü yoktu ve o olmayan yerden bir makina uzantısı çıkıyordu kitabın sesi zihnimdeydi "teleskop o makine teleskop ve uzayı görmeye yarar." dedi

Evine girdik evin duvarları kağıt dolu idi bazılarında gezegen resimleri vardı. Bazılarında ise sayılar vardı bir kaçında ise ki enerjisi ve rengi vardı. Bunlar benim çok dikkatimi çekmişti. Ondan sonra ise oliolag'a dönüp "anlat" dedim.

Oliolag ise yere bağdaş kurup "ilk olarak gezegenin neden dikdörtgen olduğunu söyleyeyim : yukarıda gördüğün çatının olmayan bölümünde ki şeyin adı teleskop veee..."

Sözünü kestim ve şöyle " onu biliyorum devam et" dedim. Oliolag ise hafif gülümseyip devam etti" teleskopla diğer gezegenlere baktım hepsi yuvarlaktı- küre-. Ve bir kaç saat teleskopa bakıp nlt aldım. Güneş etrafında dönüş şekillerine baktım.

Ama hiç biri bizim gezegen gibi değildi. Güneşin geliş açısı ve dönüş hızı hiç biri bizimkisi gibi değildi. Bizim gezegenimizin dönüşünün nasıl olduğunu bir gün boyunca teleskoptan güneşe bakarak bir kağıda çizdim ve sonuç "L" şekli idi.

Ve şöyle bir şey düşündüm başka yerlerde varsa diye. Sonra ise L nin yanına bir L daha ekledim ama bir şeyler yanlıştı. Ama ne diye düşündüm durdum ve sonra ise güneşin doğduğu zaman aklıma bir şey geldi. Güneş battığı yerden doğmuyordu ki o zaman L nin yanındaki L yi silip tersten çizdim ve elimdeki şekil bir dikdörtgen di. " dedi

Ve yüzüme baktı sonra ise gülmeye başladı. Neden güldüğünü anlamıştım. Yüz ifademe gülüyordu. Ben ise oliolag gülerken hala ne kadar zeki olduğunu düşümüyordum. Oliolag biraz daha güldükten sonra yüzüme baktı bir inanmışlık arıyordu. Ben ise istediği şeyi verdim.

Öyle sevindi ki inandığımı görünce yüzü umut doldu. O umutlu bakışlar ile bir kez daha bana bakmasını isterdim. Sonra ise bu adama bakıp " nasıl bu kadar zekisin?" dedim. Sesim öyle güzel çıkmıştı ki " hayal gücü hatta sana şöyle söyleyeyim umutsuzluğu papatya olarak hayal et umudu ise zaten umudun yerini hiç bir şey dolduramaz
Mesela bir papatya yeter umutları yıkmaya ama umudun azmini ise sadece bir papatya değil milyonlarca papatyaya gelse umudu söndüremez.

Umutla hayal gücü kardeşlerdir. İnsan hayal ettikçe umut eder ümit eder velhasıl kelam hayal gücünün olmadığı bir yerde umutta yoktur. " dedi ve biraz soluklandı.

Ondan sonra ise" benim için bunları yapmak biraz umut biraz hayal gücü ile oldu diğer insanlardan hiç bir farkım yok. Onlarında benden yok. Hayal et ve asla ama asla yolundan şaşma" dedi oliolag

Oliolag'ın bu sözleri ise kaderin ördüğü bütün ağları bozmuş ve yeniden ördürüyordu. Ama sonuç hiç bir zaman değişmiyordu sonuç ney idi ve ne zaman idi kimse bilemezdi. Yüce yaratıcı bile bazen bilemezdi sonucu. Zaten yaratıcının kadere tam özgürlük vermesinin sebebi ise tam bilinmemesiydi. Bir adım atarsın ölürsün yada bir adım atarsın tüm varlık alemini aşarsın.

İşte kader böyle bir şeydi başına buyruktu. Tanrı kaderi duygulardan yaratmıştı bilinmemesinin sebebi ise duygulardı.

Ulan bu bölümü çok sevdim
Ama sizi daha çok seviyorum

Tabiki yazar sizi çoooooooooooooooook seviyorrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr.