-II-

7 0 0
                                    


"Denizlerin ve Karanın efendisi, tahtın meşru kraliçesi, barış ve huzur getiren, isminin birincisi Kraliçe 1. Michelle Charleston!"  

 Kraliçe bu sözlerin ardından kar beyazı elbisesi, zarif tacı ve gözleriyle aynı yeşillikteki zümrüt kolyesiyle salona yavaş adımlarla giriş yaptı. Siyah saçları büyük salondaki hafif esintiyle adeta dans ediyordu. Taht odasındaki kalabalığın yoğun alkışları ona eşlik etti. Sıranın en önündeki soylu lordları yüce kraliçelerine diz çökmüştü. Kraliçe, yavaş adımlarla tahtına geçti. Hemen yanında en güvendiği veziri Serıy Lordu yaşlı Franklin Evans ayakta gururla dikiliyordu. Hemen önlerinde Gözcülerden seçkin bir ekip kraliçelerinin korunması için her an hazır ve elleri kılıçlarında bekliyorlardı. Kraliçenin elini kaldırmasıyla kalabalığın sevgi gösterisi ve alkışları bir anda son buldu. Söze kraliçenin veziri Franklin Evans başladı  "Soylu lordlarım ve vatandaşlarım! Hoşgeldiniz! Bugün büyük kurtuluşu gerçekleştirdiğimiz ve kahraman lordlarımızla birlikte tahtı meşru kraliçelerine teslim ettiğimiz gün." Kraliçe bu sözleri dinlerken aynı anda kalabalığı süzdü ve onların kraliçelerini dinlemek için sabırsızlandığını gördü. Onların yaşlı Frank'in övgü dolu cümlelerini ve tıslayan sesini duymak istemediklerini biliyordu. Kraliçe yavaşça ayağa kalktı "Bugün sizlerin sorunlarını ve şikayetlerini dinleyeceğim. Ardından akşam olduğunda lordlarım ve ben burada, vatandaşlarım ise şehir meydanlarında ziyafet çekip eğlenecek, başlayabiliriz Lord Evans." Halk uzun süren savaşın getirdiği kıtlıktan ve sefaletten sonra Kraliçe Michelle'in sık sık verdiği ziyafetlere bayılıyordu. Başkent halkı ve ona yakınlık gösteren lordları bu tür şatafatlı davranışlarından hoşnuttu. Fakat başkente uzak olan vatandaşlar ve lordlar bu bolluğun onlara yüklenen vergilerden geldiğini biliyorlardı. Daha gerçekçi lordlar ise kraliyetin artan borcundan hoşnut değillerdi. Bunların birçoğu ise Büyük İsyan'da Kraliçe Michelle'in saflarında savaşmışlardı. Fakat Kraliçe büyük lordlarını her zaman güzel ve değerli hediyelerle hoşnut ediyordu. 

 Kraliçe halktan gelen şikayetleri dinliyor ve onların sorunlarını çözmeye çalışıyordu. Bu sorunlar genelde toprak, tarım gibi ekonomik konulardı. Bazılarında ise Gözcülerinin halka sert davrandığını, halkın tepkilerini çektiklerini fark etti. Kalabalığın arasından iri cüssesi ve ağır zırhıyla Lord Satel sıyrıldı. "Kraliçem!" diye gürledi ve diz çökerek "bir sorunumuz var, ilgilenmek isteyebilirsiniz." Lord Satel Gözcülerin kumandanıydı. Kraliçe tahtından kalktı ve Veziri Lord Evans'a kendisinin yerine halkın sorunlarıyla ilgilenmeye devam etmesini söyledi. "Beni takip edin Lord Satel, daha sakin bir yerde devam edelim." Lord Satel ve Kraliçe salondan ayrıldı. Sarayın büyük koridorlarında yürüyerek Kraliçe Konseyinin geniş odasına girdi. Yuvarlak masa etrafında 12 sandalye ve bir taht vardı. Taht odasındaki kadar olmasa da masadakilerden daha yukarıda ve sadece kraliçenin oturabileceği bir taht. Diğer sandalyeler kraliçenin en güvendiği lordlarına aitti. Onları davet ettiği, onların görüşlerini ve tavsiyelerini dinlediği odaydı burası. Lord Satel söze başladı "Kraliçem, bugün sizi rahatsız etmek istemezdim fakat Gözcülerimden sizin meşru yönetiminizi kabul etmeyen bazı grupların olduğu bilgisini aldım." Kraliçe bunu duyduğuna şaşırmamıştı. Böyle küçük gruplar tahta çıktığından bu yana vardı ve Gözcülerini hepsini bulup, bu ateşli taraftarları kraliçenin adaletine sunuyordu. Onun, Kral 4. Philip Dunbar'ın tahtını çaldığını ve savaşta eşi George ile Krasnıy Savaşındaki dövüşte ölmesine rağmen meşru kraliyetin hala Dunbar'larda olduğunu iddia ediyorlar. Belki de savaştan sonra Belıy'a eski Kral Philip'in yeğeni Remus Dunbar'ı lord olarak bırakması hataydı. Ama Belıy halkının daha fazla düşmanlığını kazanmak istememişti Michelle. "Ah! Çocuk bir kral isteyen bir grup aptal! Kim bunlar Lord Satel? İçlerinden tanıdıklarım var mı?" Kraliçe yeşil ve keskin gözlerini Lord Satel'a dikmişti. Kızgınlığı ve öfkesi gözlerinden belli oluyordu fakat sesini kontrol etmeye çalışıyordu. "Malesef majesteleri. Evet var. Sarayınızın mutfağında çalışıyor. Elizabeth adında genç sarışın bir kadın. Arkadaşları ona Lizzie diye sesleniyor. Mutfakta başka bir kişiyle, bir toplantı hakkında konuşurken duyulmuş. Bir başka mutfak çalışanı ise bize iletti. İsterseniz hemen yakalama emri verip huzurunuza getirelim kraliçem" Gözcülerin komutanı Kraliçesine sadık ve dövüşte bir o kadar güçlüydü fakat zeki değil. "Hayır Lord Satel... Adamlarına gizlice onu izleteceksin. Ve o hain bu saraydan çıkıp toplantılarına giderken takip edeceksiniz. Hepsini bir anda yakalayıp bana getirmenizi istiyorum. Her şeyi affedebilirim Lord Satel. Fakat ihaneti asla! Her suç yargılanmalı. Ve o hainleri adaletime teslim edeceğinize güveniyorum Lord Satel." Kraliçe net konuşmuştu. Lord Satel, Kraliçesini selamladı ve odadan ayrıldı. İlk iş olarak en güvendiği adamlarını Lizzie'yi takip etmesi için görevlendirdi. O çıktığında Gözcüler de peşinde olacaktı...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 07, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kan KuzgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin