DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Ve işte yine bir yemek masasında yan yanaydılar.Ama bu sefer neşeli arkadaşlar,müzik ve tabi o ateşli bakışmalar yoktu.Emir çok az yemiş,Duru ise tabağındakileri sadece didikleyip bırakmıştı.
Aralarındaki uğursuz sessizlik bir süre daha devam etti,sonunda kız dayanamayıp:
"Valizlerimi hazırladım.Yarın yola çıkmayı düşünüyorum.Boşanma için de ne gerekiyorsa imzalayacağım.Bir daha beni görmek zorunda kalmayacaksın."dedi kısık bir sesle.Bütün gücünü sakin kalıp,ağlamamak için kullanıyordu.
"Seni buradan kovan mı oldu?"diye patladı Emir."Yoksa seni bekleyen sevgilin mi var da bu kadar acele ediyorsun?"
Duru bu kabalık karşısında şaşkınlıkla durakladı.Böyle bir davranışı beklemiyordu,hak etmemişti de:
"Sadece sana daha fazla sıkıntı vermek istemedim.Benden bir an önce kurtulmak istediğini biliyorum."dedi diklenerek.
"Herkese bir söz verdim.Esra ve Kaan'a,ayrıca dayıma da."dedi genç adam sabırsızlıkla."En azından birkaç gün birbirimizi tanımaya çalışmalıyız,sonrasını düşünürüz."
Aldırmazlık ve horgörü barındıran konuşma tarzı kızı derinden yaraladıysa da,bunu belli etmemeye çabaladı ve gururlu bir şekilde:
"Pekala."dedi."Herkesin rahat etmesi için beş gün yeteri olur sanırım."
"Anlaştık."dedi adam sinirli sinirli."Şimdi izninle yatmaya gidiyorum.Çok yorgunum."ve kalkıp masayı sert adımlarla terk etti.
Sonraki birkaç gün aralarında her hangi bir gelişme olmadı.Bazen kahvaltıda karşılaşıyorlar,akşamdan akşama aynı masaya oturuyorlar,gerektikçe birkaç resmi söz ediyorlar ve yemekten sonra ya biri ya da öteki, bir bahaneyle salondan çıkıp,odasına kapanıyordu.
Timur bey de sonunda umudunu kesmiş görünüyordu.Adam öz kızını kaybedecek gibi üzülüyor,çaresizlikle kıvranıyordu.Evindeki atmosfer adeta zehirlenmiş,Duru'nun getirdiği bahar havası yitip,gitmişti.
Beşinci gece şirketlerinden birinin müdürünün düğününe davetliydiler.Duru gitmek istememişti,ertesi gün buradan ayrılacaktı nasılsa,neden insanların gözüne gerçek olmayan bir evliliği soksunlardı ki...
Emir sinirlenmiş,hala ortada bir boşanma olmadığına göre, eşi olarak yanında yerini almasını istemişti kızdan.Genç kız Timur dayının hatırına itiraz edememiş,odasında mutsuzca hazırlanıyordu.Son anda,ilk tanıştıkları gece giydiği sade siyah elbisesini giyme kararı aldı Duru.Bunu neden yaptığını kendisi de bilmiyordu,belki de bir nevi bu elbise sırtındayken başlayan bu talihsiz serüvene,aynı şekilde nokta koyuyordu kendince.
Salona indiğinde Timur dayının gözleri hayranlıkla parladı,Emir ise hemen bakışlarını kaçırdı kızdan.Sonra,sanki aniden karar vermiş gibi dışarı çıktı ve birazdan elinde kadife bir kutuyla geri döndü.Kutudan Duru'nun bu güne kadar gördüğü en muhteşem gerdanlık çıktı.
"Bu annemindi."dedi yumuşak bir sesle kocası ve saçtıkları rengarenk ışıklarla göz kamaştıran pırlantaları kızın boynuna taktı.
Timur dayı şaşkın bir mutlulukla onları seyrederken,Duru Emir'in yaptığı bu jesti anlamakta güçlük çekti,ama bu çelişkili tutumuna kafa yormaya fırsatı olmadı,çünkü hemen yola çıktılar.
Düğün salonunda Duru,gelinden bile daha çok ilgi topladı.Kızın duru güzelliği,boynundaki mücevherle yarışırcasına parlayan harikulade amber gözleri ve eşsiz zarafetiyle birleşince,ona her bakanda bir daha bakma isteği uyandırıyordu.Özellikle genç erkekler ondan gözlerini alamıyorlar,bu da Emir'i gittikçe daha sinirli ve kaba davranmaya itiyordu.İş arkadaşlarından ikisi Duru'yu dansa kaldırınca da iyice bozuldu ve sürekli başka başka kadınlarla dans edip,bir daha kızın yüzüne bile bakmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇILGIN NİKAH (Tamamlandı)
Short StoryKadere inanır mısınız? Ya da tesadüfler mi yönlendirir hayatınızı sizce? Belki de herşey sizin iradenize bağlıdır? Veya sadece siz öyle olduğunu sanıyorsunuz... Öyle ya da böyle... Siz ne yapın edin,karşınıza çıkan mutluluk şansını ıskalamamaya bakı...