4. Bölüm

21 2 0
                                    

Uzun bir aradan sonra merhaba.

Multide Eser var.

Bölüm şarkısı: Mabel Matiz - Ya Bu İşler Ne

İyi okumalar.

*****

  Duyduğumun şoku ile kendimi toparlama çalışırken elimdeki bilekliği düşürdüm. Gümüş bilekliğin yere düşmesi ile çıkan ses kulaklarımda yankı yapmıştı. Ne içeri gidebiliyordum ne de yukarı çıkabiliyordum. O an kapı açıldı ve Efe ile karşı karşıya kaldım. Bir ley demiycektim. Hesap soramazdım. Ben kimdim ki ondam hesap sorucaktım. Hem belki başka bir olayda olmuştur.

"Ya- Yalın bilekliğini düşürmüşsün. Onu getirmiştim ben."

Hızla yere eğilip bilekliği aldım ve Yalın'a uzattım. Tam arkamı dönecekken Efe konuştu.

"Konuştuklarımızı duydun mu?"

Sert olan hatta sertten bile fazla tükürür gibi konuşması beni korkutmuştu. Yüzüne bakmak zorunda kaldığımda gözlerinin ifadesiz mimiklerinin sinirli olması bende iki adım geri gitme isteği oluşturdu.

"Yok hayır duymadım. Dediğim gibi bilekliği getirirken elimden kaydı."

Bana inanmaları için yüzümü ifadesiz tutmaya çalıştım. Alesya ve Efe bana hala şüpheli baksa da diğerleri inanmış gibi duruyordu. Daha fazla dayanamıyacağımı anlayınca arkamı döndüm. Tam merdivenden çıkacakken bileğimdeki elle durdum. Kesin anlamıştı işte duyduğumu. Kesin şimdi bu beni on iki yerimden bıçaklayıp ormandaki en büyük ağaca asıcak. Yüzümü ifadesiz tutmaya çalışıp ona döndüm.

"Eğer duyduysan ve bize yalan söylüyosan hemen bu tavırından vazgeçip söylüyceksin ama sen içinden dersen ki yok ben söylemiyim saklıyim. Her türlü öğrenirim. Öğrenince de seni bırak İstanbul da yaşamayı Türkiye de bile yaşatmam."

"Dediğim gibi ben hiç bir şey duymadım."

Yüzüne bakmadan bileğimi elinden kurtarıp arkamı döndüm. Bir daha döndürürse yalan söylediğimi anlardı. Yalan söylediğim zaman gözlerimin dolnası beni her zaman yakalatırdı.

Hızla kızlar lavobasına girip duvara yaslandım. Gözyaşlarımı tutamıyordum. Neden ağaladığı mı bile bilmiyordum. Yalan söylediğim için mi? Korktuğum için mi? Yoksa Efe'nin bizi görüp de yardım etmemesine mi? Yardım etmek zorunda mıydı? Değildi ama işte içimden bir his yardım etseydi bizi o kurtarsaydı sımsıkı sarılacağımdı ama o polisi aramakla yetinmişti. Kendisi gelme zahmetinde bile bulunmamıştı. En çok da kıran beni buydu. Neden kırılıyordum onu bile bilmiyordum ama işte kırılıyordum.

Ne kadar süredir duvara yaslı bir şekilde ağladım bilmiyordum. Kapının sert bir şekilde açılması ile yeriöde zıpkladım.

"Kardeşim çok merak ettim seni."

Defne'nin ağladığımı görmemedi için yüzümü yere eğdim. Yanıma geldiğini ayakkabısındam çıkan sesten anlıyordum.  Ses iyice yakınlaşmıitı ve önümde siyah pantolonunu görebiliyordum. Elerini çe.neme koydu ve ona bakamm için beni zorkadı.

"İkra noldu sana? Neden ağladın? Şu haline bak gözlerinin beyazı kan çanağına dönmüş."

"Anlatıcam ama sakin ol."

Arka bahçede bulunan banklara doğru yürüdük. Boş bir banka oturınca her şeyi anlatmaya başladım.

"Şimdi ne diceğimi bilememdim kardeşim."

"Bende fındık. Burada bardağın dolu tarafını bırak boş tarafı bile yok."

Bana anlamsızca bakmaya başlayınca mimiklerinin haline kahkaha atmaktan alamıyordum kendimi. Ona boşver dercesine elimi salladım. Çoktan ikinci derse girmiştik. Bizde bu yüzden kantine yol aldık.

TESADÜF AŞK-Ara Verildi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin