5. Bölüm

19 5 3
                                    

Adımını içeriye attığı anda arkasından hafif bir esintiyle kapının kapandığını hisstemişti. İrkilerek arkasına dönen genç kız karşısında daha demin bulunduğu sokağı görmeyi beklemiyordu. Cafenin yapımında kullanılan aynalar çift taraflı kullanılmıştı ve böylece dışarıdan kimse sizi göremezken siz onları izleyebiliyordunuz.
Önüne tekrar döndüğünde etrafa kısa bir göz gezdirip cama yakın olan bir yerde boş bir yer bakındı. Mekan ne çok kalabalık ne de çok sakindi.  Nihayetinde bir yer bulduğunda oraya doğru ilerledi. Bir yandan beyaz zeminde yavaşça yürürken bir yandan da etrafı inceliyordu.
Kafenin içi ferahtı. Girildiğinde ilk anda rahat bir nefes almış gibi oluyorsunuz. Her şey berrak ve ışıl ışıldı.  Dört bir yanı ilk başta da belli olduğu üzere çift taraflı aynadan yapılmıştı. Böylece hem mekanı olduğundan daha büyük gösteriyor hem de kendinizi kapalı bir mekanda olmak yerine disardaymis gibi hissediyorsunuz .Yerler ise beyaz karolarla kaplıydı. Cam kenarlarına yuvarlak iki kişilik masalar yerleştirilmiş ortada kalan kısıma ise daha çok kalabalık gruplar için olan kare veya dikdörtgen masalardan yerleştirilmişti. Fakat masalar öyle bir ince düzeni vardı ki yürünen yol ne çok dar ne de genişti. Sadece bir insanın geçmesine yetecek kadar yer olmasına rağmen hiç bir masa veya sandalyeye değmeden yuruyebiliyordunuz. İçerisinin dolu olmasına ragmen etrafta rahatsız edici bir uğultu yoktu. Hatta o gereksiz çalan müzik de yoktu. Herkes kendi halindeydi. Her şey kusursuz bir şekilde en ince ayrıntısına kadar düşünülmüştü. Öyle ki kendinizi zaman kavramını yitirmiş bir şekilde bile bulabilirsiniz. Kısacası kafenin içi gayet sadeydi ama şıktı da.
Cam kenarında gördüğü boş yere ilerleyip oraya yerlestiğinde kendini tuhaf hissetmişti. Sanki oraya ait değilmiş gibi. Üzerinde az önce zorla kaçtığı iş yerine ait olan kıyafetleri vardı. Onlarda bariz bir şekilde vücudunu teşhir ediyordu. Elleriyle kendini örtmek, saklanmak istedi.
Yerinde biraz kıpırdanıp kıyafetlerini toparlamaya çalıştı. Daha sonra aklını biraz dağıtmak için bir kahve sipariş etmeyi düşündü. Fakat o an fark etti ki buraya geldiğinden beri karşısına ne o sinir bozucu gülümsemeleriyle sürekli başınızda dikilen bir garson çıkmıştı ne de herhangi bir ilgilenen çıkmıştı. Kafasını biraz yukarı kaldırarak çevresine bakındı ama etrafta garsona benzer birine rastlayamadi. Müşterilerin hepsi maçlarında oturmuş ya icecekleirni içiyorlar ya da muhabbetlerini sürdürüyorlardi . Kimse zamanın veya mekanın farkında değil gibiydi. Sanki herkes hayal aleminde yaşıyor gibiydi. Hoş, burasi aynı hayal aleminde duslenilen yere benziyordu. Peki bu oturan müşterilerin önünde nasıl içecekleri veya tatlıları vardı?Ama sonra aklına self-servis bir işletme olabileceği geldi. Tekrar önüne döndugunde tam ayağa kalkıp kasanın bulunduğu yere bakacaktı ki başında bekleyen bedeni görmesiyle hafif kalkmış olduğu yere sert bir şekilde tekrar oturmuştu.
Kyung Mi kafası karısık bir şekilde şaşkınlıktan kocaman açılmış gözler ileuzin boylu esmer adama döndü. Emindi ki şuan çok komik gözüküyordu fakat karşısındaki en ufak bir mimik göstermeden yüzünde düz bir ifade ile ona baktığını gördü.
" Hoşgeldiniz. Ne arzu etmiştiniz?" genç adamın demesiyle garson olduğunu anladığı kişiye hala şaşkınca bakıyordu. Az önce garson ararken etrafta kimsenin olmadığına gayet emindi. Bu garson nereden çıkmıştı?
"Imm.. Şey.. A-Affedersiniz imm.. menüyü göremedim de bir tane rica edecektim."
Genç kız şaşkınlığından dolayı cümlelerini toparlayamamis, kekelemisti.
"Menülerimiz hemen masanın üzerinde yer alıyor. Siz inceledikten ve siparişinize karar verdikten sonra elinizi kaldirmaniz yeterli olacaktır."
