FİNAL "Ah ne de güzeldi sevişmeler o akşam yıldızların altında"

632 53 64
                                    

Günler, geceler, bulunduğunuz mekân size öylesine güzel gelmez. Mutlaka yanınızda birisi vardır sizi güzel hissettiren.
🌗🌕🌓

Baekhyun

Gece on iki sularıydı, ıssız sıradan bir çıkmaz sokağın kaldırım taşında neredeyse içiçe geçmiş vaziyette oturuyorduk. Dediğim gibi bu sıradan hatta ışıklandırmaların yetersiz kalmasından dolayı karanlık bir sokak bizimle hayat bulmuş gibiydi. Belki garip geliyor insanın kulağına ama Sehun gittiği yere can katıyordu benim gözümde.

"Kollarımda olmanı özlemişim." Ağzından çıkan her kelimeyi sahiplenmek takıntılı olmaya yatkın olduğumu gösterir miydi? Öyleyse sanırım bu psikolojik rahatsızlıkla sonsuza kadar yaşayabilirim.

"Neredeyse bir ayı aşkın zamandır kollarındayım zaten."

Küçük bir numarayla suratını asıp yukarıdan bana bakarken gülümsedim.

"Sıkıldıysan bırakabilirim."

Ellerini belimden çekmeye yeltendiğinde kollarına tutundum.

"Hayır! Bırakma!"

Bırakacak mıydı gerçekten beni yine. Neden sürekli bunu yapıyordu ki? Bunu bir döngü haline getirmişti. Gitmezdi. Gidemezdi ki. Söz vermişti bana, bir aile olacağımızı söylemişti. Eğer giderse yine yapayalnız kalırdım.

Daha bir ay bile olmamıştı bir araya geleli, bir haftadır Barcelona'daydık henüz ama ben onsuz bir dakika ayrı kalmaya dayanamaz olmuştum.

"Baekhun'um? Neden ağlıyorsun?"

Ne zaman ağlamaya başladım  farketmemiştim. Bunun düşüncesi bile beni depresyona sokmaya yetecek kadar ağır geliyordu.

Sehun'un elleri süzülen gözyaşlarımı silerken göz altlarımı okşuyordu ama ben o an ellerinin verdiği hissi değil eğer giderse o elleri bir daha tutamazsam neler olacağının hesabını  yapmaktaydım.

"Sadece şakaydı. Öylesine bir şaka Baekhyun. Ağlama lütfen."

Kafamı boyun boşluğuna yaslamış, bir eli belimdeyken bir eli saçlarımı okşuyor kısa aralıklarla başımın her milimine öpücükler konduruyordu.
Hıçkırıklarım kesilmiş, gözyaşlarım yavaş yavaş çekliyordu ama biz pozisyonumuzu hâlâ koruyorduk.

Dedikleri birden yankı yaptı kulaklarımda. Şaka? O hâlâ usul usul sırtımı okşarken başının arka kısmındaki saç tutamını çektim hızla. Ağzından cam acısıyla bir inleme döküldüğünde sıyrıldım kollarından.

"Senin şakanı sikeyim beyinsiz!"

Ona arkamı dönmüş kollarımı birbine dolamıştım ki bir dakika olmadan kolumdan çekilip kucağına oturtulmuştum. İki bacağım vücudunun yan tarafından sarkıyordu.

"Nasıl artık böyle bir şeye ihtimal verirsin aklım almıyor. Seni asla bırakmayacağımı anlaman için ne yapmalıyım?"

Her bir kelimesinin arasında sağ elmacık kemiğime dudakları temas ediyor hemen geri çekilip cümlesini devam ettiriyordu.

Dudakları yine özel saydığı bölgeme temas edecekti ki onu yarı da karşılayıp dudaklarımızı kilitledim. Boş sokak dudaklarımızın çarpışma sesleriyle doluyordu. Bu his iki bulutun çarpışması gibi bir etki bırakıyordu sanki. Yalnızca ben de de değil sanki etrafımda ki her şey birden başkalaşıyordu o süre zarfında. Dudaklarımız ayrıldı.
Kafamı göğsüne gömdüm, gülümsedim, gülümsediğini hissettim.

Why People Don't Like "Half Moon" ∴ SeBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin