Hayat zordu zor olmasına...lakin önemli olan bu zorluklara göğüs gerip ruhumuzu huzura kavuşturmamız değil miydi ?Taehyung'un babaannesi de böyle yapmıştı işte.
Hayatın engellerini gün geçtikçe eriyen vücuduna inat teker teker aşmış en sonunda ise engellerle dolu olan yolun sonunun bir uçuruma çıktığını öğrenmişti.
O kadar yüksekten düşmüştü ki son nefeslerinde uçtuğunu düşünecek kadar kayıplara karışmıştı gerçeklikten uzaklaşmış zihni.Taehyung bu olaylara kendi gözleriyle şahit olmuş, babaannesinin acısını hafifletmek için uğraşmıştı.
Lakin kadere dur diyemezdin.
Belki de en zoru da buydu.Babaannesinin cansız ,soğuk bal yanaklarına son öpücüğünü vermesinden bile daha zor olmuştu hatta.
Cenaze alanına Taehyung'un öğretmen arkadaşları doluşurken, aniden hissettiği sarılışla uzun boylu gözyaşlarını daha fazla tutamamış ve ona sarılan Hoseok'a daha sıkı bir şekilde tutunmuştu.
"Çok...çok acıyor Hoseok."
"Biliyorum Taehyung, elimden bir şey gelmediği için çok üzgünüm."
"Yanımdasın ve bana sarılıyorsun...bu yeterli."
Kısa bir sessizlikten sonra Taehyung tekrar konuşmuştu.
"Garip gelecek belki ama...bugünlük elimi tutar mısın ?"
Hoseok şefkatli gülümsemesiyle her hafta içi tartıştığı öğretmenin elini tuttu.
Onu sevdiğini kabul etmek için uykusuz bir gece geçirmek zorunda kalmıştı. Ardından şu an karşısında duran adamın anneannesinin ölüm haberi ulaşmıştı kendisine.
Taehyung'un yıkılmış hali gözünün önüne her geldiğinde korkuyla hazırlanmış, onun yanına ulaşmak için dolu taksideki müşterileri indirtmişti."İstersen bugün yanında kalabilirim."
"Gerçekten mi ? Bunu yapar mısın sahiden ?"
Genç adamın gözleri parlamıştı.
Anneannesi öldüğünden beri her türlü desteğe ihtiyaç duyuyordu.
Haliyle hayır diyememişti gelen teklife, ayrıca bunu teklif eden kişinin Hoseok olması onu bu kötü anına rağmen kısa süreliğine mutlu etmişti."Elbette yaparım, sonuçta biz yakınız."
"Tabiki yakınız."
Tabutun kaldırılıp gömülme vaktinin geldiğini söyleyen rahiple yutkunarak ilerledi Taehyung. Şu an toprağın altında yatacak olan kişinin anneannesi olacağına inanamıyordu.
Lakin elini tutan sıcaklık ona güç veriyordu.
Hoseok dediği gibi Taehyung'un elini bırakmamış, hüzün dolu surat ifadesiyle toprağa bakarken, genç öğretmenin yalnız olmadığını fısıldanıyordu.Yalnız değildi o, Hoseok'u vardı onun.
Yani tam olarak onun değildi...ama Hoseok'un kendisini yalnız bırakmayacağına olan inancı tamdı.
"Kişinin yakınları son sözlerini söylesin ardından dağılıp, ölünün huzura kavuşmasına izin verelim."
Kimi vardı Tanrı aşkına ?
Anneannesinin kendisinden başka kimi vardı ?
Yine de sustu Taehyung.
"Sadece ben varım." Diyemedi, sustu.
Mezarın yanına eğildi usulca, önce onu hemen baş ucunda bekleyen Hoseok'a baktı sonra anneannesine döndü.
"Şimdi toprak sen kokar değil mi bal yanaklım ?
Ne de şanslıymış şu toprak, işin ucunda sen varsın sonuçta."Kelimeler boğazına düğümlenince ağlayacağını anladı Taehyung. Hoseok'un elini tutup kendine çekti.
Mesajı alan Hoseok sardı kollarını hüzünden bıkmış, bitkin bedene."Şhh...ağlamalar yakışmaz sana. Kare gülüşlü koca adam değil misin sen? Anneannesinin tombul sevdiği meşhur matematik öğretmeni sen değil misin bakayım?"
İstemsizce döküldü kıkırtılar Taehyung'un ağzından.
"Evet, işte böyle...ama hala Edebiyat, Matematikten daha önemli !"
"Hah...sen öyle sanmaya devam et Bay Jung."
Taehyung Hoseok'un gülüşüne aşık olmuştu ya hani...
Unutun onu
O tümüyle ona aşık.
•••
Şu hristiyanların cenazesi hakkında araştırma yaptım da öyle yazdım. Onlar tabuta gül filan koyuyorlarmış ama ben direk toprağa verme sahnesini yazdım.
Haberiniz olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teacher and Teacher | Vhope
Fanfictionİki birbirinden yakışıklı öğretmenin tartışarak başlayan ilişkileri aşka dönüşür. ••• @minyoOFFgi Doğum günün kutlu olsun. boyxboy vhope fluff teacher au