Bölüm 2

68 4 0
                                    

Allahım şuradan kurtuliyim söz veriyorum çok uslu kız olucam.Evden okula okuldan eve gidicem.Yemeklerimi yarım bırakmıcam arkamdan ağlıyolar yemekler beddua ediyolar sonra o yüzden ben bu durumlara düşüyorum.Hiç kötü kız olmicam.Namaza başlıcam, oruç tutucam.Söz veriyorum.

Arkamı döndüğümde pislik Bulut'un leş sevgilisini gördüm.Çocuk don değiştirir gibi kız değiştirdiği için bu kaçıncı bilmiyorum ama fena güzel ve popüler.Neyse onu boşver de onun arkasında iki tane izbandut gibi kız mı var? Oha iki tane izbandut gibi kız.Ölmek istemiyorum hem daha çok gencim hemde kafası klozete bastırılıp sifon çekilince boğularak ölen kız diye gazete manşetlerinde tarihe geçmek istemiyorum. Ne yaptım ki ben bu parfüm şişesine düşmüşlere?

"Seni küçük sıçan, ,Bulutla ne cürretle konuşursun?" diyince kendimi 'ne diyo la bu psikopat" diye düşünmeden alamadım.

"Be.. Ben ne konuşmuşum?" dedim korkudan geberirken.

"Onunla konuşmaya nasıl cürret edersin sikik beyinli bir daha seni onun yanında görürsem yanından geçtiğini dahi görürsem kafanı patlatırım.Anlıyo musun? Seninle iki kelime etti diye hayaller kurma sakın.Bu bir uyarıydı bi ikincisi,kesinlikle ve kesinlikle olmicak." dedi ve o iğrencimsi lanet bakışlarını atıp koca götünü adana-izmir arasında ışık hızıyla gidip gelen bi otobüs gibi kıvıra kıvıra defolup gitti.Nasıl hemen duyuldu anlamış değilim. Bide yarım yamalak duymuşlar.Orada beni nasıl götüstü bıraktığını görseler götleriyle gülerlerdi kaltaklar.Tehlikenin geçtiğini hissettiğimde üstümdekileri çıkartıp -bugün beden dersi olduğu için şanslıyım- çantamdaki spor kıyafetlerini üstüme geçirdim. Sınıfa girdiğimde tüm uğultu geçmiş herkes benim dağılmış halime bakarken kimseye aldırmadan yerime geçtim.Tam Sevdeyle Ecrin ne olduğunu öğrenmek için koşarak-koşmak az kalır.Uçarak- yanıma gelirken içeriye hoca girdi.Normal bi hoca olsa kesinlikle gelirlerdi yanıma nolursa olsun ama bu hoca fena anormal olduğu için dönüp paşa paşa yerlerine geçtiler, benim meraklı melehatlarım.Ben olanları düşünmemek için uyumaya çalışırken göz ucuyla Sevde ve Ecrinin sabırsızca kapırdandıklarını görünce kıkırdadım.Ben hayatımda bu kadar meraklı iki insan görmedim ama ne olursa olsun onları çok seviyorum.Ben tam uyku moduna geçmişken nöbetçi sınıfa girip bişeyler söyledi.Dinlemeyecek kadar yorgun olduğum için dinlemeye tenezzül bile etmedim ama sınıftaki tüm gözleri üzerimde hiseedince kafamı kaldırmak zorunda kaldım. Hoca müdürün beni çağırdığını söyleyince uykulu gözlerim hayvan gibi açıldı.Kafamda binbir düşünce gezindi.ayaklarımı yere sürte sürte sınıftan çıkarken Ecrinin bana 'anlatmadın ya seni sikicem'bakışlarıyla karşılaşınca 'söz anlatıcam' bakışı yapıp sınıftan çıktım.Müdürün odasına giderken aklımdaki pinpirikli düşünce topunu daha fazla aklımı işgal etmesin diye şutladım.Kapıya geldiğimde içimde sadece biraz merak ve endişe vardı.Biraz mı?Kimi kandırıyorum ben?Meraktan gebericem.Körle yatan şaşı kalkar ya işte, bende gittikçe bizim kızlara benzedim. Müdürün odasına girdiğimde çok tatlı bir çocukla göz göze gelmem bir oldu.Giyim tarzından ve yüzünden anladigim kadarıyla Türk değildi. Ben içimden 'benimle ne alakası olabilir ki? Neden geldim?' diye düşünürken müdür de benim bakışlarımı farketmiş olacakki söze girdi;