Dedikten sonra masanın üzerinde yazılı olan menüyü işaret etmişti.
Genç kız masaya bakıp masaya direk yazılı olan menüyü inceledi. Gayet basit bir menüydu. Herkesin iste6ebilecegi basit yiyecek ve içecekler vardı. Kafasını kaldırıp menunun sadece bu kadar mi oluo olmadığını soracakken kimsenin olmadığını gördü kız. Az önceki gibi hiç ses çıkarmadan birden kaybolmuştu. Sadelyesinde bir sağa bir sola dönerek etrafına bakındı. Müşterilerden başka kimseyi göremedi.Sonra aklına geldi ki sadece el kaldırması gerekiyordu. Elini kaldırdi ve sadece bekledi. Arkasında aniden duyduğu ses ile yerinden sıçrayan kız tam baş ucunda duran aynı garsona döndü. Bu defa daha dikkatli bakabilmisti genç adama.
Garson 1.85 boylarında, esmer vücudu formda olan biriydi. Modaya uygun kesilmiş kahverengi saçları alnına yumuşakça dökülüp doğal bir görünüm sergiliyordu ve iri gözlerini,hic bir mimik barındırmayan keskin yüz hatlarını ortaya çıkarıyordu. Yüz ifadesi o kadar soğuktu ki bu onu ulaşılmaz kılıyor, daha da cezbedici bir görüntü çiziyordu.Esmer teniyle yazarlık oluşturan  beyaz gömleğinin kollarını yarıya kadar katlamışti. Bu da damarları belirginlesmis erkeksi kollarını ön plana çıkarmıştı. Üst bedenini saran kumas kaşlarıyla birlikte geriliyordu.Gomlegini içine soktuğu siyah kumaş pantolonu ise kaslı bacaklarini ortaya çıkarmıştı. Adam dergi kapaklarından fırlamış bir şekilde karşısında duruyordu. Çuval giyse bile üzerinde güzel durur dediğimiz tipte biriydim sadece dikilmesiyle bile dikkat çekmemesi imkansız fit vucuduyla sadece ona bakıyordu.
" Hoşgeldiniz. Ne arzu etmiştiniz?"
Tekrar aynı cümleyi kurdugunda deja bu hissine kapılmıştı. Genç kız üçün süren incelemesini keserek utançla gözlerini kaçırdi.
" Bir tane americano istiyorum sütsüz ve şekersiz lütfen." menüyü işaret ederek sanki inceliyormus gibi ona bakmaktan kaçınıyordu. Yine geldiği gibi sessizce ve gizemli bir şekilde kaybolurken genç kız bir garsonun bu kadar yakışıklı olamayacağını düşünüyordu.
Kahvesini beklerken dışarıyı seyretmeye başlamıştı. Hava iyice kararmış sokakta ise tek tük insan kalmıştı. Saatine baktığında on buçuk olduğunu yurdun kapanmasına bir buçuk saat kaldığını görmüştü.derince bir iç cekerek cep telefonunu eline almış is ilanlarina bakmaya başlamıştı. Kendine tekrar bir iş bulmasi gerekiyordu. O sırada önüne konan kahveyle irkilen genç kız gözlerini kocaman açıp garsona baktı . Genç adam ise karşındakinin verdiği tepkiye kayıtsız kalamamis dudaklarını kenarı hafifçe kıvrılmıştı. Genç kız hafifte olsa bir ifade gördüğünde kalbi hızlanmış, tamamen gulumsediginde nasıl görüneceğini merak etmişti. O iri gözleri nasıl parlıyordu acaba?

Genç garson musterisinin açık telefon ekranından onun is aradığını görmüş , genç kıza üzülmüştü ve bu kıza karşı içinde bir sempati oluşmuştu ilk girdiğinden beri. İlk bakışta giyinimiden dolayı hoş bir görüntü cizmesede genç adam kızın gözlerindeki gördüğü bir sey ona yardım etme isteği dogurtuyordu.
" Hanımefendi eğer is arıyorsanız bizim eleman açtığımız var. İsterseniz başvuru yapabilirsiniz."
Hala transta olan Kyung Mi garsonun dedigiyle sadece kafasını sallamıştı.
" O zaman beni takip edin. "
Genç kız neye kafa salladigini o zaman idrak edebilmişti. Tam bir aptal gibi davranıyordu. Bir an önce kendine gelmeliydi. Kendi düşüncelerinde boğulurken farklı bir yere geçiş yapacaklarini gördügunde.  Dikkat çekmeden insanların önünden nasıl geçmişlerdi?
Önündeki kapı açılırken kalbinin daha da hızlı attığını fark etti. Yeni patronu nasıl biriydi? 


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 02, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin