-DEREN-
bavulun fermuarını açıp iç çamaşırlarımı en ön göze yerleştirdim.
İkinci göze bikini ve mayomu koydum, yanına da havlumu ve şampuanlarımı yerleştirdim.
Son gözüne de şortlarımı, yarım tişörtlerimi ve normal olanları, 1 tane tayt ve eşortman koydum.
Her ihtimale karşı 1 tane de hırka koydum, ne eksik diye bakarken güneş kremini koymayı unuttuğumu hatırladım.
Onları da poşete koyup bavula yerleştirdim.
Ardından bavulu kapatıp, siyah deri çantamı açtım içine 2 kitap, test kitabı, şarj aletini, kulaklığı, 3 parfüm ve makyaj çantamı koyup kapattım.
Hazırdı herşey, yarın yola çıkıyorduk.
Bizimkileri hatırlamışken yusuf 'un puanı 79, emre'nin de 76,5'ydi.
Çok tembellerdi, çookk.
Sandalyeye oturup elime tarağı aldım.
Ikiye ayırıp yavaş yavaş saçımı taradım.
Ardından topuz yapıp kendimi yatağa attım.
××××××××××××××
Kahvaltımı bitirip sofradan kalktım, yukarı çıkıp yatağımı örttüm.
Ardından makyaj yapmak için çantamdan makyaj çantasını çıkarttım.
Göz altlarıma kapatıcı sürdüm, rimel ve dudaklarımı dolgun gösterecek kylie rujumu sürdüm.
Ardından dün masanın üstüne yerleştirdiğim kıyafetleri alıp giydim.
"Derinin giydikleri ve saçı"
Saçımı örüp, ayakkabılarımı giydim, çantamı sırtıma takıp telefonumu cebime sıkıştırdım.
Bavulu elime alıp yavaş yavaş indim merdivenlerden.
O sıra kapı çalmıştı, annem kapıyı açmak için koştu.
Merdivenlerden inip kapıya doğru yürüdüm yusufla emre gelmişti.
Bavulumu kapının önüne koyup anneme sarıldım.
"Kendine iyi bak kuzum, eğlenmene bak."
Kafamı sallayıp yanağını öptüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Okulu
Teen Fiction- Gıcık mısın Sen? - Bilmem, gıcık mıyım ben? - Git başımdan uğraşamam seninle! - Biliyor musun? bu biraz zor. dedi, sırıtarak. - Ne kadar içler açıcı bir konuşma, bayıyorsun insanı. - Aynen ya bayılanlar var benim için, baksana şu kaslara? Gözlerin...