" Güneş bu arkadaşının adı Jameson.Amerikadan buraya yeni taşındılar.Burada yaşamadığı için dilimizi pek konuşamıyor.Okulda ona yardımcı olabilecek dili iyi bir öğrenci düşünürken aklıma sen geldin.Hem aynı sınıfta olacaksınız. Okul dışında görüşmekte pek sıkıntı çekeceğinizi sanmıyorum. Baban, ben ve Jameson'un babası Hasan, çocukluktan beri arkadaş olduğumuz için daha sık görüşebilirsiniz hatta birbirinizden bıkabilirsiniz bile.Hem böylece Jameson Türkçeyi çok kısa sürede öğrenebilir. Ne dersin?" dediğinde hem kendimle gurur duymuş hemde bu karizmatik ve bir o kadar sempatik çocukla arkadaş olacağım için sevinmiştim.Hemen

"Benim için sorun değil hatta çok sevinirim.Hadi gel seni sınıfımıza götürüyim."  diyip yüzüme sırata sırıta, içime düşecekmiş gibi bakan  şapşal çocuğu kolundan çekeledim ve  odadan çıktık.Ahh Allahım bu kadar yakışıklılık bir insana verilmek için çok fazla değil mi? Bulut'la yarışır. "Dur dur bir dakika senin dövmen mi vaar?" diye cırladım. Kısa kollu tişörtünü kıvırıp kafasını salladı gülmesi bile yakışıklı, gülmesiyle bile çıkabilirim.O sees ımmhh bu çocuğu gayette yiyebilirim ama ben.Bu görevi bana vermekle çocuğu büyük tehlikeye soktular resmen.Ben onun kolundaki ilginç dövmeyi incelerken omzuma birinin çarpmasıyla çocuğun koluna yapıştım.

"Önüne baksana la..." derken Bulut'u karşımda görmem bir oldu.Onun dudağı mı kanıyordu? Olamaz ne oldu ona öyle? Her zamanki gibi hiç aldırış etmeden yanımdan geçti bizim öküz,arkasından durmadan kavga ettiklerini duyduğum çocuk -Berk'ti ismi sanırım- ve bizim gıcık fizik öğretmeni müdürün odasına girdiler.Aklımdaki soruları bir kenara bırakıp yanımdaki erkek afetine odaklandım.Evet evet bu çok büyük bir fırsattı ben bu çocukla çok yakın olabilirim. Hem zaten çokta cana yakın birine benziyo.Ben bu düşüncelerle kendimden geçerken sınıfa geldik.Kapıyı çalarken bir yandan da Jameson'un endişeli ve masum yüzüne baktım.Kulağına eğilip güç verircesine "Sakin ol ben yanındayım. " deyip dostça gülümsediğimde içerideki anormal, GİİİR diye haykırınca çocuğun yüzündeki güven veren ve rahatlamış ifade yerini tekrar endişeli bakışlara bıraktı. Ah be anormal o kadar gülücük boşa gitti.Kapıyı açıp içeri girdiğimizde şaşırmış bir o kadar da meraklı gözlerin üzerimize toplanmasıyla bir açıklama yapma gereği duyarak konuşmaya başladım.

"Arkadaşlar bu Jameson.Okulumuza Amerikadan yeni geldi ve artık bizimle birlikte.Türkçesi pek iyi olmadığı için ona yardımcı olmakla görevlendirildim sizde yardımcı olursanız sevinirim."  diye söylediğimde sınıftaki uğultular arttı. Jameson'a herşey yolunda gülümsemesi yollarken sınıfımızdaki çiko fok balığı Çiğse "Ayy ben bunu yerriimm amaa yaa" diye isyan etti arkadan Sercan "Bişeyi de yeme amına koyiyim." diyince sınıfta kahkahalar koptu.Günlük sınıf atışmaları işte. Yanımda gerim gerim gerilem Jameson anlamayan gözlerle bana bakarken olayın çevirisini anlatınca içi rahatladı.Kendine gülüyolar sanmış yavrum meğersem.Hoca sınıfa pis bir bakış atınca herkes sus pus oldu ve bizde fırsattan istifade yerimize oturduk. Tam kafamı derse vermiş ayda yılda bir dinlediğim dersi anlamaya çalışırken sınıfın kapısının açılmasıyla olduğum yerde çivilendim ve anlama çabalarım boşuna gitti.Kesinlikle ve kesinlikle gözlerimin beş karış açıldığına bahse girerim.

Sınav haftamız olduğu için bölümler biraz gecikti.Telafi edeceğimize emin olabilirsiniz.

GÖKYÜZÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin