-“Neden ondan nefret ediyorsun ki? Ne yaptı o sana!”
-“Zıkkımın dibini yaptı! Biberci!”
-“Ona öyle söyleme!”
-“Hadi ya? Söylersem ne yaparsın?!”
-“Bunu!” dedim ve suratının ortasına bir tane geçirdim. İntikamını alacağını bildiğimden koşarak sınıftan çıktım. Kızlar tuvaletine girdim ve boş bir kabine girip kapıyı kilitledim. Klozetin üstüne oturup ayaklarımı kendime çektim ve nefes alış-verişimi düzene sokmaya çalıştım.
4 yıl önceydi. İnsanlar neden sosyal paylaşım sitelerine videolarını koyarlardı ki? Buna anlam verememiş, ama aptal aptal videolar bulup izlemiştim. Komik videolara ısınmış gaza gelmiştim. Kenardaki “En Çok Tıklananlar” listesi gözüme çarpmıştı. Pek hatırlamıyorum… Birkaç video açıp izledikten sonra saçma saçma yerlere tıklamaya başladım. Birden o video açıldı. Hiç dikkatimi çekmemişti. Çok.. Çok fazla izlemiştim. Şarkıyla pek ilgilenmesem de izlemiştim. Onu. O video, şimdiki hayatımı içeriyor. Kidrauhl adlı bir hesap. Birkaç video ve, bir youtube hesabı. Onu ilk o zamanlar fark etmiştim.
En yakın arkadaşım bizdeydi. Televizyon seyrederken o yatağımla cebelleşiyor, günlüğümün kilidini açmaya çalışıyordu. İzlediğimiz kanal… Nickoledeon. Onu tişörtünden çekiştiriyordum. Sonra bir fragman verildi. KCA Ödülleri. Bekledim, bu fragmanı daha önceden de izlemiştim. Justin vardı, Justin Bieber. İnanabiliyor musunuz? O ünlü olmadan, bilmeden onun videolarını izlemiş, daha o zamanlarda ona olan platonik aşkımı farketmiştim. Baby klibiyle o vardı. En yakın arkadaşıma –tek arkadaşıma- onu göstermiştim. Ben televizyon karşısında tatlılığına ölürken o hala günlüğümün kilidiyle uğraşıyordu. Eğer, izleyeceğini bilseydim açardım o kilidi. Şimdi inanmıyor bana, ya da hatırlamıyor sanırım. Çünkü, kavga ettiğim kişi o. Ona biber diyen o. En yakın arkadaşım o. Bir zamanlar.
Kızlar tuvaletinin kapısının kilitlenmediği gerçeği beynime hücum ettiğinde anca farkına varabilmiştim. Kapı aniden açıldı. Muhtemelen yanında oyuncakları vardı. Kabinlerin kapılarının açılma seslerini duyar duymaz nefesimi tuttum. Bir el, bulunduğum kabinin kapısını çekmeye çalıştı ancak, kilitliydi. “Git burdan!”
Astımım vardı benim. Tetikleniyordu işte. Nefes darlığım başlıyordu.
-“Onu asla göremeyeceksin!” Kabinin dışından bütün kızgınlığıyla kükrüyordu.
-“Asla! Asla o seni fark etmeyecek! Asla onu göremeyeceksin! Asla seni sevmeyecek!”
O kükrerken kuklaları gülüyordu. Bana. Ben. Neyim ki ben? Benim gibi birçok hayran her gün belki de benim gördüğüm muamelenin kat kat fazlasını görüyorken, ben neyim ki?
“Chloe yapma!” Dizlerimi kendime çekip sarıldım ve bugünün bitmesini diledim. Başka elimden yapacak bir şey gelmiyordu çünkü.
Birkaç saniye sonra kahkahasını duydum; “Neden yapmayaymışım ki?” Şimdi ona sarılıp, tüm dertlerin bittiğini hayal ettim. Huzur.
“Chloe, ne yaptın kendine? Bana, bize…”
“O aptal Bieber bozuntusu girdi aramıza! Bunu sakın unutma AnnaBella! Sakın unutma!”
Hıçkırıklarımı bastırıp çalan zile şükrettim. Eğer çalmasaydın, paramparça olabilirdim. Ben değil, duygularım. Kalbim. Seçim yapmak zorunda kalabilirdim.
“Chloe, hadi derse gidelim.” Klozetin üzerine çıkıp ne yaptıklarını izledim. Chloe yada oyuncaklar beni fark etmemişlerdi. Wide Chloe’yi kolundan çekiyordu ve Quinn ( Kuin) ‘de kapıyı açıyordu. Sonunda Chloe vazgeçti ve 3’ü birlikte çıkıp gittiler. Klozetin üstünden inip kilitlediğim kapıyı açtım ve yüzümü yıkadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Belieber Hikayesi
FanfictionBu hikayeyi ben yazmıyorum. Facebook'ta Justin Bieber hikayeleri yazan bir sayfada yayınlanmış bir hikaye.