abscond;
(v.) to sneak away and hide.
.X.
Fakat her aşk filmi gibi, her şeyin bir sonu vardı. Sonsuz gibi görünen hayatın, sonsuza kadar birlikte kalacağına inandığın kişilerle olan ilişkin, saçının örgüsünün...
Her şeyin bir sonu vardı, bir sonu olmalıydı. Sonlar olmazsa kibirleşirdi çünkü ademoğlu ile havvakızı. Zamanlarının dar olduğunu hatırlatırdı sonlar onlara; daha çok eğlenmenin, daha çok sevmenin ve kendin için savaşmanın değerini gösterirdi.
(Annesinin platin saçlarıyla oynarken bir gün, beyaz teninin morluklarla dolu olduğunu fark etmediği zamanlarda, ona bir söz verdirmişti: birisini onun kendisini sevdiği kadar sevmeliydi, uzaklaşıp bir yere saklanınca kafesinden çıkarıp kurtaracak kadar cesur biri.)
Sona yaklaşmış şu hayatının kısa bir bölümüne sığdırabilmişti Viktor, bu kadar sevgiyi.
Belki de bu yüzden, Yuuri ona fısıldarken kelimeleri, beklediğinden daha az acımıştı canı:
''Bunu bitirmeliyiz.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gibel //viktuuri
أدب الهواةgibel; (a.) ölüm veya intihar olmayan, sadece var olmadan durma ; başkalarına acı veren bir şekilde kötüleşme. (a.) ölüm, yok edilme, mahvolmak. // yuri on ice © Mitsurō Kubo
