"Elisa kalk artık. Baban geldi." Diye beni uykunun en sıcak ve görkemli kollarından ayıran Jessica'ya kafamın altında olan ve bir tüy gibi yumuşak olan yastığımı tüm gücüm ile fırlattım.
"Ya Elisa sen ne yaptığını sanıyorsun. Baban geldi diyorum.Sen hala oyun peşindesin" diye beni azarladığında ona hak verip kafamı gömmüş olduğum yastıktan kaldırdım. Şimdi siz bu kız yastığı fırlatmamış mıydı? diyeceksiniz. Evet fırlattım ama ben ki bir yatakta beş tane yastıkla yatan insanım. Garipsemeyin beni. Alışın bana.
Gözlerimi araladığımda beynime kadar işleyen güneş ışığını görmüştüm. Bu acı veren güneş ışığı gözlerimi açtığım gibi kapatmama neden olmuştu.
"Hey Jes kapat şu lanet perdeyi. Beynim acıdı ışıktan" diye anı şekilde bağırdımda Jes tırsmış görünüyordu. Bu tırsma ile hemen perdeleri kapatmıştı. Gözlerimi açtığımda bu sefer acı veren bir ışık yoktu ve gözlerim rahatlamış gibiydi. Görüş alanıma giren Jessica gülümsememe
neden olmuştu."Tamamdır Jes'ciğim. Şimdi hangi aile üyesi geldi demiştin." Dediğimde gülümsemem hâlâ suratımdaydı. Yattığım yerden doğruldum ve Jes'in beni net görebileceği bir pozisyona geldim. Beni duyan Jessica bu sefer tırsma modundan çıkmış haince gülümsüyordu. Bu ani ruh hali değişimi beni ürkütmüştü.
"Sen neden sırıtıyorsun" dediğimde sesimden yeterince ürkeklik akmıştı.
"Senin hastan geldi Elisa. Hani biricik gıcığın olan."diye açıklama yaptığında telaşlanmıştım. Nasıl gelmişti buraya. Hani iki hafta sonra dönecekti babam.
Yataktan aceleyle inip banyoya koştum. Hızlı olmam gerekiyordu çünkü o asla bekletilmeyi sevmeyen bir insandı. Takıntı gibi bir şeydi bu onun için. Zaten normal olması beklenemezdi. Çünkü benim babam yani. Bu kızın babası nasıl normal olabilir ki.
Bonyoda yüzümü yıkayıp dolabımın karşısına koştum. İçini açtığımda dolapta kasırga olmuş gibiydi. Her şey karmakarışık haldeydi ve ben kendi kıyafetlerim adına bir şey görememiştim. Kahretsin geç kalacağım.
Dolaba bakmayı kesip içinden Jes'in rast gele bir elbisesini aldım ve hızla giydim. Aynaya bakmaya bile vaktim yoktu. Saçlarımı tarayıp koşarak aşağı katta olan salona indim. Kapının önüne geldiğimde bir iki saniye duraksadım ve derin bir nefes aldım. Üstümü düzeltip kapıyı açtım. Babam tüm karizmasıyla salonda olan deri koltuklardan birinde oturuyordu. Arkası bana dönük haldeydi. Salonun içinde yürümeye başladığımda beni fark etmiş ve arkasına dönüp bana bakmıştı.
"Elisa. İşte benim hayatımda yaptığım en başarılı projem" dediğinde şaşırmamıştım. O hep böyleydi. Beni değil her zaman kendini överdi. Bir sefer bale kursuna gitmiştim ve babam beni almaya gelmişti. O sırada da hocamızla konuşmuştu. Kadın' kızınız çok yetenekli' dediğinde babam gülmüş ve şöyle demişti.
'iste babası ben olunca böyle yetenekli doğdu . Bu başarı bana ve eşime ait.' bu sözün ardından bir daha bale dersine gitmeyi bırak salonun olduğu caddeye yaklaşmamıştım. Babam oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Tam karşıma."Of baba ya" diye bıkmışlık nidaları ağzımdan kaçtığında elimi hızla ağzıma getirip kapattım.Babam tüm dişlerini göstererek güldüğünde esmerlerin diş fırçalamaya gerek duymadıkları konusunda düşünmeye başlamıştım. Koyu renk tenleri olduğu için sarı diş bile beyaz görünüyordu. Ve kim demiş esmerler yakışıklı değil diye.
Babam hala sırıtıyorken gözlerimi dişlerinden alıp gözlerine diktim. Bu kadar uzun süre sırıtması normal değildi. Ona 'sen kim Köpek de bana sırıtmak ' bakışı atmak istesem de sadece 'ne varda gülüyon' bakışı atmıştım. Bunu anlamış olsa gerek gözleri ile bir yeri işaret etmeye başladı. Onun gözlerini takip ettiğimde şok olmuştum. Birde rezil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİK KIZ
Romance"Beni ilk gördüğünde ne düşündün" diye sorduğum sorunun cevabını merakla bekliyordum. Ne düşünmüştü acaba. "Seni ilk gördüğümde ne DEĞİŞİK KIZ diye düşünmüştüm. " dediğinde kaşlarımı çatmıştım. "Ne değişikliğimi gördün" dediğimde güzel dişlerini gö...